Modern tıbbın başarısında iki sektörün önemli payı var: "İlaç ve Teşhis Teknolojileri Endüstrisi". Bu iki sektör modern tıp ile el ele vererek hastalıkların teşhis ve tedavisinde doktorların işini kolaylaştırıyor.
Tıpta erken teşhisin tedaviyi daha başarılı ve ekonomik -ucuz- hale getirdiği biliniyor. Toplum yaşlandıkça sıklığı artan önemli bazı hastalıkların erken teşhisi ve yönetiminde teknolojik teşhis destekleri ile ilaçların büyük yararı oluyor. Özellikle erken teşhis teknolojisinde son yıllarda baş döndürücü gelişmeler var.
YENİ TEKNOLOJİLER NE ANLAMA GELİYOR
Görüntüleme teknolojileri artık vücudun dışından çalışmayı çoktan bıraktı! Son 20 yılda içerden görüntüleme dönemini başlattı. Yüksek teknolojili cihazlar damarlarımızın içinde, kalp boşluklarında, sindirim sisteminde, broşlarımızda vücut içi yolculuklar yaparak inanılması güç görüntüler aktarıyorlar. Bu görüntüler pek çok hastalığın çok erken dönemlerde teşhis edilmesini sağlıyor. Diğer taraftan tıbbı görüntüleme alanındaki gelişmeler sayesinde yalnız erken teşhis değil, tedavi alanında da olağanüstü başarılara imza atılıyor. Görüntüleme cihazları ameliyathanelere kadar girdi. Beyin ameliyatlarının çoğu ameliyathane içi MR’lar ile yapılıyor. Laporoskopik ve endoskopik cerrahi girişimler sayesinde eskiden bir hafta on gün işinizden, evinizden uzak kalmanızı gerektiren birçok ameliyat bugün günü birlik cerrahi haline geldi. Safra kesesi ameliyatından en geç iki gün, tiroid ameliyatından en geç üç gün sonra işinizin başında olabiliyorsunuz.
TEKNOLOJİNİN FAZLASI İŞE YARAMIYOR
Fotoğrafın başka bir yüzü daha var. İleri teknoloji iyi, hoş ve mükemmel bir gelişme sürecinde ama teşhis ve tedaviyi pahalı hale getirdi. Özellikle teşhis amaçlı teknolojinin kullanımında ciddi bir israf söz konusu olabiliyor. Eğer dikkat etmezseniz hastaneniz, şehriniz veya ülkeniz tam bir tıbbı "cihaz çöplüğü" haline gelebiliyor. Tıbbı Görüntüleme Teşhis ve Tedavi Teknolojileri Derneği Başkanı "Sağlık yatırımlarının önü bir an önce açılmazsa teşhisler gecikip tedaviler pahalı hale gelebilir" diyor. Bu görüşü yalnızca tıbbı teknolojileri üretenler benimsiyor olmalı! Bize göre Sağlık Bakanlığı’nın aldığı "yeniden yapılanma ve organizasyon" kararı doğrudur. Eğer gerekli önlemler alınmazsa yalnızca ülke içi sağlık hizmeti dengesi bozulmayacak, Türkiye dünyanın tıbbı alet hurdalığı olacaktır. Bunun önüne geçmek gerekiyor.
NE YAPMALI
İleri teknoloji cihazların bizim insanımıza da hizmet vermesi sevindirici bir gelişmedir. Ama eğer dikkat edilmezse bu aletlerin getirdiği ekonomik yükü hafifletmek amacıyla gereğinden çok tıbbı inceleme yapılır hale gelir. Diğer taraftan aletleri kullanacak uzman, teknisyen ve teknik eleman desteği yeterli düzeye çıkarılmazsa ne bu aletlerden yeteri kadar verim alınabilir, ne de elde edilen sonuçlar beklendiği kadar güvenli olur. Bizim gibi devletin neredeyse halkının tamamına yakınının sağlık giderlerini üstlendiği ülkelerde -iyi ki de öyle-, eğer yeteri kadar kontrol edilmezse devlet desteği "sosyal devlet" olma iddiasından çok "sağlık sponsorluğu" haline gelir. Teşhis ve tedavide bu aletlerin ne zaman, ne sıklıkta ve nasıl kullanılacaklarını düzenleyen etkili bir yapılanma ortaya konulmadıkça zaten sınırlı olan sağlığa ayrılan ekonomik payın önemli bir kısmı boşuna harcanabilir.
