Bana sorarsanız testosteron erkeklerin karakter belirleyicisi kimyasallardan biri, belki de birincisi. Erkekleri “yüksek ve düşük T’li” olarak ikiye ayırmak gerekir. Böyle yaparsanız ruhsal ve bedensel değişimlerini kolayca anlar, onlara doğru zamanlarda kızar ya da hoş görürsünüz.
Testosteron azalması elli yaşı deviren erkeklerde yaşlanmanın ilk işaret fişeği ve yaşlanma hızının belirleyicisi olduğu için önemli. Bu azalma zannedildiği gibi yalnızca cinsel isteksizliğe de yol açmaz. Erkeğin ruh halinde bazı değişimlere sebep olur, hatta davranış kalıplarını değiştirir. Erkeklerden bazıları eskisinden daha hoşgörülü, mazbut, uyumlu, idaresi kolay bir “kuzulaşma sürecine” doğru yelken açarken, bazıları sinirlilik, öfke atakları, ani ve önemli karar değişiklikleri, iş, aile ve sosyal hayatta ciddi gelgitler, iktidar-güç gösterileri gibi “hiper haller” sergilemeye başlar. Testosteron kaybı erkek vücuduna da yansır. Tüylerin azalması, göbek-karın yağlarının artması, belin genişleyip kasların sarkması gibi görsel bazı değişiklikler başlar. Kısacası testosteron azaldıkça erkeğin (ve tabiî ki eşinin) hayatı giderek zorlaşır. Ya “evden kaçmalar, azgın teke sendromuna yakalanmalar, sigorta atmalar” ya da “elektrik kesilmeleri, kuzu gibi uysallaşmalar, kontak kapatmalar” başlar.
YILDA BİR ÖLÇTÜRÜN
Bu arada bilinmesi gereken önemli bir nokta daha var: Testosteron yaşla ilgili olmadan da azalabilir. Özellikle kronik, tekrarlayıcı ve ağır streslerin testosteron seviyelerini düşürebileceği biliniyor. Bu, özellikle işadamları, bankacı-borsacılar, politikacı ve gazeteciler arasında çok yaygın bir durumdur. Testosteron üretiminin ana organları yumurtalıklar ve böbrek üstü bezlerindeki problemlerde de testosteron üretimi ciddi düzeyde azalabilir. Kısacası erkekler için yaşlanmanın ilk işaretlerinden biri, testosteron üretiminin azalmasıdır. Bu nedenle yaşı elliyi geçen her erkeğin yılda bir kez testosteron ölçümü yaptırmasında fayda vardır. Özellikle cinsel isteğinizde azalma, yorgunluk, güçsüzlük, kıl dökülmeleri, uyku bozuklukları ve depresyon ya da benzeri ruhsal bazı sorunlarınız varsa, genç biri bile olsanız bu sorunların arkasında testosteron azalmasının bulunabileceği aklınızda olsun.
TESTOSTERON DESTEĞİ ALMAK DOĞRU MU?
Azalan testosteronun yerine konması erkeği “yeniden hayata döndürür, beden ve ruhunu gençleştirir mi?” sorusunun yanıtı hala bilinmiyor. Genel olarak her hormon gibi testosteron da öyle her aklımıza geldiğinde rahatça kullanılabileceğiniz bir hormon değil. Dikkatsiz kullanımı prostat kanserinden kalp-damar hastalıklarına kadar değişen farklı problemlere yol açabiliyor. Bu problemlere karaciğer yağlanması, hatta karaciğer içinde gelişen tümöral kitleler de dâhil. Bir erkeğe ne zaman testosteron desteğine başlanması kararını mutlaka işin uzmanı bir hekimin ve mümkünse üroloji uzmanının vermesi gerek.
Bayılma nöbetleri hangi hastalıklarda görülür?
