Yaz tatilleri şişmanlatıyor

Yaz tatiline çıkan hastalarımızın çoğu 1-2 kilo fazla döndüler.

İşi abartıp 4-5 kiloya yakın yağı bedenine yükleyenler de oldu. Tatillerde kilo kontrolü zor. Tatil yapmak güneşte, kumda "palamut gibi" uzanmak ya da "yan gelip yatmak" şeklinde yorumlanıp, biraz da "tatil sofraları" abartılınca kilo yönetimi tamamen alt üst oluyor.

Kısacası kilo kontrolünü sağlayabilmek için tatillerde daha çok dikkat gerekiyor. Eğer hálá tatile çıkmadıysanız aşağıdaki öneriler işinize yarayabilir:

n İlk kural tatilde diyet yapmamak, kilo vermeye çalışmamaktır. Yılda bir-iki kez çıkabildiğiniz, aileniz, kendiniz ve dostlarınızla baş başa kalabildiğiniz bu güzel günleri "diyet yapmak" gibi bir hata ile zorlaştırmayın, kendinizi gereksiz yere üzmeyin. Tatil yapıyorsanız sadece kilo almamayı amaçlayın.

n Alkol tüketimini abartmayın. Mümkünse hiç alkol kullanmayın ama kullandığınızda makul miktarlarda kalmaya çalışın. Bir bardak şarabın 60-80, viskinin-rakının 140-180, votka tonik veya cin toniğin neredeyse 200 kaloriye patlayacağını unutmayın.

n Tatil sofralarını büyütmeyin. Eski alışkanlıklarınızı bırakmayın: Az ve sık yiyin, küçük servis tabakları kullanın, iyi çiğneyin, yavaş yiyin ve mutlaka midenizin sesini dinleyin. Yavaş ve daha az yemek için sofraları sohbetlerle zenginleştirin. Konuşun, anlayın, dinleyin.

n Düşük kalorili besinler yemeye devam edin. Yaz sebze ve meyvelerin en bol ve ucuz olduğu mevsimlerin başında geliyor. Tatlı yerine meyve tercih edin. Dondurulmuş meyve veya meyve suyu ile hazırlanmış tatlılara öncelik verin.

n Açık büfeden yemek alıyorsanız küçük tabak kullanmaya, salata-çorba ile başlamaya ve tatlı büfesine uğramamaya çalışın.

n Egzersizi asla bırakmayın, mümkünse artırın. Yürümek, yüzmek, kumda voleybol ve diğer aktiviteler için serin saatleri tercih edin.

Kilo verdiren ilaçlara dikkat

Ülkemizde daha önce yosundan elde edilen bir zayıflama ilacında (Lida) yaşanan sorunların bir benzeri şimdi Kanada ve ABD’de yaşanıyor. "Metaboslimtm Apple Cider Vinegar" markalı zayıflama ürününün de bizim toplatılan ürün gibi aslında "Sibutramin" içerdiği anlaşıldı. Sibutramin sadece reçete ile satılabilen ve doktor kontrolü altında kullanılmadığında son derece ciddi yan etkileri olabilen bir iştah baskılayıcısıdır.

Ne yazık ki zaman zaman diyet uzmanları da bu ürünü kullandılar, kullanıyorlar. Ama her defasında ciddi komplikasyonlar ve sorunlarla karşılaştılar. Sebebi doktor olmadıkları halde reçeteli bir ürünü kullanma cesareti göstermeleri. Bu ürünü tıp doktorlarının bile uzman olmayanları kullanmıyor. Bu maddeyi içeren ilaçlar yalnızca hastalık derecesinde şişman olan obezlerde, tıbbi kontrol altında ve geçici bir süre kullanılabilmektedir. Yukarıdaki ürünü üreten firma içeriğinde sibutramin bulunduğunu açıklamadan, ürünün sadece elma suyu sirkesi içeriği nedeniyle zayıflattığını iddia etmektedir. Ne var ki birkaç ay önce bir yosun hapında bizde yaşanan aldatmacanın bu ilaçta da yapıldığı anlaşılıyor.

"Doğal" aldatmacası

Öyle görülüyor ki hızla büyüyen kilo fazlalığı ve obezite pazarından yararlanmak isteyenler tüketicinin sağlığını tehlikeye atmak pahasına kullanımı kontrollü olması gereken en ağır kimyasalları bile bu hapların içerisine ilave edebiliyor. Sibutramin gibi kan basıncını yükseltme, kalp ritmini bozma, belleği ciddi ölçüde zayıflatma, hatta ağır derecede bellek kaybı yapma riski olabilen ilaçları bile çaktırmadan bu tozların, bitkisel özlerin içine karıştırıyorlar. İşin kötü yanı tüketicilerin bu hapları "doğal" diye düşünerek korkusuzca tüketmeleri.

