Zihin aşınması kader mi

Yaşlanmaktan beyin ve sinir sistemi de hakkını alır ama beyin yaşlanması herkeste aynı ölçüde olmaz.

Bunun genetik, sosyal, beslenme ve sağlık düzeyi ile de ilgisi vardır. Beyin yaşlanmasının ilk işaretlerinden biri hafızanın zayıflamasıdır. Bu durumu “zihin aşınması” olarak da tanımlayabiliriz. Bu aşınma nedeniyle yaşlandıkça öğrenmeniz, anlatmanız, duyduklarınıza, okuduklarınıza, öğrendiklerinize odaklanmanız zorlaşır. Dikkatiniz azalır. Aklınız az veya çok ama mutlaka ve daha kolay karışır. Bu değişimler makul ölçülerde olduğunda doğaldır. Ayrıca yavaşlatmak da elinizdedir.

Araştırmalar belleği sağlam tutmanın yolunun öncelikle onu çalıştırmaktan geçtiğini gösteriyor. Öğrenmeye, araştırmaya, düşünmeye, kısacası bir şeylere kafa yormaya devam edenler hafıza problemleriyle daha az karşılaşıyor. Beyniniz için de -tıpkı kaslarınız gibi- bir çeşit “kullan ya da kaybet” kuralı işliyor. Sosyal çevresiyle ilişkileri devam eden, ruhsal açıdan kendini daha iyi hissedip huzur içinde yaşlanabilenlerde bellek sorunlarına daha seyrek rastlanıyor.

AŞINDIRAN NEDENLER

Kan şekeri yüksekliği, kolesterol fazlalığı, hipertansiyon ve kilo problemi yaşamayanların bellek sorunlarıyla daha az uğraştıkları bilinen bir gerçek. Uyku problemleri, depresyon, yoğun stres, korku ve endişe hali de belleği olumsuz yönde etkiliyor.

NE YAPMALI

Yazımızın giriş bölümünde belirttiğimiz gibi belleği sağlıklı tutmanın birinci kuralı onu daha sık kullanmaktan geçiyor. Öğrenmek, tekrarlamak, yeni bilgilerle doldurmak gerekiyor. Ayrıca beslenmenin de önemli bir etkisi var. “Havuç suyu” zekâ suyu mudur bilmem ama balık yemek çok önemli. Hangi yaşta olursanız olun bol bol balık yiyin. Ucuzu, pahalısı, somonu, istavriti fark etmiyor. Balık gerçek bir “fikir gıdası”.
Yüzlerce çalışmada gösterildi. Düzenli balık yiyenlerin bellek sorunlarıyla karşılaşma ihtimalleri azalıyor. Omega-3’ü balık dışında ceviz, yeşil yapraklı sebzelerden de kazanmanız mümkün. Omega-3 yağlarından EPA kanı inceltiyor, DHA ise hücrelerin bilinçsel fonksiyonlarını destekliyor.
B12’den zengin besinler (et, tavuk, bakliyat, tahıl) de bellek dostlarıdır. Folik asit ve magnezyumun hakkını da yemeyin. Özetle, beyninizi genç tutmak, en azından “aşınmasını yavaşlatmak” biraz da sizin elinizde.

Lazer epilasyon yüzde başarılı mı

Lazer epilasyon kadınlarda, yüzdeki ince tüylerin tedavisinde diğer bölgelerdeki kadar başarılı değildir. Dudak üstü bölgesi dışında ince tüyler lazer epilasyona iyi yanıt vermeyebilir. Özellikle boyun ve şakaklarda dikkatli olunmalıdır. Esmer tende ince tüy şikâyeti varsa lazer epilasyon yaptırırken dikkatli olunmalıdır. Koyu ten rengine uygun cihazlar kullanılmalıdır. Koyu tenli kişilerde ince tüy şikâyetinde diode ve ND: Yag lazerler daha uygun olabilir.
Alexandrite ve IPL sistemleri açık veya buğday tenlilerde tercih edilebilir. Lazer epilasyon yaptırırken yaptırdığınız yerin temiz koşullarda çalıştığına emin olunmalıdır. Lazer epilasyon öncesi tüyleri kısaltmak amacıyla kullanılan aletlerin, yattığınız masanın dezenfekte edilip edilmediğine dikkat edilmelidir. Solaryum ve güneşlenmenin hemen sonrasında lazer epilasyon yaptırılmamalıdır.