Birden bire ortaya çıkan ve kısa süren şuur kaybına tıpta “senkop” deniyor. Bu duruma yol açan pek çok sağlık sorunu var. En sık görüleni “vagotonik bayılma” olarak tanınan, ani üzüntü, ruhsal şoklar, birden bire fazla miktarda yenen yemekler, beklenmedik zamanda ortaya çıkan korkular, kan görme, kan verme, kapalı bir ortamda kalma ve benzeri durumlarda ortaya çıkan geçici şuur kayıpları. Bu tip bayılmaların çoğunda hastalar bayılacaklarını önceden hissedip bir yerlere tutunmaya, bir kenara oturmaya çalışır. Bayılma oldukça kısa sürer, şuur birkaç dakika geçmeden geri döner. Gıda zehirlenmelerinin (özellikle bayat balık, tavuk ve benzeri besinlerle meydana gelen zehirlenmelerin) de bayılmaya yol açabileceği biliniyor. Bazıları iğne yaptırma ya da kan aldırma esnasında da bayılabiliyor. İlaçların da bayılma nedeni olabileceği aklınızda olsun. Özellikle bazı tansiyon ilaçları ilk başlandığında ayakta alındıkları takdirde geçici şuur kaybına yol açabilir (Prazosin). Kan basıncındaki ani düşmelerin, ağır ishal ve kusmaların (yani ciddi oranda sıvı kayıplarının), kalp ritim bozukluklarının, beyindeki geçici istemik atakların, kalp krizlerinin, hızlı yüksek kalp çarpıntılarının da bayılmaya yol açabileceği aklınızda olsun. Bazı kişilerde korkuya bağlı bayılma görülebiliyor. Arka arkaya tekrarlayan öksürük nöbetlerinin ve bazı kişilerde aşırı dolu idrar torbasını boşaltma gayretinin de bayılmaya yol açabileceğini belirtelim.
Tansiyon aniden neden yükselir?
Sağlıklı birinde birden bire ortaya çıkan tansiyon problemi endişe kaynağıdır. Hipertansiyonun bilhassa yaşlı insanlarda kalp krizleri, inme-felç gibi problemleri tetikleyebileceğinin bilinmesi bu telaşın en önemli nedeni. Stres ve gerginlik, özellikle öfke nöbetleri ya da ani üzüntüler birden bire ortaya çıkan bu tip tansiyon yükselmelerinin ilk sebebi. Erkeklerde (bilhassa genç erkeklerde) fazla miktarda alkol tüketimini takiben de kan basıncında ani yükselmeler görülebilir. Ölçüsüz tüketilen kahve ve çayın hassas kişilerde kan basıncı yükselmesine yol açabileceği tecrübelerle sabit. Sık yapılan yanlışlardan biri de fazla miktarda ve hızlı yenen ağır yemekler. Birlikte bol alkol de alınmışsa sonuç daha da tehlikeli. Daha önceden sağlıklı birinde aniden ortaya çıkan tansiyon yüksekliği durumunda tiroid bezinin hızlı çalışması, böbrek damarlarının pıhtılarla tıkanması, böbreklerin süzme sistemlerinin arızalanması gibi nedenler akla gelir. Bazı ilaçlar, özellikle sık kullandığımız grip, nezle ilaçlarının içindeki bir kısım kimyasallar da kan basıncında ciddi artışlara yol açabilir. Genç hanımlarda özellikle sigara içiyorlarsa doğum kontrol hapları kan basıncında ani artışların nedeni olabilir. Bazı antidepresanların, antipsikotik ilaçların da akut hipertansiyona yol açabileceği aklınızda olsun. Birden bire ortaya çıkan kan basıncı yükselmeleri, özellikle ense bölgesinde yoğunlaşan baş ağrılarına ve sersemlik hissine yol açabilir. Burun ve gözde kanamalar ortaya çıkabilir. En tehlikeli sonuçları ise beyin kanamaları ve buna bağlı felçlerle, kalp krizleri. Böyle bir durumla karşılaştığınızda acil tıbbi yardım istemelisiniz. Tıbbi yardım gelene kadar sırt üstü yatıp istirahat etmeye, eğer elinizin altında varsa rahatlamak için trankilizan bir ilaçtan faydalanmaya çalışmalısınız. Acil yardım gelene kadar kullanabileceğiniz ilaçlar konusunda mutlaka acil servisteki tıbbi yetkiliyle temasta olmalısınız. Kan basıncını geçici olarak düşüren ama herhangi bir tıbbi müdahale için zaman kazanmayı sağlayan bazı ilaçlar var (Kaptopril). Eğer ecza dolabınızda bunlardan biri varsa yardım gelene kadar kullanıp kullanmayacağınızı doktorunuzla konuşabilirsiniz.
Karahindiba ödemi azaltır mı?
