Hâkim amca Ayşeleri kim kurtaracak: Ya uygulama ne olacak

Anne boşanma davası açtı ve suç duyurusunda bulundu. Mahkeme, “Küçük kız tecavüzü anlatamadı. Anne boşanmak için babaya iftira attı” diye beraat verdi. Yargıtay onadı. 

Bakanlardan oluşan komisyon hafta başı çocuk istismarı önlem paketini belirleyecek. Ayşelerin sesi olmak adına soruyorum. Sadece TCK’nın 103. maddesine, “12 yaşından küçük çocuklara tecavüz edene ağırlaştırılmış müebbet hapis verilir” yazmak yetecek mi? Yeni uygulama nasıl olacak?

BU yazdıklarımın hepsi yargı kararlarından. Doğu’da ya da Güneydoğu’da değil Ankara’da geçiyor. 11 yaşındaki zihinsel engelli küçük Ayşe ve ondan birkaç yaş büyük konuşma engelli ağabeyine ilişkin akıl almaz iddialar var. Dava dosyasına göre olay şöyle:

Anne bir gün küçük kızı Ayşe’nin kanaması olduğunu görünce şüphelendi ve babasıyla beraber doktora götürdü. Kız yolda giderken, babasının tecavüz ettiğini annesine söyledi. Doktorlar sorduğunda ise yanıt veremedi. Kocası eve döndüklerinde, “Önce seni, sonra kızını öldürürüm” diyerek karısını tehdit etti. Baba evde yokken, ağabey de annesine, babasının kendisine dışkısını yedirdiğini ve idrarını içirdiği söyledi. Bunları komşularına anlattığını ama inanmadıklarını belirten anne, oğlunun kocası tarafından dövüldüğü için sakat kaldığını ve doktora bile götüremediğini anlattı. Anne bu olaylardan bir yıl sonra boşanma davası açtı ve savcılığa suç duyurusunda bulundu.

MAHKEMEDEN SANIKBABAYA BERAAT

 Küçük kız psikolog huzurundaki ifadesinde, babasının kendisine nasıl tecavüz ettiğini işaretlerle anlattı. Hâkim karşısında soruları sadece tasdik ederek yanıtlayabildi. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, savcı “Annenin olaydan bir yıl sonra şikâyette bulunduğunu, tecavüzü görmediğini, olayı sadece kızının anlatımlarından yola çıkarak aktardığını” belirterek beraat istedi. Mahkemede, savcının mütalaası ışığında, doktor raporuyla küçük Ayşe’nin yüzde 70 engelli olduğunun saptandığını, duruşmalarda sorulara cevap veremediğini, annenin sözlerini ispatlayamadığını ve annenin boşanma aşamasında delil olması için kocasına iftira atmış olabileceğini gerekçesiyle beraat verdi. Bir hâkim üye ise beraate şu karşı oyu yazdı:

“Mağdur, zekâ seviyesine uygun olarak işaret ve basit kelimelerle cinsel istismarı anlatmıştır. Ayşe’nin doktor raporunda zekâ geriliği olduğu, maruz kaldığı iddia edilen eylem sonrasında ağır strese karşı tepki geliştiği, ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiştir. Mağdurlar ve katılan anne sanıktan korktuklarını söylemişlerdir. Mağdurun, normal zekâ düzeyindeki kimseler gibi ifade vermemiş olması sanığın eylemini suç olmaktan çıkarmaz.”

Temyizde de Yargıtay 14. Ceza Dairesi mahkemeden farklı karar vermedi ve sanık babanın beraatini onadı.

AYŞELERİN SUÇU NE

Bu içler acısı dosyayı yargılamalarda sanki suçlu onlarmış gibi sorgulanan, küçük bedenleri gibi bir kere daha ruhları örselenen çocukların nasıl mağdur olduklarını anlatmak adına gündeme taşıdım.

Çocuk istismarını önlemek için acil önlem paketini hazırlamak üzere kurulan Bakanlar Komisyonu hafta başında yeniden toplanacak. Son on yılda çocuk istismarının yüzde 700 arttığını düşünürsek, komisyonun bu çalışması çok olumlu. Ayşelerin sesi olmak adına sadece yargı boyutuyla ilgili soruyorum:

Sorun sadece TCK’daki indirimler ve cezaların azlığından mı kaynaklanıyor?

15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ soruşturmaları kapsamında üç hâkimden birisi tutuklandı. Birinci bölgedeki kıdemli hâkimler istinaf ya da Yargıtay’a kaydırıldı. Kürsüdeki hâkimler, kıdemli meslektaşlarına göre deneyimsizler. Acaba uygulamayı da tartışmak gerekmiyor mu? Acaba cinsel suçlarda uzmanlık mahkemeleri kurmak ve hâkimleri daha sıkı şekilde hizmet içi eğitimden geçirmek mi gerekiyor? Mağdur çocuklara asıl yargılama sonrası psikolojik destek vermek, sahip çıkmak, normal bireyler gibi topluma kazandırılmak için destek olmak gerekmiyor mu?

Hâkim amca, devlet baba, Ayşeleri kim kurtaracak?