Paylaş
Artık ben de bunaldım... Offf offf off-shore yüzünden.
Hükümet kararını bir an önce açıklasa da durum netleşse.
Siz off-shore'zedeler derdinizi anlatmanın yollarını bulmaya çalışıyorsunuz... Eylem yapıyor, faks, mektup yolluyor telefon açıyorsunuz. Bizlere de anlatıyorsunuz. Kimileriniz artık intiharın eşiğinde olduğunuzu, çareniz kalmadığını söylüyorsunuz. Birikimlerinizin gittiğini, çocuklarınaza bakamadığınızı, ekmek parasına muhtaç olduğunuzu...
Ben zaten gözyaşı kirpiğinde olan bir kadınım. Sulugözüm. Kimsenin üzüntüsüne dayanamıyor, ağlıyorum...
Tamam sizleri anlamaya çalışıyorum da ben ne yapabilirim ki? Ancak gelişmeleri, doğru bilgileri ve kendi fikrimi aktarmaktan başka.
Bankaların kurtarılmasına karşı olduğumu bir çok kez yazdım. Hem banka sahip ve yöneticilerinin hem de buralardan kredi kullanan kişilerin, tasarruflarını kendi özgür iradeleriyle değerlendiren mudilerin, kısaca tüm tarafların riski alması gerektiği görüşünde olduğumu.
5 banka daha (Egebank, Yurtbank, Sümerbank, Esbank, Yaşarbank) Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildi.
Madem bu bankaların batmasına izin verilmedi, madem mevduata yüzde 100 devlet güvencesi devam ediyor, her zaman olduğu gibi kamu tarafı yine riski alacak off-shore hesaplarına ilişkin sorunu da çözecek.
Çoğunuz off-shore (kıyı bankacılığı) nedir bilmediğinizi söylüyorsunuz. bazılarınız haberiniz olmadan paranızın off-shore hesabına aktarıldığını savunuyorsunuz. Evet iki banka da bu tip durumlar olmuş.
Off-shore hesaplarının yüzde yüz devlet güvencesinde olmadığını bilmediğinizi aktarıyorsunuz. Tabii hesap açtığınız bankanın bunu size söylemesi gerekiyordu, ama iş işten geçti artık.
Off-shore'zedeler olarak tek haklı olduğunuz nokta belki böylesi bir enflasyonist ortamda üç-beş puan daha fazla faiz alamak için yüksek faiz veren bankalara yönelmeniz olabilir.
Sigorta Fonu'nun yönetimine geçen bankalardaki off-shore hesaplarının tutarlarını, bürokrasi ve hükümet kanadında off-shore'zedeler için ne tür alternatifler üzerinde durulduğunu yazmıştım. Esbank'ın off-shore bankası yoktu. Orada sorun da yok tabii.
Bu arada banka banka off-shore hesap tutarları toplamı 220 milyon dolardı. Yaşarbank'ın eski sahiplerinden bir bilgi geldi. Ben Yaşarbank'ın off-shore hesabının 47 milyon dolar olduğunu aktarmıştım. Yaşarbank'ın eski yetkilileri dediler ki, vatandaşların o tutar içindeki hesabı 5.5 milyon dolardı. Geri kalanı bankanın kendi parasıymış. Off-sohre hesap sahiplerine ödemeler yapıldığı için vatandaşların 3 milyon dolar parası olabilir o hesapta diyorlar.
Şimdi yeni bilgilerle daha açık yazayım. Sümerbank ve Yaşarbank'ta da off-shore bakımından sorun görünmüyor. Yani bu bankaların organik bağları var. Bu anlamda oradaki hesap sahiplerinin tasarruflarının ödenme olanağı bulunuyor.
İlliyet bağı var
HANİ Merkez Bankası ve dolayısıyla murakkıplar, müfettişler, bağımsız denetim kuruluşları, ‘off-shore'larla bu bankaların organik bağlarını araştırıyoruz bazılarında bağa rastlayamadık’ diyor ya şimdilik...