Aktarlarda kolayca bulabileceğiniz karahindiba köklerinin özellikle karaciğerin detoks yeteneğini güçlendirdiği kabul edilir. Ayrıca kendini yorgun halsiz hissedenler karahindiba sapından hazırlanmış çaylar, salatalar kullanılarak kürler yapılabilirler. Karahindibayı hazım sistemi sorunlarında, özellikle safra taşı olanlar, gaz sorunundan yakınanlar sık kullanır. Son zamanlarda vücudunun su topladığını düşünen (özellikle periyot dönemlerinde veya premenopoz devresinde ödemden yakınan) birçok kadın karahindiba çayından faydalanma yoluna gidiyor. Karahindiba çayı hazırlamak için 1/4 litre soğuk suya (yaklaşık 1,5 su bardağı) bir tatlı kaşığı ince doğranmış karahindiba kökü ekleyin. Bir tam gün bekleyin ve ertesi sabah bir dakika süreyle kaynatın ve süzüntü suyunu bir bardağa aktarın. Kahvaltıdan yarım saat önce için. Karahindiba salatası hazırlamak için bitkinin taze kök ve yapraklarından faydalanabilirsiniz. Sonbahar özellikle karahindiba köklerinin toplanması için iyi bir zamandır, aklınızda olsun.
Her besin aynı ölçüde şişmanlatır mı?
Genel kanı ve kural yıllardır “kalori kaloridir, nereden ve nasıl kazanıldığının önemi yoktur, her besin, kalorisi oranında eş değer miktarlarda kilo kazandırır” şeklindeydi ama bu görüş son yıllarda bir hayli değişti. Mesela aynı besin grubundan, yani karbonhidrat yapısında bulunmalarına rağmen muz ve elmanın kilo kazandırıcı güçleri farklı. Yani 100 kalorilik muzla 100 kalorilik elmadan daha fazla kilo kazanımı olabiliyor. Çünkü muz, elmaya oranla kan şekerini daha hızlı yükseltiyor, daha ciddi insülin dalgalanmalarına sebep oluyor. Benzer durum yağ, karbonhidrat, proteinler ayrı ayrı olduğunda da önem kazanıyor. Bunun nedeni yediğimiz besinlerin vücutta yakılma sürecinde harcanan kalorilerin farklı olması. Yiyeceklerle alınan yağın kalorilerin sadece %3’ü tüketilirken, karbonhidratların yağa dönüşme sürecinde %25’i enerji olarak harcanıyor. Bu oran proteinler yağa dönüşürken daha da artıyor. Bu nedenle proteinler karbonhidratlardan, karbonhidratlar yağlardan daha az yağ kazanımı sağlıyor. Yani yağlı yiyeceklerden alınan kalorilerin vücut yağına dönüşme olasılığı makarna, ekmek, bulgur, fasulye ya da tavuk, balık, kırmızı etten daha yüksek. Bununla birlikte yiyeceklerde bulunan az miktarda yağın tokluk hissi sağladığı akıllarda bulunmalı.
Egzersiz sırasında neden terleriz?
Kaslarımız daha fazla ısı üretir de ondan. Özellikle direnç ve dayanıklılık egzersizleri vücudun ısı üretimini 15-20 katına çıkarabiliyor. Siz egzersiz yaptıkça kaslarınız daha fazla kanlanıyor, kan kaslarınızdaki ısıyı alıp bütün vücudunuzu dolaştırıyor. Dolayısıyla bedeninizdeki iç ısı da yükseliyor. İç ısının yükselmesini fark eden beyin cilde yakın kan damarlarını genişletiyor. Kan vücudun soğuk olan dış yüzeyine doğru harekete geçiyor. Isınmış kan soğuk cilt yüzeyiyle temas ettikçe ısısı azalıyor, siz terlemeye başlıyorsunuz. Yani terlemek son derece normal bir süreç, fizyolojik bir yanıt.
Tiroid bezi tembelleşince neden daha hızlı yaşlanırız?
Tiroid bezi tembelliğinde ortaya çıkan işaretler, yaşlılık sürecinde ortaya çıkanlarla aynı da ondan. Elli yaş sonrasında hipotiroidiye yakalanma olasılığı zaten artıyor. Ancak yaşlılık belirtileriyle hipotiroidinin işaretleri birbirine benzediğinden durum çoğu zaman erken dönemde değil, çok sonraları fark edilebiliyor. Ayrıca ileri yaşlılarda ortaya çıkan hipotiroidilerde belirtiler de değişik oluyor. Bu nedenle yorgunluk, kilo alma, eklem-kas ağrıları, kabızlık, cilt kuruluğu, saç tırnak kırılmaları, solukluk, ayak şişmeleri, uyku hali, üşüme ve benzeri sorunları olan yaşlılarda hiç olmazsa bir “TSH kontrolü” yapmak gerek. TSH testi açken de tokken de uygulanabildiği ve ucuz olduğu için tavsiye edilen bir tarama testi. Ayrıca son derece güvenilir bir test.