Zamane hastalıklarına dikkat

Bazı sağlık sorunları ile eskisinden daha sık karşılaştığımızın farkında mısınız? Mesela mide reflüsünü, Haşimoto hastalığını, kronik yorgunluk sendromunu, Alzheimer hastalığı veya rahatsız ayak sendromunu elli yıl öncenin hastaları bilmiyor, doktorları ciddiye bile almıyordu. Hipertansiyonu, şeker hastalığı, kilo fazlalığı olanların ya da kansere yakalananların sayısı tarihin hiçbir döneminde bu kadar artmamıştı.

Haberin Devamı

Bu durumun birçok nedeni var ama en önemlisi yaşam koşullarımızdaki değişimler. Son elli yılda beslenme alışkanlıklarımızda inanılmaz değişmeler oldu. Aktivitemiz azaldı, stres düzeyimiz arttı. Uykumuzun tadı tuzu kaçtı. Çevre kirlenmesi inanılmaz boyutlara ulaştı. Bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanan beden ve ruhlarımız eskisinden daha sık hastalanmaya başladı.
Genetik kodlarımız da bu değişimlere isyan halinde. Genlerimiz zamane hastalıklarına direnemiyor, DNA’larımız her gün orasından burasından didikleniyor. Neticede çevre-beden-ruh ilişkisi de, çevre-gen bağlantısı altüst oluyor, yeni moda hastalıklar ve trend haline dönüşen yeni sağlık sorunları ortaya çıkıyor.
Zamane hastalıklarının nedeni yalnızca çevre ve yaşam şartlarımızın değişmesi de değil. Başka sebepler de var: Mesela 50-100 yıl öncesine göre daha uzun yaşıyoruz. Yaşam süremiz uzadıkça bazı hastalıkların varlığını daha çok hissediyoruz. Yoğunluğu yetmişli yaşlardan sonra artan Alzheimer hastalığını, prostat kanserini şimdi daha sık konuşmaya başlamamız, damar sağlığını daha ön plana çıkarmamız bundan. Ayrıca kadınların menopozda geçirdikleri hayat dilimi de çok uzadı. Elli yıl önce menopozu sadece on yıl yaşayabilen bir kadın, şimdi ömrünün 25-30 yılını menopozda geçiriyor. Dolayısıyla kemik erimesi, kolesterol yükselmesi ve diğer menopoz problemleri daha çok konuşulur olmaya başlıyor. Sözün kısası zamane hastalıklarından korunmak istiyorsanız yaşam tarzınıza dikkat etmeniz gerekiyor.

Haberin Devamı

SAĞLIK KONTROLÜ

Sigarayı bıraktım, bir sağlık kontrolünden geçmeli miyim?

Sağlıklı yaşam uzmanlarından Dr. M. Roisen’e göre sigarayı bıraktıktan sonra aradan daha iki ay bile geçmeden bir yaş gençleşiyorsunuz! Bunun erken işaretleri ise soğuk algınlığı ve solunum yolu enfeksiyonlarına eskisinden daha az yakalanmanız. Eğer bir yılınızı sigarasız tamamladıysanız 2-3 yıl daha gençleştiğinizden emin olabilirsiniz. Dr. Roisen sigarayı bırakanların bir yıl sonra bir akciğer tomografisi çektirmelerini öneriyor. Bu test akciğerdeki küçük tümörleri ortaya koyabiliyor. Çünkü sigarayı bırakanların %2,5’inde çapı 1 cm altında olan akciğer tümörleri tespit edilebiliyor ve bu tümörlerin erken teşhisi hayatı kurtarabiliyor. Bununla birlikte bu görüşü paylaşmayan uzmanlar da var. Göğüs hastalıkları uzmanları taramalar için basit akciğer filminin yeterli olabileceğini düşünüyor.

KİLO YÖNETİMİ

Haberin Devamı

Şişmanlatan egzersiz var mı?

Hiçbir egzersiz kilo almanıza yol açmaz ama her egzersiz de yağ eritmez ve yalnızca egzersize güvenilerek de kilo verilmez. Düzenli egzersiz yaparak günde 300-400 kalori harcamak (ve bunu aerobik egzersizlerle başarmak) kilo vermenize mutlaka yardımcı olur. Eğer aerobik egzersizler yerine anaerobik egzersizler yaparsanız, yani egzersiz yaparken tık nefes kalır soluk almakta bile güçlük çekerseniz, yağ yerine kaslarınızı yakabilirsiniz. Ayrıca “nasıl olsa egzersiz yapıyorum kilo almam” diye düşünüp beslenmenize dikkat etmezseniz egzersiz yaparken bile kilo almaya devam edebilirsiniz. Bir taraftan yiyip içmeye devam eder, diğer taraftan kas yapan direnç egzersizlerini uygulamak gibi bir cahillik yaparsanız kas kazanımına bağlı kilo artışınız bile olabilir. Son bir nokta eğer yağ yakmak istiyorsanız aerobik egzersizlerin yirminci dakikadan sonra etkili olmaya başladığını unutmayın.

