Paylaş
Bu sendromla uğraşan çok sayıda genç kız ve kadının olduğu anlaşılıyor. Bugün ve yarın Polikistik Over Sendromu konusunda gönderdiğiniz e-postaların en önemlilerine yanıt vermeye çalışacağız. İşte o sorular ve cevapları...
Kilo sorununu nasıl çözecekler
Sorunun tek bir çözümü var: İnsülin direncini azaltmak... Bunun için de üçlü bir hareket planı oluşturmak gerekiyor: Pankreastan aşırı insülin salgılanmasını tahrik edebilecek yiyeceklerden uzak durmak, yani düşük glisemik gücü olan yiyeceklerle beslenmek. İnsülini daha çok kullanmak için bedensel aktiviteyi, özellikle büyük kas gruplarını çalıştırmaya yönelik egzersizleri devreye sokmak. Bunlarla da başarı sağlanamadığı durumlarda “metformin” içeren ilaçlardan faydalanmak. Eğer beslenmenizde gerekli değişimleri yapmaz, aktivitenizi artırmazsanız, sadece metformin haplarını yutmanızın da hiçbir faydası yok.
Sık yapılan iki hata var: Kilo sorununu diyet planlarıyla çözmeye çalışmak veya sadece metformin haplarıyla probleme çözüm aramak. Ne yazık ki ikisi de tek başına çalışmıyor. İkisini birlikte yapsanız bile sacayağının üçüncü kısmını, yani aktivite artışını da mutlaka devreye sokmanız gerekiyor. Kısacası PKOS’a bağlı kilo sorununu çözmek “doktor, diyetisyen, egzersiz uzmanı” ile çalışan bir ekip ve bu ekibin tecrübesine bağlı.
PKOS’lu hanımlar neden kilo alıyor
PKOS’ta kolay kilo alma ve zor kilo verme neredeyse değişmeyen bir kural gibidir. Son yıllarda bu durumun nedeninin insülin direnci olduğu anlaşıldı. PKOS’a yakalanan genç kız ve kadınlarda başta karaciğer ve kas hücreleri olmak üzere hücreler insüline gerekli yanıtı vermiyor. Sonuç olarak “insülin” görevini yapamıyor, hücreye yeteri kadar şeker sokamıyor. İnsülin cevapsızlığının yarattığı açlık atakları, yorgunluk ve insülin hormonunun “yağlandırıcı-anabolizan” bir hormon olması kilo almayı kolaylaştırıyor. Böyle bir durumda sadece diyet yapmaya kalkarsanız sonuç almanız mümkünsüz hale geliyor. Çünkü bu durumda “Hücrenin açlığını aç kalarak terbiye etmek” gibi bir yanlışı tekrar tekrar yapmak durumunda kalıyorsunuz.
Tüylenme sorununun çözümü var mı
PKOS problemiyle uğraşanların önemli yakınmalarından biri de tüylenme problemidir. Bu problemle baş etmenin de yolu profesyonel bir yaklaşımdan geçiyor. Sık yapılan yanlışlardan biri sorunu lazer veya benzeri bir teknikle çözmeye kalkmak. Bu sadece geçici bir yarar sağlayabiliyor. Diğer taraftan temeldeki hormonal dengesizliği düzenlemek için verilen haplar da tek başına çözüm olamıyor. Hormonal dengenin sağlanması için verilen ilaçlar ya yeteri kadar etkilemiyor ya da çok geç sonuç veriyor. Bu durum da hastalarda sabırsızlığa, güvensizliğe, hatta bıkkınlığa yol açabiliyor. En iyi yol iki çözümü bir arada kullanmak.
Lazer epilasyonu ne zaman yaptırmalıyım
Lazer epilasyon istenmeyen tüylerin giderilmesinde kullanılan etkili ve güvenli bir yöntemdir. Lazer epilasyon kalın tüylerin olduğu koltuk altı, kasık, bacak gibi vücut bölgelerinde ortalama altı seansta yüzde 70-80 oranında tüyleri azaltabilmektedir. Seans aralıkları 1-3 ay arasında değişir. Lazer epilasyon seans aralıklarında tüyler dökülür. Bir seanstan diğerine kadar tüyler çıkmaz. Tekrar çıkmaya başladığında diğer seans uygulanır.
Bu durum tedavi süresince çok büyük rahatlık ve temizlik sağlar. Lazer epilasyon batık tüy sorununa iyi bir çözümdür. Bazı kişilerde bacak, kasık bölgesinde batıktan kaynaklanan sivilceler, iltihaplar ve sonrasında izler ve lekeler oluşur. Lazer epilasyon tüyleri incelterek ve yok ederek batık tüy sorununu tedavi etmektedir. Bu sayede batığa bağlı sivilce, leke ve iz problemleri ortadan kalkmaktadır. Kadınların hormon problemlerine bağlı çene, göğüs arası ve göbek bölgesindeki kalın tüylerin tedavisinde lazer epilasyon oldukça etkilidir. Tüylenme problemi olan kadın hastalar fiziksel ve psikolojik olarak çok rahat etmektedirler.
Suda boğulmayın
Su sağlık için zorunlu bir maddedir, her gün düzenli olarak sağlıklı ve temiz su içmek gerekir. Susuz bir yaşam mümkün değildir, az su içmek sağlıklı hali sürdürmeyi güçleştirir. Bu bilgilerin hepsi doğru. Ne var ki suyun fazlası da zararlı olabiliyor. Günde 6-8 bardak su içmek sağlığa iyi gelirken, işi abartmak bir süre sonra sağlık problemlerine bile yol açabiliyor. Aşırı su sonucu ortaya çıkan “su zehirlenmesi” diye bilinen bir tıbbi sorun bile var. Bu nedenle susuz kalmayın ama vücudunuza habire su pompalayıp suda boğulmamaya da dikkat edin.
BİR DUYURU
Kilo Okulu’nda bu hafta:
Yaşasın Hayat Kliniği’nde her çarşamba düzenlenen “Kilo yönetimi-sağlıklı beslenme” seminerleri sürüyor. Bu haftanın konusu “Sağlık beslenme ve
diyet uzmanı
Nilüfer Bayram.
(0 212) 236 73 00’dan yerinizi ayırtabilirsiniz.
Paylaş