Özel sağlık sistemlerinin de devlet ödeme sistemi içine dahil edildiği bugünkü sistemde Sağlık Bakanlığı’nın merkezi planlamalar yapma hakkı her zaman olmalıdır. Sağlık Bakanlığı teşhis teknolojisinde gösterdiği bu duyarlılığı sürdürmek zorundadır. Yoksa teşhis giderlerimiz birkaç yıl içinde milyarlık dolar rakamlarına ulaşırsa hiç şaşırmayalım!
Adet gününü değiştirebilir miyiz
Tatil aylarının geldiği bu günlerde kadınlar adetlerinin gününü değiştirmek isteyebilirler. Ayrıca önemli iş seyahatleri sırasında da adet görülmek istenmeyebilir. Özellikle ağrılı ve fazla adet olanlarda bugünler sıkıcı olabilir. Böyle zamanlarda jinekoloğunuza mutlaka danışarak plan yapmanızı öneririz.
Doktorunuz size son adet tarihinizi, düzenli adet olup olmadığınızı soracaktır. Ayrıca planlanmış seyahat, sınav, vb.’nin tarihlerini de belirtmeniz gerekir. Genellikle adetin 2.yarısı başlanan progesteron hapları adet olunabilecek günden 1-2 gün önceye kadar kullanılabilir, ancak yine de adeti baskılamaya yetmeyebilir. Daha çok önerilen, doğum kontrol hapları ile planlama yapılmasıdır. Adette başlanan haplar, 21 gün bitiminde bırakılmayıp adet olması istenen günden 2 gün öncesine kadar kullanılmalıdır. Genellikle güvenli olan bu yolu düzenli hap kullananlar daha kolay uygularlar. Haplara başlayıp erken kesmek de adeti öne alabilir ama güvenli değildir. Hapların olası yan etkileri ve size uygun olup olmadığı mutlaka doktora danışılmalı, doktor tarafından önerilmemiş herhangi bir hormon ilacı bilinçsizce kullanılmamalıdır.
Depresyon Alzheimer riskini artırıyor
Depresyon her zaman önemli bir sorundur. Eskiden orta yaşlarda sık görülen bu problemin görülme yaşı çocukluk ve ileri yaşlılık dönemlerine kadar ulaştı. Son zamanlarda yapılan birçok araştırma depresyonun özellikle yaşlı insanlarda Alzheimer hastalığı riskini arttırdığını gösteriyor. Depresyonlu hastalarda Alzheimer hastalığı çabuklaşıyor ve ağır seyrediyor. Yaşlı insanlarda depresyona daha fazla önem vermekte ve göz yummamakta yarar var.
Böbrek kisti tehlikeli mi Böbreklerde basit kistlere çok sık rastlanıyor. Kistlerin özellikle ultrasonografi gibi kolay ve güçlü teşhis araçlarının yaygınlaşması nedeniyle daha erken görüntülenebildiği biliniyor. İyi huylu böbrek kistlerine 50 yaş üzerinde yüzde 50 civarında tesadüf ediliyor. Yaş ilerledikçe kist ile karşılaşma olasılığı da yükseliyor. Basit kistler çoğu zaman ciddi bir sağlık problemine yol açmıyor ama böyle bir durumda son kararı bir üroloji uzmanına bırakmak gerekiyor.
Sağlıklı yemek de kilo aldırabilir
Yağsız besinler kilo yapmayan rahatça yenilebilen serbest besinler değildir. Düşük yağlı ve yağsız besinlerin kalorileri önemli değil gibi yanlış bir düşünce ile fazla miktarlarda veya limitsiz olarak yenirse kilo alınır.