Bu konuda Sağlık Bakanlığı ile bu ilaçların çoğuna "besin desteği" başlığı altında izin veren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yeni bir strateji oluşturmaları gerekiyor. Biz ülkemizde satılan, özellikle eczaneler veya vitamin marketleri yerine kapıya, evden eve, kontrolsüz bir şekilde satılan bitkisel desteklerin bu konuda ciddi bir incelemeden geçirilmesi gerektiği görüşündeyiz. Yoksa fazla kilolardan kurtulmak isterken kalp yetmezliği, felç, bellek kaybı, beyin kanaması gibi problemlerle karşılaşan pek çok hasta göreceğiz! ealtinel@yasasinhayat.org

Dr. Evren ALTINEL

Yavaş yiyin

Yemek yeme hızınızı azaltmak kilo kontrolünü sağlamakta son derece önemlidir. Yavaş yeme yiyeceklerin lezzeti ile ilgili duygusal hazları daha yoğun hissetmenizi de sağlar. Açlık dereceniz ile tükettiğiniz besin miktarının dengelenmesini daha mantıklı hale getirir. Yemeğe başladığınızdan itibaren açlık kontrol mekanizması, tokluk hissine ulaşmak için biraz zamana ihtiyaç duyar. Yavaş yemek yiyerek açlık merkezine tokluk hissinin ulaşması için zaman vermiş olursunuz. Rahat ve yavaş yemek yiyin. Yemeğinizin ortalarına doğru kendinizi tok olup olmadığınız yönünde sorgulayın. Eğer cevabınız "Evet" ise yemek yemeye devam edip etmemeyi bir kez daha düşünün. Yemeğiniz çok lezzetli olsa bile bunu deneyin.

Diyetisyen Seren Aksüs

Bellek yaşlanması önlenebilir mi

Beyniniz yaşlandıkça birçok yeteneğini kaybeder. Beyin yaşlanması sadece hatırlamanın güçleşmesi, unutmaların sıklaşması demek değildir. Beyin yaşlanmasının daha pek çok belirtisi vardır. Beyin yaşlandıkça eskisinden çok daha zor öğrenmektedir. Yaşlanan beyin daha güç odaklanmakta, dikkati azalmaktadır. Ayrıca yürümek, konuşmak, duymak, düşünmekte yani beyin ve sinir sistemiyle ilişkili fonksiyonların çoğunda bozulmalar ortaya çıkar. Bütün mesele beyni bir bütün olarak güçlendirmeye odaklanmaktır.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Yaptığım bütün diyetlerde spor yapmamın şart olduğu söylendi. Ancak kilo vermeden spor yapmak istemiyorum. Kilo verdikten sonra daha uygun olmaz mı? Yediklerimden aldığım enerji zaten spor yapmama yetmez sanırım.

Egzersizsiz diyet olmaz

Sağlıklı bir yaşamın temellerini atmak için kilo vermek yerine yazın daha ince görünmek, daha küçük beden bir elbisenin içine girmek ve buna benzer birçok bahane için kilo vermeye çalışıyorsanız zamanla çabalarınızın boşa gittiğini anlayacaksınız. Bunun aksine fazla kilolarınıza bağlı oluşabilecek sağlık sorunlarını önlemek ise amacınız, beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız köklü değişikliklere fiziksel aktivite alışkanlıklarınızı da dahil etmeyi ihmal etmeyin. Kilo verdikten sonra fiziksel aktiviteye başlama fikri yaygın bir inanıştır.

Aldığınız kalori spor yapmanızı engelleyecek kadar düşükse zaten yağ dokusundan çok kas dokusu kaybı başlamıştır. Bu nedenle kalorisi sizin özelliklerinize göre ayarlanmış bir beslenme planında fiziksel aktivitenizin de bir danışman tarafından bir kez de olsa gözden geçirilmesine özen gösterin. Tıpkı beslenme alışkanlıklarınızda olduğu gibi fiziksel aktivitenizde de çeşitlilik, denge ve aşırıya kaçmama ilkelerini uygulamaya koyun.

Çeşitlilik: Kalbiniz dahil tüm kaslarınızı çalıştırabilecek farklı aktivitelerden yararlanın.

Denge: Kardiyovasküler dayanıklılığı, esnekliği sağlayan, kas ve kemiklerinizi güçlendirici egzersizlerle aktivite programınızı dengeleyin.

Aşırıya kaçmama: Form kazanmak için her gün ağır fiziksel aktivite yapmanıza gerek yoktur. Hem bedeniniz hem de beyniniz bu uygulamayı bir süre sonra reddedecektir. Uzmanlar günde yaklaşık 30 dakika ile 1 saat arasında orta düzeyde egzersizi önermektedir.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Meyveleri kabuklu yemek daha yararlı

Eğer iyi temizleyebilir ve bol su ile yıkayabilirseniz meyveleri kabuklarıyla birlikte tüketmekte fayda var. Meyveleri dış ortamdan koruyan kabukta, onların doğadaki tehlikelere karşı korunmasına yardımcı çeşitli antioksidanlar mevcuttur. Ayrıca çoğu meyvenin vitamin ve mineral içeriğinin önemli bir kısmı kabukta yer almaktadır. Kabuğu soyulmamış 100 gramlık bir elmada 150 mg civarında olan flavinoid miktarı kabuk soyulduğunda 100 mg’a düşmektedir. Çok değerli bir antioksidan olan kuvarsetin, elmanın sadece kabuğunda yer almaktadır. Genel bir öneri özellikle kabuğu kalın olan meyvelerin yenilebildiği taktirde kabuklarıyla birlikte tüketilmeleridir.
Yazarın Tüm Yazıları