Hipertansiyonlularda felç olasılığı daha fazla

Kan basıncının yükselmesi özellikle bazı organlarda daha fazla soruna yol açar. Bu organlardan biri de beyindir. Hipertansiyon beyinde damar sertliğine bağlı beslenme bozukluğuna da yol açar ama en korkutucu etkisini inme ataklarıyla gösterir. Araştırmalar ilk kez inme geçirenlerin 2/3’sinin tansiyonunun 160/95 mm/Hg üzerinde olduğunu göstermiştir. Hipertansiyona bağlı inme olasılığı özellikle hipertansiyona eşlik eden kilo fazlalığı, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği gibi sorunlar varsa daha da artıyor. Ayrıca yaşlı insanlarda hipertansiyon nedeniyle inme ortaya çıkması olasılığı da daha yüksek.

Kilonuza değil sağlığınıza odaklanın

Sağlıklı bir yaşam sürmeye odaklananlarda fazla kiloları vermek de verilen kiloların geri dönmesini önlemek de kolaylaşıyor. Arka arkaya yayınlanan birkaç araştırmanın sonuçları kilo kaybetmek yerine sağlıklı bir yaşam sürmeye odaklananların daha başarılı olduğunu gösteriyor. Kilo odaklı bir hayat bir süre sonra sıkıcı hale gelebiliyor. Gerginliğe, yorgunluğa, strese yol açabiliyor. Oysa sorunu “daha iyi bir hayat” penceresine taşıyabilirseniz sorun kilo almak veya vermek değil, daha iyi bir hayat sürmek algısına dönüşüyor.

Bakterial vajinozis nedir

Kısaca BV olarak da adlandırılan bakterial vajinozis, kadınlarda en sık görülen vajinal enfeksiyondur. Vajinanın normal bakteri dengesi, bazı bakterilerin aşırı üremesi sonucu bozulunca oluşur. Sebebi tam anlaşılmış değildir ancak cinsel ilişki gibi durumlarda vajinayı koruyan iyi bakterilerin azalması çoğunlukla BV’ye sebep olur. Ayrıca vajinal yıkamalar, spiraller de vajinal bakteri dengesini bozabilir.
BV’li kadınlarda gri-beyaz ve özellikle de cinsel ilişki sonrası artan kötü kokulu bir akıntı vardır. İdrar yaparken yanma, vajinada tahriş ve bazen kaşıntı olabilir. Bu belirtiler başka enfeksiyonlarda da olabildiği gibi, BV’li kadınların bazılarında hiçbir şikâyet yoktur. Antibiyotikler ile tedavi edilebilir ama BV’nin tekrarlaması sık görülen bir durumdur. BV’nin yarattığı en önemli sorunlardan birisi erken doğumdur.

Yaz limonata zamanıdır

Limonata deyince aklınıza hemen limon, şeker, su karışımı soğuk bir içeceğin geleceğini tahmin ediyorum ama keyifli, serinletici yaz içecekleri içine üzüm, kavun, meyan kökü, şeftali suyu eklenerek de hazırlanabiliyor. Limonata aslında meyve şerbetinden ibaret bir besindir. Fazla şeker ilave etmezseniz son derece sağlıklı, keyifli bir içecektir.
İçinde ne kafein vardır ne de asitli maddeler. Hele bir de içine birkaç parça nane yaprağı atarsanız keyfi daha da artacaktır. Eğer hazırlamaya üşeniyorsanız tecrübeli bir içecek üreticisi firmanın hazırlayarak piyasaya sürdüğü limonatadan da faydalanabilirsiniz. Ben kendi adıma Uludağ’ın ürettiği hazır limonatayı da keyifle içiyorum ve bu geleneksel tadı güzel bir lezzetle buluşturan gıda mühendislerini tebrik ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları