Paylaş
Karpuz çorbası için
Cildinizi güneş ışınlarından korumanın yolu önce ona daha fazla likopen kazandırmaktan geçiyor. Likopen adeta bir zararlı ışın absorbanı yani emicisi. Güneşten gelen zararlı mor ötesi ışınları absorbe edip içine alarak cilde vereceği zararları minimuma indiriyor.
Biliyorum likopen denince aklınıza önce domates geliyor. Domates kadar olmasa da önemli miktarda likopen içeren bir başka yaz meyvesi daha var: Karpuz. Karpuza kırmızı rengini veren de zaten likopen.
Yaz aylarında meyve tercihlerinizi karpuzdan yana kullanmanız, hatta bu seçimi yaparken süreci karpuz çorbası ile desteklemenizi tavsiye ediyorum.
Nedeni şu: Karpuz çorbasını hazırlarken karpuzun beyaz kısmını bir kaşıkla iyice sıyırdığınızda beyaz kısımdaki sitrulin isimli maddeyi de likopenle birlikte kazanmış oluyorsunuz. Sitrulin damar genişleten, dolayısıyla cilt kan dolaşımını destekleyen bir bileşik.
Çözüm şu: Orta boy bir karpuz alıp dışını bir güzel yıkadıktan sonra buzdolabına yerleştirin. O karpuz iyice soğuyuncaya kadar bekleyin. Daha sonra tepesinden kesip içini bir güzel beyaz kısımlarıyla birlikte çorba şekline getirip keyifle için.
Not: Karpuzda bol miktarda früktoz olabileceği aklınızda olsun. Früktoz da bir şeker ve o da cilde zarar verebiliyor. Bu nedenle karpuz çorbası içerken de miktar konusuna dikkat etmek gerekiyor.
Soğuk çayı deneyin
Yeşil çay bir sağlık mucizesi. Bu özelliğini sahip olduğu zengin Epi Gallo Kateşin Gallat (EGCG) isimli kateşinden alıyor.
Epigallokateşin muhteşem bir antioksidan. Belleği korumadan kanseri önlemeye, kilo alımını engellemeden iltihapları baskılamaya, damarları korumadan kemikleri güçlendirmeye kadar pek çok alanda muhteşem işler görüyor.
100 gram çayda yaklaşık 10-12 gram civarında EGCG var. Sıcak yaz günlerinde içecek olarak soğuk yeşil çayı tercih ederek bedeninize daha fazla kateşin kazandırmaya bakın ve o kateşinlerin cildinizdeki oksidan zararları engellemede müthiş işlevler üstlenebileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Not: Burada da şeker meselesi önemli, soğuk yeşil çaya şeker eklemek yok! Şeker yerine limon vb. farklı lezzetleri deneyebilirsiniz.
Salatanıza üzüm çekirdeği ekleyin
Üzüm çekirdeği, yapısındaki yoğun vitamin, mineral ve faydalı yağlar nedeniyle sağlıkçıların sık önerdikleri tavsiyelerden biri. Taze hazırlanmış üzüm çekirdeği tozu ya da kaliteli üzüm çekirdeği tanelerini salatalarınız ya da soğuk yoğurda ekleyerek tüketebilirsiniz.
Üzüm çekirdeği özleri oligomerik proantosiyanidinlerin (OPC) en zengin kaynaklarından biridir. Ayrıca çok sayıda başka güçlü antioksidan da içerir.
OPC’nin sadece cildiniz için değil gözleriniz (sarı nokta hastalığı), atardamarlarınız (beyin ve kalp damarları), toplardamarlarınız (varisler) için de önemli bir doğal destek olabileceğini hatırlatalım.
Kolajenin dostları
◊ Turunçgillerde bol bulunan C vitamini
◊ Yumurta akı, buğday rüşeymi, süt ürünleri ve lahanada bulunan prolin
◊ Tavuk derisi ve jelâtinde bulunan glisin
◊ Susam ve yer fıstığında bol bulunan bakır
◊ Et, kemik ve sakatatta bol bulunan “glukozaminoglukan”lar yani “GAG”lar...
