Son zamanlarda çok sık karşılaştığımız bir soru var: İyi, güzel ve sağlıklı yaşamak için multivitamin desteklerinden mi yoksa antioksidanlardan mı faydalanalım?
Eğer amacınız, cilt yaşlanmasını yavaşlatmaksa bu soruyu "antioksidan flavonoidler daha iyi" diye yanıtlamak gerekiyor. Flovonoidler cilt yaşlanmasını yavaşlatmakta vitaminlerden daha becerikliler. Flavonoidlerin yüzlerce çeşidi var. En çok bulundukları besinler meyve ve sebzeler. Günde ortalama 30 mg civarında flavonoid almak, özellikle cildinizin fizyolojik-biyolojik yaşını belirgin olarak düşürüyor. Bunun sebebi flavonoidlerin antioksidan ve yangı önleyici yetenekleri.
ANTİOKSİDAN GÜÇ
Flavonoidler vücudunuzda üretilen veya dışarıdan gelen serbest radikallerin oksitleyici yani yaşlandırıcı zararlarına engel olan güçlü birer antioksidandır. Güneş ışınları ile cildinizi bozan, sigara ile derinizdeki damarların canına okuyan, egzoz gazları ile kollajeninizi erkenden yaşlandıran serbest radikal zararlarını engellemenin en etkili yolu, vücuda bol bol flavonoid kazandırmaktır. Birkaç kez tekrarladık, bir defa daha hatırlamakta fayda var. Domateste bulunan likopen, çayda bulunan kateşinler havuç ve mangoda bulunan betakaroten, üzümdeki resveratrol, kiraz, çilek ve böğürtlendeki antosiyaninler vitaminlerden daha güçlü cilt gençleştiricileridir. Kerevizde, elmada, soğanda, kayısıda, kavunda, karpuzda, erikte tıka basa flavonoid vardır. Eğer vücudunuza daha fazla flavonoid kazandırmak istiyorsanız bu yiyecekleri yeniden beslenme planınıza dahil edin.
ANTİ İLTİHABİ ETKİ
Flavonoidler aynı zamanda yangı yani iltihap önleyici maddelerdir. Cilt yaşlanmasının önemli ölçüde cildin iltihabi reaksiyonlardan kaynaklandığı dikkate alınırsa flavonoid üzerinde neden bu kadar ısrarla durduğumuz daha kolay anlaşılır. Hayatınıza ıspanağı, pancarı, kara lahanayı, enginarı, yeşil veya kırmızı biberi daha fazla ekledikçe bu doğal mıucizelerden daha çok yararlanacaksınız.
DOĞALINI TERCİH EDİN
Üstelik bu yiyeceklerin her birinin en güçlü antioksidan vitamin ve minerallerden de (C ve E vitamini, selenyum ve çinko) zengin oldukları biliniyor.
Bu doğal mucizeleri mümkün olduğu kadar taze ve doğal yoldan tüketin. Buna imkan bulamazsanız antioksidan flavonoidler ve vitamin-mineral karışımlarından da yararlanabilirsiniz. Bu karışımların etiketlerini ve aktif madde içeriklerini dikkatle kontrol edin. İçinde Alfa Lipoik Asid, yeşil çay ekstresi, üzüm çekirdeği özü, koenzim Q 10, C ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum bulunan tabletler bazı eczanelerde bulunamıyor. (Pro-der, Omnium, Aox tablet, Elevit ve benzerleri) bazı üreticiler aynı ürünlerin cilde tatbik edilenlerini de birlikte öneriyor. ( Pro-der, Elevit gibi)
Antioksidanların doğal yoldan kazanılmaları halinde daha etkili olacaklarına inanıyoruz. Buna rağmen yeteri kadar meyve yemeyenlerin antioksidan desteklerinden faydalanabileceklerini düşünüyoruz. Antioksidan destek olarak flavonoidleri vitamin ve minerallerden daha çok öneriyoruz. Dışardan cilde tatbik edilen ürünlerde de aynı kanaatimizi sürdürüyoruz. İçinde Alfa Lipoik Asid, üzüm çekirdeği, çay özütleri, Koenzim Q 10 bulunan ürünlerin (Firmagen, Alfa Derma, Privage, Ferrulic Asid + Vitamin C...) daha başarılı olduklarını gözlemliyoruz. Cilt yaşlanması ile mücadelede daha başarılı sonuçlar almak itiyorsanız cildinizi antioksidan ürünlerle desteklemeyi ve beslemeyi unutmayın.
