Yeni yıl duası

Can sıkıntısının tavan yaptığı zamanlarda kullandığım bir motivasyon cümlesi var. Ertuğrul Özkök tavsiye etmişti. Çok işe yaradı: “Her gün yeni bir başlangıçtır!”

Bu yıl bu cümleyi daha sık kullanacağım. Siz de öyle yapın. Ayrıca önümüzdeki seneyi güzel, huzurlu ve sağlıklı geçirmeyi takıntı haline getirin. Huzura, dostluğa, keyfe, coşkuya, kısacası “iyi hayat”a odaklanın. Ve sevgili Gani Müjde’nin o çok özel cümlesini hiç unutmayın: “Gülümsemesini bilmeyen dükkân açmasın”.

En etkili ev egzersizi hangisi?

Hiçbir masrafa girmeden evinizde sıfır maliyetle yapabileceğiniz ev egzersizlerin başında ip atlama geliyor. İp atlamanın hızlı bir kalori yakıcı olduğu kesin! Burada sorun çoğu zaman işi ciddiye almamaktan kaynaklanıyor. Ayağınıza düzgün bir aktivite çorabı ve zıplarken dizinize, belinize hasar vermenizi önleyecek egzersiz ayakkabısı giyerek bu işi yapmaya kalkarsanız sonuç almanız daha da garantili hale geliyor. Burada dikkat edeceğiniz nokta diz ve bel eklemlerinizde ciddi bir sorun varsa ip atlamaya başlamadan önce doktorunuzla görüşmeniz. Çünkü ip atlamak eklemlere fazla miktarda yük bindirir. 60 yaş üstündeyseniz güçlü motor yetenekler, kullanılabilir kaslar ve koordinasyon gerektirdiği için ip atlamayı tavsiye etmiyoruz. Özellikle gençler, okul çağındaki öğrenciler, zaman sorunu yaşayanlar, egzersiz salonlarına devam edecek zamanı veya parası olmayanlar, işim çok, zamanım yok, imkânlarım sınırlı deyip egzersizden sıyırmaya çalışanlar için ip atlama uygun ekonomik ve etkili bir çözüm. Evde yapabileceğiniz ikinci egzersiz merdiven çıkıp inme. Bu egzersizin de yaralanma riski düşük, kalori harcatma hızı yüksek, kas güçlendirici faydası oldukça fazla. Her iki egzersize de yavaş yavaş başlamak ve yoğunluğu da süreyi de zamanla artırmak gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.

En tehlikeli kimyasal kanserojenler hangileri?

Yiyip içtiklerimize karışan kimyasallardan 20 bine yakınının vücudumuza ne gibi etkiler yaptıkları (ya da yapabilecekleri) hâlâ bilinmiyor. Bugüne kadar zararlı olabildikleri belirlenmiş (ve kanserle ilişkileri kanıtlanmış) kimyasal kanserojenlerin başındaysa alkol ve tütün geliyor. Bu ikiliye “hayat tarzı kanserojenleri” deniyor. Alkolün yemek borusu ve boğaz kanseri, tütünün akciğer, ağız içi, baş, boyun, yemek borusu ve idrar torbası kanserinde belirleyici etkileri olduğu kesin. İçme sularına karışan arseniğin deri ve akciğer kanseri, solunum havasına karışan asbestin (asbest borular) akciğer ve akciğer zarı kanseri, saç boyalarına karışan bazı kimyasalların mesane kanseri yaptığı iyi biliniyor. Bazı sosis ve salamlarda bulunan nitrozaminlerin de kanserojen olduğu biliniyor. Artık hiçbir maddenin üretiminde kullanılmasına izin verilmeyen benzenin (eskiden yapıştırıcılarda kullanılırdı) lösemiye neden olduğu da bilimsel olarak ispatlandı. Ayrıca egzoz gazlarının, zirai ilaç olarak kullanılan böcek öldürücülerin de kanserojen olabileceklerini gösteren güçlü deliller var. Bu listeyi daha da uzatmak mümkün.

