Paylaş
Benim önerim “savaşmak yerine anlaşmak” yolunu tercih etmenizdir. Yaşlılığın getirebileceği muhtemel sağlık sorunlarını önceden belirlemeye, gerekli tedbirleri almaya ve akılcı seçimler yapmaya yönelmenizdir. Nedenine gelince...
SÜLEYMAN DEMİREL SORDU
DOKTOR NUH GEMİSİNİ NE ZAMAN İNŞA ETTİ
40 yıllık hekimlik hayatımda binlerce insanla tanışmak ve onlara yaşlılık yolculuklarında yol arkadaşlığı yapmak fırsatı ve şansını elde ettim. Bu fırsatların en önemlilerinden biri ise kuşkusuz 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel ile birlikte geçirdiğim zaman dilimleri ve yaptığımız sohbetler oldu. O sohbetlerden birinde ve yine bir sabah kahvaltısında rahmetli Süleyman Demirel bana hayat dersi niteliğindeki şu soruyu sordu: “DOKTOR, NUH GEMİSİNİ NE ZAMAN İNŞA ETTİ? Tabii ki tufandan çok önce! Sen benim yaşlanma planımı hazırlarken de aynen böyle yap!”
O dersi hiç unutmadım ve unutmayacağım. Bilelim ki yaşlanmak zaman zaman ciddi zorlukları olabilen ama genelde güzel bir yolculuktur. Ve o yolcukta da karşımıza çıkabilecek problemleri nasıl, ne şekilde ve ne ölçüde yarasız beresiz atlatabileceğimiz yapacağımız ön hazırlıklara, önceden alacağımız tedbirlere ve yapacağımız hayat tarzı seçimlerine bağlıdır.
D VİTAMİNİ SORULARI
GÜNEŞ GELDİ HOŞ GELDİ
GÜNEŞLİ günler sıklaşıp yaz yaklaştıkça D vitamini de yine ve yeniden gündemimizin ilk sıralarında yer almaya başladı. Doğal olarak sizden gelen soruların da çoğu D vitamini ile ilgili. O sorulardan bazılarını eski notlarımı kullanarak bugün yanıtlıyorum.
OKUR SORUSU 1
EN ETKİLİ D VİTAMİNİ HANGİSİ
AKTİF yani etkili D vitamini, tıp terminolojisinde “1.25 Dihidroksi Vitamin D3” olarak biliniyor. Bu aktif vitamin, serumda özel bir proteine bağlanarak organ, doku ve hücrelerimize taşınıyor. Hücrelere ulaşan D vitamini ise süratle “kendine özel reseptörlere/almaçlara” bağlanıyor. Bu reseptörlere “D vitamini reseptörleri” adı veriliyor. Tekrarlayalım: D vitamini hücrelere ulaştığında ancak bu reseptörlerle temasa geçtiği takdirde etkisini gösterme imkânı bulabiliyor. Bir hatırlatma daha: D vitamini ile ilişkiye giren bu çok özel reseptörler hücrelerimizin duvarında, içinde, çekirdeğinde yani her yerinde mevcut. Kısacası D vitamininin kendisi kadar “reseptörlerin gücü” de önemli bir ayrıntı.
OKUR SORUSU 2
GÜNEŞLENMEK ŞART MI
SAHİP olduğumuz D vitamini rezervinin yüzde 90’ından fazlası güneşteki ultraviyole ışınlarının (290-320 nanometre aralığı) derimizle temasından sonra üretiliyor. Güneş ışınları aracılığıyla deride üretilen bu öncül -ve etkisi sınırlı- D vitamininin önce karaciğerde sonra böbrekte ardı ardına 2 ayrı işlemden geçmesi gerekiyor. Bu iki işlemden sonra D vitamini ancak gerçek ve güçlü D vitamini olabiliyor(!).
OKUR SORUSU 3
D VİTAMİNİ ZENGİNİ BESİNLER NELER
D vitamini yağda eriyen bir vitamin. Ama ne yazık ki zannedildiğinin aksine yağlar dahil besinlerin tamamında çok az -mini minnacık miktarda- D vitamini var. Balık yağı, yağlı balıklar, karaciğer, süt ürünleri ve yumurtada bir miktar D vitamini bulunsa da bu besinlerin hiçbiri bize bedenimizin ihtiyaç duyduğu miktarda D vitaminini kazandıramaz. Bedenlerimizi D vitamini zengini yapmanın tek yolu var: Akıllıca, sık sık, yıl boyu güneşlenmek.
OKUR SORUSU 4
D VİTAMİNİ SEVİYEMİZ NE OLMALI
OPTİMAL bir sağlık için optimal D vitamini düzeyinin ne olması gerektiği konusunda hâlâ ortak bir fikir birliği olmasa da son zamanlarda tamamlanan pek çok bilimsel araştırma, İDEAL SEVİYENİN 50-100 NG/ML ARALIĞI OLDUĞUNU gösteriyor. Prensip olarak 50’nin altına düşmemek, 100’ün üzerine çıkmamak en doğru yaklaşım gibi görünüyor. Bana göre, 60-80 aralığı idealdir. Rakamın 40’ın altına düşmesi uyarıcı olmalı, 30’un altına düşmesine asla müsaade edilmemelidir. 20 ve altındaki değerlerde ise “acil durum” ilan edilmeli, eksiklik süratle yerine konulmalıdır. Önemli bir hatırlatma da şudur: D vitamini seviyelerinin belirlenmesinde yarılanma süresi 2 hafta olan 1.25(OH)2D3 düzeyi ölçümlerinden faydalanılmaktadır.
(NOT: D vitamini sorularınıza yanıtlarımız perşembe devam edecek.)
Paylaş