Yüksek yağlı bir besini, yağsız ama yüksek karbonhidratlı veya bol şeker içeren bir besinle değiştirdiğinizde aynı kalori miktarını gene alabilirsiniz. Birçok kişi yağ içermediğinden dolayı yağsız kurabiyelerden, bisküvi ya da krakerlerden normalden de fazla miktarlarda yer. Kilo kaybı günlük kalori alımınız aynı kaldığında değil sadece daha az kalori aldığınızda gerçekleşir. Birçok kişi kilo kaybetmek beklentisi ile bu özel besinleri tükettiklerinde hayal kırıklığına uğramaktadır. Kurabiyelerin az yağlı olarak satılmasından sonra oluşan kilo alma sorununa "iyi atıştırma sendromu" denmektedir. Yani "sağlıklı beslenerek" ama aşırı kalorili besinleri fazlaca tüketerek de kilo alabilirsiniz.
DİYET GÜNLÜĞÜ
Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00
Hafta sonu diyetiniz bozuluyor mu
D iyet yaparken hafta sonu keyfinizi kaçırmaya hiç gerek yok. İşte size iki önemli öneri:
- Geç kahvaltı: Güne geç başlamış olabilirsiniz. Kahvaltınızı çeşitlendirip (1 dilim daha fazla ekmek, 1 adet yumurta, 1 tatlı kaşığı reçel gibi) ara öğünlerinizi atlamadan akşam yemeğine geçebilirsiniz.
- Yüzde 80/ yüzde 20 kuralı: Bu kurala göre kalori alımınızda yapacağınız ufak artışları mutlaka egzersiz yaparak dengelemeye çalışın. Tabii ki bu 3-4 saat egzersiz yapıp koca bir dilim pastayı yemeniz anlamına gelmiyor. Bir kadeh şarap veya bir ince dilim kek sizi mutlu eden kalorileri barındırıyorsa bu tercihinizin ardından 30 dakikalık fiziksel bir aktiviteyi (yürüyüş, bahçe işleri, bisiklet) uygulayın. Diğer günlerdeki beslenme alışkanlıklarınızı yüzde 80 oranında devam ettirip, diyetinizde olmayan bir yiyeceğe yüzde 20 oranında izin vermek size iyi gelecektir.
Arkadaşım bir program uyguluyor. Yiyeceklerin puanları var. Günlük 18 puanın var ise yiyecekleri kendin seçerek bu puanı tamamlamaya çalışıyorsun ve zayıflıyorsun. Sizce bu yöntem sağlıklı mıdır?
Diyet yaparken sağlığınızdan olmayın
Bu tarz sistemler çoğunlukla Amerika’da uygulanır. Amacı kalori sayımını sağlamak ve insanların kafasını kalorilerle karıştırmaktansa, puan saydırarak -biraz olsun- hafifletir. Günlük puan hakkınız 20 ise 20 puanı geçmemek şartıyla istediğiniz her şeyi yiyebilirsiniz. Bu patates kızartması da olabilir, kızartılmış tavuk kanadı da, hamburger de, tereyağlı mısır da! Peki, bu zayıflamayı sağlar mı? Evet sağlayabilir. Ama ilk kez ya da ikinci kez diyet yapıyorsanız (yani vücudunuz diyete dirençli değilse, yıllardır diyet yapmıyorsanız!). Eğer insülin direnci, hipotrodi gibi metabolik bir sorununuz yok ise, ne yediğinizi ve neden yediğinizi öğrenmeye gerek yok diyorsanız ve sürekli kilo alıp vermeye hazırsanız...
Obez bireylerde, hastalık riskinin yüksek olduğunu düşünürsek bu çok mantıklı gelmiyor. Çünkü önemli olan bir günde alınan toplam enerji miktarı değil, bu enerjinin, yağ, karbonhidrat ve protein dağılımıdır. 20 puanının tamamını patates kızartması ile, haşlanmış pirinçle ya da kumpirle tamamlayarak zayıflayan bir hastanın sağlıklı beslendiğini kimse savunamaz. Eğer bir sağlık probleminiz yok ise ve 4-5 kg arasında fazlalığa sahipseniz bu sistemi deneyebilirisiniz. Ama bunun sağlıklı yolu varken vücudunuzu deneme tahtası gibi kullanmanız yanlış. Yiyecekleri sadece kalori kaynağı olarak görmeyin, hepsinin bir içeriği, içeriğindeki tüm vitamin-minerallerin de bir anlamı var.