KİLO

Haberin Devamı

Meyve kilo aldırır mı?

Fruktoz, meyve şekeridir. Meyvelerde ve balda fruktoz var. Normal şekerden %30-50 daha tatlı olduğu için besin sanayi de fruktozdan yoğun bir şekilde faydalanıyor. Fruktoz normal şekere oranla %30-50 daha az kalori içerdiği için tercih de ediliyor. Aynı nedenle daha az diş çürümelerine yol açıyor. Ama bütün bunlar fruktozun rahat kullanılabilecek bir şeker olduğu anlamına da gelmiyor. Aşırı fruktoz tüketmek (yani fazla meyve yemek) diğer tüm karbonhidratlarda olduğu gibi kilo aldırabiliyor. Özellikle çok tatlı meyveler (incir, üzüm, muz, karpuz) hem şişmanlatıyor, hem de kanda trigliserid seviyesini yükseltiyor. Diyabet hastalarının kan şekerini hemen yükseltmediği için fruktozu şekere oranla daha fazla tercih etmelerinde yarar olabilir. Bununla birlikte diyabetlilerin de günde 50 gramdan fazla fruktoz almamaları gerekiyor. Kısacası bal ve meyveler, şeker hastalarına da serbest değil!

ALERJİ

Haberin Devamı

Alerji sorunum var nasıl bir yastık kullanmalıyım?

Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta cevaplıyor:

Yün yatak, yün yastık, kuştüyü yastık yerine dakron veya orlon gibi sentetik liflerden yapılanlar tercih edilmeli. Kuştüyü içeren yorgan ve yastıkların zararı kuş tüyünden değil, içinde barındırdığı akarlardan dolayıdır. Yatak ve yastıkların, alerjen geçirmeyen plastik veya vinil bir kılıfla kaplanması alerjenle teması önemli ölçüde azaltan bir uygulama. Bu kılıfların pek çok çeşidi var. Kırışan, katlanan ve terlemeye yol açan plastik kılıflar ucuz fakat kullanımı rahat değil. Su buharını geçiren ama akarlara ve bunlara ait alerjenlere karşı geçirgen olmayan mikroporlu özel kumaştan yapılmış olan kılıflar ise pahalı olmakla beraber hem kullanımları rahat ve hem de terletmezler. Alerjenlerden korunmada kılıf fermuarlarının kaliteli olması da önemli. Yorgan ve yastıklar düzenli olarak yıkanmalı ve yastıklar her 2-3 yılda bir değiştirilmeli. Yastıklardaki akarların uzaklaştırılmasında bunların 6 saat süreyle derin dondurucuda (deep-freeze) bırakılmaları da etkili bir yöntem. Yatak çarşafı, yastık kılıfı, nevresim gibi yatak takımları da haftada bir 60’C üzerinde sıcak su ile yıkanmalı. Soğuk su ve soğuk su şampuanları akarları etkilemez.  (Astım ve Alerjilerle Mutlu Yaşam Rehberi / Altın Kitap)

Haberin Devamı

Hemoglobin azalması ne anlama geliyor?

Hemoglobin kana kırmızı rengini veren temel maddedir. İçeriğinde demir ve protein bulunur. Görevi solunumla kazanılan oksijeni akciğerden alıp dokulara taşımaktır. Herhangi bir nedenle demir kazanımı azalırsa hemoglobin değeri düşmektedir. Ayrıca B12, folik asit gibi vitaminlerin noksanlığında da hemoglobin azalır. Diğer taraftan herhangi bir nedenle fazla miktarda kan kaybı ya da az miktarda kanın uzun sürede fark edilmeden kaybedilmesi durumlarında da hemoglobin azalır. Hemoglobin seviyeleri böbrek yetmezliği, kanser ve diğer bazı kronik hastalıklarda da düşer. Bağışıklık sisteminin bazı hastalıklarında, örneğin lupus hastalığında da hemoglobin azalmaktadır. Hormonal eksilmeler de hemoglobin seviyesini düşürebilir. Testosteron yetmezliği, tiroid tembelliği bu durumlara örnektir ama hemoglobin düşüklüğünün en sık rast-lanan sebebi kansızlıktır.

Yazarın Tüm Yazıları