En büyük problemin yaşandığı Yurtbank ile Yurt Security Off-Sohere Bank Ltd.'nin organik bağını gösteren bir vekaletnameden söz edeyim. Yurt Off-Shore'nin yüzde 99.9'unun Süleyman Ekiz'e ait olduğunu ve Yurtbank'ın ortaklık bağının olmadığını söylüyor Yurtbank'ın yöneticileri ve dolayısıyla paraları ödeyemeyeceklerini beyan ediyorlar. Oysa Süleyman Ekiz, Yurtbank'ın eski Genel Müdürü ve el konulduğu sıradaki Yönetim Kurulu Üyesiydi. Yurtbank'ın eski patronu Ali Balkaner'in müşavirleri, şoförüleri, sekreterlerine sembolik hisse verilmişti. Bu anlamda illiyet bağı var açıkçası.
İstanbul Beyoğlu Noterliği'ne 9 Aralık 1999 tarihinde Süleyman Ekiz'in bankayla ilgili davalarda hangi avukatların vekalet edeceğini gösterir vekaletnamasi de var örneğin. Merkez Bankası Mevduat Sigorta Fonu, Beyoğlu 36. Noterliği'nden bu belgeyi istesin...
150 milyon doların izi sürülüyor
MERKEZ Bankası'ndan edindiğim bilgilere göre Egebank ve Yurtbank'ta büyük problem yaşanıyor. Bu bankaların off-shore'larıyla ilintilerini organik bağlarını bulmaya çalışıyorlar.
Merkez Bankası üst düzey yetkilisi son durumu şöyle anlatıyor:
‘‘Sadece belirttiğiniz gibi iki bankada sorun var. Diğerlerinde ödeme yapılabiliyor. Raporumuz tamamlandığında alternatif önerileri Hükümet'e sunacağız. Sorun olan bankalarda iştiraki miydi, o bankanın parçası mıydı araştırıyoruz. Yeni yönetimimiz ve müfettişlerimiz araştırıyor. Paraların ucunu bulabilirsek, yani bu teminat olarak kullanılmış olabilir, projelere verilmiş olabilir, bulabilirsek off-shore mudilerine yönlendireceğiz. Aksi takdirde tek çözüm yasa bir madde konulması olacak. Marmarabank olayında yaşandığı gibi. O paralar yasa değişikliği ile sigorta kapsamına alınırsa ancak biz ödeme yapabileceğiz. Sorun olan iki banka açısından 150 milyon dolarlık bir tutar bu. Yani, bu iki bankanın off-shore hesap tutarı tahmini olarak böyle. Ödenemeyecek bir para kesinlikle değil. Fon'umuz uygun. Ama dediğim gibi bizim ödeme yapabilmemiz için yasal zeminin olması gerekiyor. Son çare hükümetin yasa değişikliği yapmasıdır. Buna da hükümet karar verecek.’’
İş Bankası'nda CHP kulisi
İŞ Bankası yönetiminde CHP'de temsil ediliyor biliyorsunuz. Atatürk'ün döneminden kalma hisselerinin karşılığında İş Bankası Yönetim Kurulu'nda 4 kişiyle temsil ediliyorlar.
CHP kanadının temsilcileri Enis Tütüncü, Mustafa Timisi, Mustafa Özyürek ve Erbaşar Özsoy.
Şimdi İş Bankası'nın 25 Mart'ta Genel Kurul toplantısı olacak. Seçimli olup olmayacağı bir iki güne kadar ilan edilir.
Cumhuriyet Halk Partisi içinde bir kulis yürütülüyor. İş Bankası Yönetimi'ne bankacı bir CHP'li sokmak istiyorlar.
Mevlüt Aslanoğlu'nun ismi dolaşıyor. Yılların bankacısı Mevlüt Aslanoğlu, son seçimlerde CHP'den Malatya milletvekili adayıydı. Parti barajı aşamayınca milletvekili olamadı.
Paylaş