◊ Not: Özellikle eti kemiği ile birlikte (tavuk, hindi, kırmızı et) suda kısık ateşte kaynatarak pişirmek ve etin (ya da kelle paça) suyunu da besin olarak içmek çok etkili bir doğal kolajen desteğidir.
Kabızlıkla mücadelede ilk 5
Eğer kabızlık problemi yaşıyorsanız, lütfen hemen gidip eczaneden sinameki içeren bir kabızlık desteği satın almaya kalkmayın. Kabızlığın çaresini mutfağınızda ya da manavda, pazarda arayın. Peki, nedir o çareler diyorsanız, buyurun...
◊ SİYAH ERİK: Kuru siyah erik kabızlık konusunda mükemmel bir destektir. Bu gücü de içindeki yoğun posa ve sorbitolden gelir. Bir su bardağı kadar siyah kuru eriği suda haşlayın. Komposto kıvamına geldiğinde soğumaya bırakın. Eriklerin çekirdeklerini çıkarıp blender’dan geçirin ve her akşam düzenli için. Kullanacağınız miktarı ihtiyacınıza göre ayarlamalısınız.
◊ İNCİR: Taze ve kuru incir de en az siyah erik kadar etkili bir doğal kabızlık ilacı gibidir. O da gücünü posasından ve sorbitol içeriğinden alır. İki tane kuru inciri akşamdan bir bardak sıcak suyun içine koyun. Sabah kalktığınızda aç karna yiyin. Not: İncir ve eriği birlikte de kullanabilirsiniz.
◊ KAYISI: Kayısı da bağırsak dostu meyvelerden biri. Onun da hem kurusu, hem tazesi kabızlıkla mücadelede işe yarayabiliyor.
◊ KETEN TOHUMU: Taze çekilmiş keten tohumundan iki çay kaşığını bol su ile içerek küre başlayın. Miktarı ihtiyacınıza göre artırabilirsiniz ama iki yemek kaşığını aşmayın. Keten tohumunu yoğurdunuza, çorbanıza, salatalarınıza da ekleyebilirsiniz.
◊ KEFİR: Zengin probiyotik gücü nedeniyle düzenli tüketildiğinde mühim bir kabızlık önleyici ilaç haline gelen bu doğal mucizeden de sadece kabızlık değil, bağırsaklarında sorun olan herkes rahatlıkla faydalanabilir.
Hangi kolajen?
Kolajen bedenimizin temel destek maddesi. Eklem, kirişler, kas ve derimizin vazgeçilmezi. Ama ne yazık ki yaşımız 50’yi geçince üretimi azalmaya başlıyor. Zaten bu nedenle “İyi yaşlanmak istiyorum” ve “Yaşlanırken de sağlam ve güçlü kaslarım, kemiklerim, eklemlerim ve diri bir cildim olsun” diyen herkesin kolajen rezervine sahip olması, kolajenin dost ve düşmanlarını bilmesi, doğal “kolajen desteklerinden” istifade etmesi gerekiyor. Peki hangi destekten?
İki tip kolajen desteği var: Kolajen hidrozilatı ve jelâtin. İkisi de bağırsaklardan kolayca emilebilen proteinler. Tavsiye edileni kolajen hidrozilatı içeren ürünler. Kolajenin nereden elde edildiği de önemli, en çok tercih edileni de balık kolajeni.
Eklem sorunlarıyla mücadelede Tip2 kolajen daha çok öne çıkıyor. Düzenli kullanıldıklarında kolajen destekleri eklemlerdeki yapısal bozulmayı azaltıyor. Ağrıları az da olsa hafifletiyor. Kas kütlesini artırmada da faydalı olabiliyor.
Kolajenin cilt sorunlarında kullanımına gelince... Ağız yolu ile düzenli kolajen desteği cildi daha sıkı, daha esnek bir yapılanmaya yönlendiriyor. Yıpranma süreçlerini yavaşlatıp onarma yeteneğini güçlendiriyor.
Önemli bir bilgi de şu: Kolajen destekleri ciltteki çizgi ve kırışıklıkları azaltmak için cilt bakım kremlerine de eklenebiliyor. Ne var ki kolajen molekülünün çok büyük oluşu nedeniyle ciltten emilimi konusunda hâlâ ciddi kuşkularımız var.
Paylaş