Paylaş
KARAMEHMET hep kaçıyor! Basın mensuplarından birini gördüğünde hemen uzaklaşıyor... New York'ta, gazetecilerin yüzünden, arkadaşlarıyla da rahat olamadı...
Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Karamehmet'in pek ortalıkta görünmediği, konuşmadığı ekonomi basınının malumudur. Yakın çevresi de onu ‘‘dinler, konuşmaz’’ diye anlatır. Çok yakını olan bazı çalışma arkadaşları dostları ise ‘‘O kadar da değil canım. Yönetim kurulu toplantılarında fıkra bile anlatır’’ diyorlar.
Turkcell'in New York Borsası'na kote edilmesi vesilesiyle Çukurova Grubu'nun davetlisi olarak gittiğimiz New York'tan dün döndük. Tören de sokak şenliği de Türkiye adına da gurur vericiydi. Böyle 5-10 şirketimizin daha New York Borsası'nda işlem görmesi ABD'de etkili lobiyi de getirecek inşallah. Yalnız bu Borsa'ya kotasyon hiç kolay değil. Belli rasyoları tuturmak, denetimden olumlu sonuç almak illa da şeffaf dünya şirketi kriterlerinde bulunmak gerekiyor.
Gazeteciler, doğal olarak, hiç konuşmayan işadamı Mehmet Emin Karamehmet'in burada bir umut peşine düştüler! İlk kez bir Türk şirketinin New York Borsası'nda işlem görecek olması dolayısıyla bu şirketin büyük ortağı Karamehmet'in bırakın Çukurova Grubu'yla ilgili konularda veya genel ekonomi konusunda konuşmasını, hiç olmazsa birkaç çümleyle duygularını ifade edeceği sanıldı. Aslında sonucu baştan biliniyordu, ama denemekte fayda olur diye düşünüldü. Görüşmeyi her deneyen gazeteci de bir kaç kelime almayı bir yana bırakın jestle mimikle bile olsa duygularını anlayamadı. Karamehmet renk dahi vermedi!
Karamehmet, Borsa'da açılış gonguna vurmadan önce kahvaltı salonunda kürsüye çıktı, yazılı metni okudu. O konuşmada da ter içinde kaldı. İrticalen konuşsa ne olurdu acaba dediğimizde ise ‘‘Öyle yapmazdı zaten. Zorunda kalsa herhalde tek kelime ederdi. Sadece teşekkürler derdi’’ diyordu yakından tanıyan biri.
Karemehmet, gazetecilerle konuşmama prensibininde ama biraz da bu durumun yapısından kaynaklandığını düşünüyorum. İçine kapalı, utangaç bir kişilik bence.
Manhattan'daki ünlü Club 21'deki kokteyle New York Borsası Başkanı Richard Grasso da geldi. Karamehmet konuğuyla çok yakından ilgilendi, onu hemen dostu Güneş Taner'le tanıştırdı. O kokteyl de ben de Karamehmet ile konuşmayı denedim. Konuşmama prensibini biraz açmaya çalışıp, Turkcell'e getiriyordum ki ağzından sadece şu cümle döküldü: ‘‘O zaman konuşmuş olurum.’’ Tabii bana da yanından uzaklaşmak düştü...
Neyse New York gazası mübarek olsun...
Yüzde 60'ı geçer
MANHATTAN'da biraz dolaşmaya, alışverişe fırsatımız oldu. Ara ara Mehmet Emin Karemehmet'le de karşılaştık. Tıpkı kaldığımız otelin barlarında lobisinde olduğu gibi yine bizlere uzaktı. (Barlardan biri puro bardı, çok ilginçti. Borsa verileri sürekli ekrandan izlenebiliyordu. Borsadaki gibi bir dizayn. Tabii kotasyondan sonra Turkcell de TKC markasıyla ekrandan geçiyordu. Purosuyla da tanınan Güneş Bey burada keyifle tütürdü purosunu.)
Tesadüfe bakar mısınız. Manhattan'da girdiğimiz bazı mağazaların sahipleri Türk çıktı. Soluklanmak, sigara içebilmek için oturduğumuz cafe bile Türk'ündü. Mücveri, cacığı burada yemek kısmet oldu!
Kaldığımız Waldorf Astoria Oteli'nin hemen girişindeki barda eski bakanlardan Güneş Taner, Necdet Menzir, Mehmet Köstepen, SPK eski Başkanı, Çukurova Grubu'ndan Ali İhsan Karacan ile sohbet ettik. Necdet Menzir, Rumelili bazı gençlerle yeni ekonomi üzerine çalıştığını, bazı işler yaptıklarını söylüyordu ama bu bazı işleri olgunlaşınca konuşma yanlısıydı. İşadamı Selahattin Beyazıt da Karamehmet Ailesi'ni yalnız bırakmayanlardandı. Biraz tutumlu olduğu söylenen Beyazıt'a 1200 dolara bir dijital fotoğraf makinesi aldırtmış Güneş Bey. Söylentiye göre bu pahalı alışverişe bozulmuş Beyazıt.