Cildiniz için
Yaza girerken daha genç ve güzel bir cilde sahip olmak istiyorsanız aşağıdaki öneriler işinize yarayabilir.
Sırtüstü yatın.
Haftada 2-3 kez buğulanmış veya haşlanmış balık yiyin.
Daha çok yeşil çay için.
Yüzünüzü özellikle sıcak su ve sabunla sık yıkamayın.
Yüzünüzü güneşten, sigaradan ve kalitesiz cilt ürünlerinden uzak tutun.
Su içmeyi unutmayın! Tatlı ve tuzluları azaltın.
Yeşil çay, üzüm çekirdeği özleri + Koenzim Q10 + L-Carnitin + Likopen + C vitamini içeren besin destekleri kullanın.
Her gün 20 dakika egzersiz yetiyor
Her gün yirmi dakikanızı düşünce gücüne ayırmanız yaşam kalitenizi iyileştiriyor. Thomas Jefferson Üniversitesi (ABD) tarafından yürütülen bir çalışmanın sonuçlarına göre her gün otuz dakikanızı egzersize ayırmanız yanında, yirmi dakikanızı da düşünce gücüne ayırmanızda fayda var. Özellikle, günlük meditasyon çalışmalarının endişe ve depresyonu dörtte bir oranında azatlığını gösteriyor. Düşünce gücüne ayırdığınız zamanlar iyilik hissinin artmasına ve hipertansiyon ihtimalinizin düşmesine de yardımcı oluyor. n Egzersiz Uzmanı Özcan Kızıltaş
Kafeinsiz kahveyi tercih edin
Fazla miktarda kafein kalbi ve damarları yoruyor. Kafeinin fazlası tansiyonu yükseltip, nabzı hızlandırıyor. Kalp sağlığınızı düşünüyorsanız kafein tüketiminizi azaltın. Kafeinsiz çay ve kahveyi tercih edin. Kafein deposu enerji içeceklerinden uzak durun.
Çay şişmalatır mı
Bir hastam kilo vermek için yardım aldığı beslenme uzmanının önerisi ile çay içmeyi bıraktığını söyleyince çok şaşırdım! Şaşırmamın nedeni hastamın çayı bırakması değil beslenme uzmanı arkadaşın çayın şişmanlattığını söylemesiydi. Çay şişmanlatmaz! Eğer çayın kilo üzerinde bir etkisi varsa muhtemelen zayıflatmak yönünde bir etkisi olsa gerekir. Nedeni de çayda özellikle yeşil çayda -siyah çayda da vardır ama daha azdır- bol miktarda bulunan kateşin isimli doğal moleküllerdir. Çayda bulunan kateşinlerin bilinen en güçlü antioksidanlar olduğunu bu sütunlarda birkaç kez okumuş olmalısınız.
Yeşil çayın kansere, damar sertliğine iyi gelmesi de bu antioksidan gücünden kaynaklanıyor. Yeni yapılan çalışmalar çayda bulunan kateşinlerin metabolizmayı hızlandırıcı etkilerinin olduğunu ortaya koydu. Bu çalışmanın sonuçlarına göre ister çay içerek, ister hazır tabletler, kapsüller şeklinde vücudunuza kazandırın, çay özütleri kilo vermenize yardımcı olabiliyor. Çay sadece bir koşulda kilo almanıza yol açabilir. Eğer her bardak çaya 2-3 adet şeker eklerseniz şekerden aldığınız kalorilerle kilo kontrolünde zorluk çekebilirsiniz.