Yaşlanmak tansiyonu yükseltir mi?

Sağlığınız iyi olsa da yaşınız ilerledikçe kan basıncınız yavaş yavaş yükselir. İleri yaşlarda hipertansiyona yakalanma ihtimalinin artması bundandır. 65 yaş üzeri bireylerin yaklaşık %70’inde kan basıncı normalden fazladır, bunlar hipertansif diye tanımlanabilir. Tıbbi kaynaklar (Merck Manuel) 55 yaşındayken kan basıncı normal olanlarda yaşamlarının geri kalan bölümünde hipertansiyon gelişme riskinin yüzde 90’ı bulduğunu söylüyor. Burada önemli olan şudur: Yaş ilerledikçe kan basıncı artıyor diyerek yaşlı kişilerdeki hipertansiyonu zararsız kabul etmek doğru değil. Hipertansiyon yaşlılar için hastalanma ve ölüm riskini yükselten önemli bir faktör olarak kabul ediliyor, hangi yaşta olursanız olun kan basıncının 135/85 üzerindeki değerleri normal sayılmıyor.

Keten tohumu prostat kanseri riskini artırabilir mi?

Küçük de olsa bazı araştırmalar keten tohumu kullanmanın prostat kanseri riskini artırabileceğini ortaya koymuş ama bunun tamamen aksini gösteren bulgular da var. Kısacası keten tohumunun bu konudaki rolü henüz yeteri kadar açık değil. Bu noktada yapılması gereken konu açıklığa kavuşana kadar prostat kanseri olanların ya da bu kanser yönünden yüksek risk grubunda bulunanların keten tohumunu kullanmamaları.

Zayıflama ameliyatları işe yarıyor mu?

Zayıflama ameliyatlarının uyku apnesi atakları yaşayan ya da çok ciddi eklem harabiyeti sonucu artık günlük işlerini bile yapamaz duruma gelenlere, yüksek tansiyonu, kalp, böbrek, solunum yetmezliği olan obezlere öncelikle uygulandığı biliniyor. Bununla birlikte cerrahi risklerinin ciddiyeti iyileşme sürecinin uzunluğu ve ortaya çıkabilecek komplikasyonların yoğunluğu endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Bu ameliyatlar içerisinde en etkili olanları mide daraltma ve by-pass ameliyatı. Küçülen mide tokluk hissi içinde olacağından iştah ve yeme isteği azalacak, by-pass işlemi nedeniyle de vücudun gıdalardan besleyici ürünleri hazmedeceği süre kısalacaktır.

Glikozamin kilo aldırır mı?

Aldırmaz! Glikozaminin alerjik reaksiyonlar, mide bağırsak yakınmaları ve kan şekerinde yükselme gibi bazı yan etkileri var ama kilo aldırdığını gösteren herhangi bir bilimsel veri yok. Bununla birlikte bütün desteklerde olduğu gibi uzun süre kullanım gerektiren durumlarda glikozamine başlamadan önce doktorunuzla konuşmalısınız. Glikozaminin sadece bir kıkırdak onarıcısı olduğunu, bir ağrı kesici veya romatizma ilacı olmadığını, antiromatizmal ilaçların yerine geçemeyeceğini de hatırlamalısınız.

L-karnitin kas yapar mı?

Hiçbir besin desteği (eğer içine Androjen tipi hormonlar katılmamışsa) size Rambo’nun kaslarını kazandıramaz. L-karnitinin özellikle egzersiz öncesinde alındığında kas yaptığı, spor merkezlerinde dolaşan asılsız bir şehir efsanesinden başka bir şey değil. L-karnitini damar yaşlanmasını azaltabildiği, hafızayı güçlendirdiği, hücrenin enerji üretimini desteklediği düşüncesiyle zaman zaman biz de kullanıyoruz. Hipotiroidisi, kalp yetmezliği, yorgunluğu olanlarda iyi sonuçlar alıyoruz. Ama karnitin veya bir başka desteğin kas yapımı amacıyla kullanılmasının yararı olmaz.
Yazarın Tüm Yazıları