Artık yargının da sözcüsü var
Basın sözcülüğü Batı’da çok daha uzun bir geçmişe sahip olmasına rağmen Türkiye’de sadece 4 yılda önemli yol aldı ve kurumsallaştı. Artık Türkiye genelindeki 159 ağır ceza merkezinde basın sözcüleri görevli. Adliyelerde medya iletişim büroları kuruldu. Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı ise proje kapsamında yargı-medya buluşmaları yapıyor.
YARGI-MEDYA 2. KEZ BULUŞTU
Bu buluşmalardan ilki, 6 Temmuz 2016’da Erzurum’da, ikincisi 4 Ekim’de Adana’da yapıldı. Bu buluşmaya 28 yıllık gazeteci ve yargı haberlerine 20 yılını vermiş bir muhabir olarak ben de davetliydim. Adana’daki buluşmaya, Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ertuğrul Çekin, Bölge Adliyesi Başsavcısı Sabri Beytorun, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri Tacettin Ural, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun, Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Dursun Ali Demirboğa, Anadolu Ajansı Bölge Müdürü Kemal Firik, basın sözcüleri, yerel medyadan gazeteci meslektaşlarımız katıldı.
HASSAS DENGE GÖZETİLMELİ
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Yurdagül, aileden gazeteci olduğunu vurgulayarak, “Yargı organlarının idari nitelikteki faaliyetlerinin duyurulmasında ve haber konusu yapılmasında, gerek teoride gerekse de pratikte önemli bir engel bulunmamaktadır. Ancak dava konusu olan ve aynı zamanda haber değeri bulunan hususların basın ve kamuoyuyla paylaşılmasında, hassas bir dengenin gözetilmesi gerekmektedir” dedi.
HABERİN KAYNAĞI ÖNEMLİ
Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ertuğrul Çekin ise “Bu çalışmanın amacı özetle, kamuoyuna doğru ve sağlıklı bilgi akışının hızlı biçimde sağlanmasıdır. Bu süreçte yargı bağımsızlığı ve masumiyet karinesi gibi ilkelerin de gözetileceği şüphesizdir. Medya organlarımızın doğru haber yapılabilmesi için, haberin kaynağı büyük önem arz etmektedir. Bu noktada, basın sözcülüğü ve medya iletişim büroları büyük önem taşımaktadır” değerlendirmesini yaptı.
GÖRSEL AÇIKLAMA TALEBİ
Buluşmada, meslektaşlarımız basın sözcülerinden daha hızlı açıklama yapılması, yazılı basın açıklamalarının yanı sıra görüntülü-sesli açıklama paylaşılması taleplerini ilettiler. Basın sözcüleri ise yaşadıkları örnek olayla üzerinden medyanın basın sözcülerine sorup haber yapmasını, düzeltme gerektirmeyen hukuka uygun haberler verilerek kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine vurgu yaptılar.
MESLEK İÇİ EĞİTİM
Benim de meslektaşlarımın talebine paralel önerim adliyelerin internet sitelerinin “basın açıklamaları” bölümüne “yazılı” açıklamanın görseli ve video kaydının da konulması. Bir diğer önerim de mesleğe yeni başlayan adliye muhabiri meslektaşlarımızın bu alanda meslek içi eğitimden geçirilmeleridir.
HUKUKA BAĞLILIK ZORUNLULUĞU
Son olarak şunu vurgulamak gerekiyor. Yargı haberleri çoğu zaman kişilerin temel hak ve özgürlükleriyle ilgili eylem-işlemlerle birlikte anılırken, özel hayatın gizliliği, haberleşme özgürlüğü, ailenin korunması, adil yargılanma, lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesi gibi birçok ilke de bu haberlerle birlikte olumlu ya da olumsuz gündeme geliyor. Kişi özgürlükleriyle ilgisi nedeniyle bu tip haberlerin hukuka uygunluğu kritik önem taşıyor. Gazetecinin ve medya organlarının sorumluluğu yanında halkın haber alma hakkı açısından da.
MEDYA-YARGI ÇATIŞMASI
Günümüzün dijitalleşen medyasının ise bilgiye mümkünse anında ulaşma talebi var. Konu yargı haberleri olunca bu bilgiyi talep edecekleri kaynak, “muhatap” yargı oluyor. Yargı gibi tabiri yerindeyse sadece kararları ile konuşan yapının mensubu olan hâkim-savcılarla, mümkünse o hâkim savcıların kararlarını anında öğrenmek isteyen medya mensuplarının bir çatışma yaşadıkları da gerçek.
Medya mensuplarının projenin başladığı dört yıl öncesine kadar karşılarında resmi olarak bu işi yürüten bir muhatapları yoktu. İşte basın sözcüleri medyanın karşısındaki “muhatap” olarak bu çok önemli bir eksikliği doldurmaya adaylar.