Yorgunsanız nasıl besleneceksiniz
Aç kalmamaya, sık sık ve az az yemeyi, hipoglisemiden korunmayı tavsiye ediyoruz. Ara öğünlerde ceviz, fındık veya meyve dilimleriyle atıştırmalar öneriyoruz. Özellikle öğle yemeklerini hafifletmeyi öğle saatlerinde asla alkol almamayı önemsiyoruz. Ağır diyetlere girmemeyi, sık sık diyet yapmamayı, diyet yaparken bile özellikle çalışan kadınların 1200, erkeklerin 1500 kaloriden az almamaları gerektiğine inanıyoruz. Bol ve sık su içmeyi, kana hızla karışan fazla şekerli besinlerden uzak durmayı faydalı buluyoruz. Bizim çok etkili bulduğumuz doğal bir yorgunluk giderici ilaç da düzenli egzersiz alışkanlığı ve yürüyüşlerdir.
Kalça ve bel bölgemde fazlalıklar var, bir ay içinde hızlı bir şekilde bunlardan kurtulmak istiyorum. Ne yapabilirim?
Diyetler sizi aceleye getirmesin
Kıyafet modası gibi hızlı kilo verdiren diyet modasının rüzgar gibi estiği şu günlerde sağlıklı ve doğru zayıflama kurallarını bir kez daha hatırlatalım:
Zayıflama diyetleri kilo vermeye ve kaybedilen kiloları geri almamaya yöneliktir.
Sadece tek bir besin (örn. greyfurt suyu) veya tek bir yemek (örn. lahana çorbası) seçerek zayıflama diyeti uygulamayınız.
Hap veya yosun şeklinde kullanılan ürünlerle zayıflamak beslenme alışkanlıklarınızı ve sağlığınızı bozar.
Sağlıklı zayıflamak istiyorsanız diyetiniz enerji ve besin öğeleri yönünden yeterli, dengeli ve çeşitli olmalıdır.
Diyetlerinizin mutlaka bir diyetisyen tarafından hazırlanmış veya önerilmiş olmasına dikkat edin.
Diyet; kişinin ağız tadını bozmayacak şekilde, sosyo-ekonomik durumuna uygun, yaşam tarzına adapte edilmiş şekilde, esnek olmalıdır. Adını bile duymadığınız yiyecekleri yemek zorunda kalmak hızlı zayıflamak anlamına gelmez.
Diyetisyene her gittiğimde yeni bir liste veriyorlar. Biraz kalori oynuyor, biraz içerik değişiyor ama genelde aynı şeyler. Bir türlü diyete başlayamıyorum. Nerede sorun var? Bu işin mantığı nedir? Yediğimiz yiyecekler mi, bunların kalorisi mi?
Her işte bir sır mı var
Son zamanlarda "Secret" (Sır) adlı kitap ortalığı kasıp kavuruyor. Her işte bir "secret" vardır demeye başladık. Aslında evet! Hatta sadece inanç değil, bu işin mantıklı, bilimsel ve kanıtlanmış bir açıklaması var: "Yediğinden daha fazlasını yakabilmek!" Ama bu sadece kalori önemlidir anlamına gelmiyor. Zaten ayrıntılar ve diyetin kişiye özel hali burada ortaya çıkıyor. Yaptığınız her şey çok önemli. Hatta düşünceleriniz bile! Günde kaç saat uyuduğunuz, gün içinde ne kadar hareketli olduğunuz, hangi yemekleri sevdiğiniz, neleri eksik yediğiniz, neleri gereğinden fazla aldığınız, sağlık durumunuz, genetik yatkınlığınız... Bu herkeste farklılık gösterebilir. Tıpkı hepimizin göz şeklinin farklı olması gibi.
Yediğiniz yiyecekler değişebilir, yediğiniz saatler değişebilir. Aynı yiyecekler farklı oyunlarda karşınıza çıkabilir. Yani sır şu: Günde kaç kalori yakabilecek kapasiteniz var? Ve eğer hareketsiz iseniz bunu nasıl artırabilirsiniz, bunu bulmak.