Tatlı krizlerini önlemenin 10 yolu

Tatlı krizleri kilo yönetimini güçleştirir. Sadece bununla kalsa neyse...

Haberin Devamı

 Yorgunluk nöbetlerini de tetikler, zaten bu nedenle çoğu tatlı krizi az ya da çok mutlaka bir yorgunluk atağı ile biter. Bitmedi; depresyon, stres gibi olumsuz duyguları ön plana çıkarabilir. Aynı krizler, uyku bölünmelerine, öfke ataklarına, ödem ve şişkinliğe sebep olabilir. Bu krizleri önlemek için öncelikle öğün atlamayın, un, şeker ve nişastadan uzak durun. Diğer ayrıntılar şunlar:
1- İşlenmiş karbonhidrat dolu hazır, paketlenmiş atıştırmalıklardan uzak kalın, cipslere, gofretlere dokunmayın.
2- Sadece şeker eklenmiş konsantre meyve sularına değil, gazlı, köpüklü, asidik içeceklerin tamamına mesafeli durun.
3- İhtiyaç olmadıkça ara öğün yemeyin. Yediğinizde de protein ağırlıklı olanları (yoğurt, ayran, peynir) tercih edin.
4- Posadan zengin beslenin. Gıdaların posa içeriği arttıkça şeker oranları düşer, bağırsaktaki mevcut şekerin emilimi azalır ve yavaşlar. Sebzeler, bakliyat grubu en önemli posa kaynaklarımız.
5- Meyvenin suyu yerine püresini, püresi yerine salatasını, salatası yerine kendisini, hatta mümkünse kabuklu doğal halini tercih edin.
6- Sebzeleri az pişirin. Mümkünse pişirmeden yiyin.
7- Pirinç yerine kepekli bulguru tercih edin.
8- Canınız karbonhidrat çektiğinde bir proteinle bir araya getirin. Yani bulguru yoğurtlu yiyin, makarnayı yoğurtlu ya da kıymalı pişirin. Meyveleri bile yoğurtla birlikte tüketin.
9- Aç karnına meyve yemeyin. Yiyorsanız ara öğün niyetine bir porsiyon ile yetinin. Yemek üstü meyveyi tamamen terk edin.
10- Alkole el sürmeyin çünkü alkollü içeceklerin neredeyse tamamı şekerden ya da nişasta zengini karbonhidratlardan üretiliyor. İçkinin yanında mutlaka bir şey yenilecekse protein tercih edin.

Haberin Devamı

DEMİR EKSİKLİĞİ UNUTKANLIK YAPAR MI?

Beyin enzimlerin çoğunun yapısında demir vardır. Demir olmayınca o enzimler görevini yapamaz. Dolayısı ile beyin hücreleri arasındaki iletişim bozulur ve unutkanlık ortaya çıkar. Buna oksijen eksikliği de eklendiği zaman, beynin tam fonksiyonlu çalışmaması kaçınılmaz olur.

CiLT GÜZELLiĞi iÇiN E ViTAMiNi Mi, C ViTAMiNi Mi?

Haberin Devamı

İkisi de kullanılmalı ama öncelik C vitamininde. C vitamini kolajen üretimini çok tahrik eden bir ürün. İyi bir antioksidan. Cildin kırışmasını da önlüyor. E vitamini de yine cildi tahribatlara karşı koruyor ve o da önemli bir antioksidan.
Burada sihirli sözcük “askorpil palmitat”. Kullandığınız cilt ürününün bu maddeyi içerip içermediğine mutlaka bakın. E vitaminli ürünleri ağızdan, C vitaminli ürünleri ciltten almayı tercih edin.

SÜT MÜ YOĞURT MU?

Süt bir yetişkin besini olmaktan daha çok bir çocuk besini. Ayrıca kalsiyum eksikliğinin en ciddi sonuçlarından biri olan osteoporozu önlemede sütün ciddi bir destek sağlamadığını gösteren çok sayıda çalışma var. Bu nedenle prensip olarak çocukların süt içmesini, ergen ve yetişkinlerin süt yerine mayalanmış, probiyotik zengini süt ürünlerini tüketmesini öneriyorum. Bir bardak sütte 300 miligram, 30 gram kadar yumuşak peynirde 50-100 miligram, bir su bardağı yoğurtta da ortalama 300-350 miligram kalsiyum var. Yetişkinler sütü mayalandırmalı, laktozunu azaltmalı, probiyotik güç eklemeli ve sindirimini kolay hale getirmeli. Yani yoğurt, kefir, ayran ya da peynir olarak tüketmeli.

Haberin Devamı

TAM YAĞLI SÜT MÜ, YARIM YAĞLI SÜT MÜ?

Tam yağlı süt veya süt ürünleri yüzde 3.5, yarım yağlılar yüzde 1.5-2 oranında yağ ihtiva eder. Yağsız sütlerde ise yağ oranı yüzde 0.5’in altına iner. Bir gram yağda 9 kalori vardır. Hassas bir kilo takipçisiyseniz yarım yağlı süt avantajlı olabilir.
Ancak bir bardak sütte tam yağlı ile yarım yağlı arasında sadece 50 kalorilik küçük bir fark olduğunu akılda tutalım.
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var. Yağı alınan sütün CLA (Conjugated Linoleic Acid) muhtevası azalır. Oysa CLA “anti yağlanma gücü” yüksek bir maddedir.
Yani yağdan tasarruf edeyim derken, yağ depolamanız daha da hızlanabilir.

Yazarın Tüm Yazıları