Karamehmet’i gölge gibi izleyen Güneş Taner'i görmüşken ekonomiyi sormamak olmaz. Taner'e, onun ünlü lap top'unun, Türkiye'nin genel ekonomisine ilişkin ne rakamları gösterdiğini merak ettiğimizi söyledim. Bir zamanlar enflasyonu kişisel meselesi ilan eden, ekonominin sorumluluğunu taşımış bir bakan olarak Güneş Taner acaba enflasyonu yüzde kaç tahmin ediyordu? Özetle gidişatın iyi olmadığını anlattı. İhracatın, turizmin iyi olmadığını. Misal turizm gelirlerinin 6.5 milyar dolarda kalacağını. Bu hükümetin ihracat için hiçbir şey yapmadığını. Bir dahaki seneye vergi gelirlerinin düşeceğini. ‘‘Allah korusun bir daha büyük deprem olacağı kesin mi ki öyle vergi alabilsinler. Yerine ne koyacaklar’’ diyordu. Bu seneye ilişkin yüzde 25'lik enflasyon hedefinin tutmasının mümkün olmadığını, yüzde 45 olursa bile öpüp başa konulması gerektiğini anlatıyordu. Taner'in enflasyon tahmini çok acıydı. ‘‘Yüzde 60'ı geçer’’ diyordu. Anladığım kadarıyla Güneş Bey, üretimin artırılması, ekonominin ısıtılması yanlısı.
Güneş Taner'e, ‘‘Peki formül nedir? Bu enflasyon sarmalından nasıl kurtulunacak. Sizlerin de yönetimde olduğu süreç de dahil yıllardır kısır döngü sürüyor’’ deyince Taner'in cevabı soruyla karışık oldu:
‘‘Ben onu bunu bilmem. Ben gelince ne oluyor?’’
Taner, kendisi işin başına gelince enflasyonun düştüğünü ima ediyor. Bu işi ben yapabilirim demeye getiriyor. İlgililere duyurulur..
Halay başı kim çeker
BORSA'daki ekranda Turkcell Genel Müdürü Cüneyt Türktan'ın adı yazdı ama son dakikada ikna edilen Karamehmet gongu çaldı, borsayı açtı.
New York Borsası Başkanı Grasso, Karamehmet'e halay bile çektirdi. Grasso çok sempatik bir adam. Akdenizli kanı taşıyor, neredeyse Karamehmet'e zorla şov yaptırdı. Wall Street'te kurulan platformun üzerine onun ısrarıyla çıktılar. Beraberce halay çektiler... Zafer işareti yaparak resim çektirdiler. Karamehmet ise hep sıkıntılıydı bu seremonilerde.
Peki halay başı kimdi dersiniz. Çukurova Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Berkmen idi. Halayın hakkını da veriyordu. Eski bakanlardan Güneş Taner, Necdet Menzir, Mehmet Köstepen'le sokakta şenliği izliyorduk. Taner, takılmadan edemedi: ‘‘Mehmet Emin'in ayakları pek hareket etmedi canım nasıl halay çekmek o’’diyerek.
Sokak şöleninde Tarkan'ın ‘‘yakalarsam muck muck’’ nakaratının yer aldığı uluslararası ündeki parçası da çalındı. Uzaktan geçenler bile kıpır kıpırdı, dans ederek yürüyorlardı. Bazı gazeteciler de içinden Tarkan'a eşlik ediyordu, ‘‘Yakalarsam...’’
Karamehmet'in abisi Samsa Karamehmet törende yoktu. Kızkardeşleri Neslihan Hanım oradaydı. Neslihan Hanım'la Karamehmet'in konuşmama tavrını konuşuyorduk. Neslihan Hanım, ‘‘Küçüklüğünde de böyleydi. Pek konuşmaz, dinler. Halay çektiğini duyunca çok şaşırdım. Mutlaka birileri çok ısrar etmiştir’’ diyordu.
Osman Berkmen de ‘‘Biz konuşmayız, profesyonellerimiz konuşur’’ diyerek patronuna destek veriyordu.
Berkmen'e yine de grubun yeni yatırım alanları neler, basın sektöründe büyüme planınız var mı diye sorup bilgi almaya çalıştım. Osman Bey, ‘‘Medyada büyümeyi düşünmüyoruz. Telekomünikasyon alanında büyüyeceğiz’’ dedi sadece.
Bu arada, Çukurova yetkililerinin kırgınlığını da not edelim. Türkiye için de önemli olan bu etkinliğe Hükümet'ten bir yetkilinin katılmaması onları oldukça üzdü.
Paylaş