Tetikte kal Türkiye

Unutmayalım ki bu bir ‘pandemi’. Bu bir ‘küresel’ salgın. Bu bir ‘varlık ya da yokluk’ meselesi. Sadece bugünü değil yarını da ilgilendiren mühim bir tehdit. Hiçbirimizin kendimizi bir an bile güvende hissetme lüksü yok. Hiçbirimiz işi şansa bırakamayız. Hiçbirimiz “Bana bir şey olmaz!” ya da “İş olacağına varır!” diyemeyiz. Rehavete kapılmamak, yakaladığımız ‘başarı ipi’nin ucunu sıkı sıkıya tutmak zorundayız.

Gelin beni dinleyin, ramazan süresince de tedbirleri gevşetmek yerine daha da sıkılaştırmayı deneyin.

Ramazanla ilgili ilave önlemleri özetlemeye çalışacağım.

BİR UYARI
5 MÜHİM YANLIŞ

Konuştuğum kişiler ve bana yöneltilen sorulardan anladığım kadarıyla 5 önemli yanlış ve tehditle karşı karşıyayız.

İşte onlar:

1- Önlemleri gevşetme eylemi.

2- Tedbirlerden sıkılma hatası.

3- Umutsuzluk duygusu.

4- Tecridi inzivaya çevirme yanlışı.

5- Aşırı yalnızlık hissi.

HATIRLATMA
BU VİRÜS NEDEN DAHA ÇOK TEHLİKELİ

BİZDEKİ düşük ölüm oranlarına bakıp işi ciddiye almayanlar var. Onlara kaybettiğimiz insan sayısı ve kayıp oranını bizimkilerle değil de oranların yüzde 10’lu rakamları bulduğu İtalya ve İspanya gibi ülkeleri hatırlatmak isterim.

Şunu hiç unutmayalım. İster doğadan gelsin, ister laboratuvarda üretilmiş olsun, belalı bir virüs ve küresel düzeyde bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız.

Bu yeni koronavirüsün neden öncekilere oranla daha tehlikeli olduğunu aşağıdaki kutuda açıklamaya çalışacağım.

İYİ HABER
GEÇMİŞ OLSUN SERHAT HOCA




SERHAT Ünal, enfeksiyon hastalıkları alanında uluslararası saygınlığı olan bir bilim insanımız. Bilim Kurulu’nda da yer alıyor. Yoğun hastane pratiğinde maalesef o da virüsle bulaşı alıp hastalandı. Neyse ki sıkı ve zorlu bir tedavi sürecini takiben hastalığı yendi. Hocanın hastalık hikâyesini bugün gazetemizde okuyacaksınız. Hastalanan bir doktor, hem de bulaşıcı hastalıklar uzmanı tecrübeli bir doktor olunca süreçte neler yaşadığı doğal olarak daha da anlamlı. Hocamıza geçmiş olsun diyoruz...

UNUTMAYIN
BU VİRÜSÜN 5 FARKI VAR

1. Bilinen grip virüsleri influenzalardan çok daha yüksek oranda bulaşıcılık özelliğine sahip.

2. Virüsü sadece hastalanan kişiler yaymıyor, virüsü alıp ağzında burnunda taşıyan ama hastalanmayan kişiler de farkında olmadan başkalarına bulaştırıyor.

3. İnfluenza gribinde çok düşük oranlarda karşılaşılan akciğer iltihabı (bronşit, bronşiolit, zatürre) COVID-19 enfeksiyonunda neredeyse her yüz hastanın 2 ila 4’ünde hem de hayatı tehdit edici boyutlarda ortaya çıkıyor.

4. Akciğerde oluşan zatürre diğer zatürrelerden farklı olarak bazı hastalarda çoklu organ yetmezliğine ve yaşamı sonlandırıcı neticelere yol açabiliyor.

5. Elimizde hâlâ virüse karşı etkili bir ilaç mevcut değil, aşısı da henüz üretilemedi.

BANA GÖRE
SORUN KÜRESELSE ÇÖZÜM ‘ÜLKESEL’ OLMAZ

COVID-19 salgınını sadece ülke düzeyinde kontrol altına almamız bile bizi rahatlatmayacak.

Uluslararası seyahatlerin yeniden başlayabilmesi, ekonomik ve sosyal yaşamın yavaş da olsa eski haline dönebilmesi için problemin küresel düzeyde de kontrol altına alınması lazım.

İşte bu nedenle imkânlarımız ölçüsünde İtalya’ya da İspanya’ya da İngiltere’ye de yardımcı olmaya çalışıyoruz.

İKİ ÖNEMLİ TESPİT

Bir kez daha tekrarlıyorum, gerekirse tekrarlamaya da devam edeceğim: Ne rehavete kapılmaya ne de yapmamız gerekenleri yanlış ya da eksik yapmaya hakkımız ve lüksümüz yok. Ne var ki başarılı olmamızı engelleyen iki önemli yanlışımız var ve biz onları bilerek ya da bilmeyerek tekrarlayıp duruyoruz.

İşte o yanlışlar...

YANLIŞ 1
SOSYAL MESAFEYE UYMUYORUZ

SOSYAL mesafe kuralı bu salgını yönetme alfabesinin ‘A’ harfidir. Her halükarda çok gerekmedikçe iki kişiden daha fazlasının bir araya gelmemesi, bırakın dışarıda evde bile 1-2 metrelik uzaklaşma kuralının ısrarla sürdürülmesi, alışveriş, toplu taşıtlarla seyahatler de dahil olmak üzere sosyal mesafeye koşulsuz uyum gösterilmesi gerekiyor.

YANLIŞ 2
MASKELER YANLIŞ KULLANILIYOR!

MASKE kullanma anayasasını daha önce de yazdık. Merak edenler Hürriyet arşivinde rahatlıkla bulabilirler. Ama gelin biz o yanlışları yeniden gözden geçirelim...

* Maskeler mutlaka eller iyice yıkandıktan sonra takılacak. Maskenin iç yüzeyi burnu ve ağzı iyice örtecek.

* Maske takılı olduğu sürece eller göze, yüze, maskeye dokunmayacak, dokunduğu takdirde el temizliği yeniden tekrarlanacak.

* Maskenin yüzden aşağı kayması halinde eller yıkandıktan sonra pozisyonu yeniden düzeltilecek. Maske sadece ağzı değil, burnu da iyice örtecek.

* Bir başkası ile yüz yüze ya da telefonda konuşurken maske çeneye indirilmeyecek.

* Maskeliyken de sosyal mesafe kuralına uyum sürecek.

* Maskeler çıkarıldıktan sonra iç yüzeyi içte kalacak şekilde katlanarak ağzı kapalı bir çöp torbasına atılacak ve eller yeniden yıkanacak.

YARIN: KORONA GÜNLERİNDE RAMAZAN İÇİN TAVSİYELER