Paylaş
Avrupa ve Amerika’da da, bizde de halkın bazı endişeleri hâlâ giderilmiş değil. Bir taraftan yaklaşan kış nedeniyle ortaya çıkabilecek problemler var diğer taraftan çoğumuz bu konuda ne yapacağımızı doğru dürüst bilmiyoruz. Kısacası kafalar hâlâ karışık!
Hakkını vermek lazım, sağlık bakanlığımız “domuz gribi” (ben bu isimlendirme yerine Fransızlar gibi “A Gribi” tanımını kullanmayı tercih ediyorum) krizini iyi yönetti. Hatta bu konuda hâlâ bir “aşırı duyarlılık hali”ni sürdürüyor. Geçen hafta yaptığım Avrupa seyahatinde bu konudaki en sıkı önlemlerin bizde olduğu gibi bir hisse bile kapıldım.
A gribi H1N1 diye bilinen bir grip virüsü tarafından oluşturuluyor. Temel belirtileri yorgunluk, halsizlik, bulantı, ağız burun akıntısı ama birden bire bozulan genel durum, nefes darlığı, şiddetli öksürük, ağır ve tekrarlayıcı bulantılar gibi bazı özel işaretleri de var. Göğüs ve karın ağrılarına, algı bozukluklarına, şuur kayıplarına da yol açabiliyor.
Her yıl tekrarlayıp duran klasik virüsün belirtilerini zaten biliyorsunuz. Bir kez daha yazmaya gerek yok. Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak grip vakalarının çoğunun o bildik griple ilgili olması kesindir.
Neden kış aylarında artıyor
Kış aylarında neden daha sık grip oluyoruz? Bunun yanıtı yalnızca kış mevsiminin daha soğuk olması değil. Sorun muhtemelen temas artışı ile ilgili. Kış aylarında vücut direncimiz zaten düşüyor. Yazdan sonbahara ve kışa geçerken bağışıklık sistemi ciddi bir sarsıntı geçiriyor. Ayrıca kış ayları kapalı yerlerde birlikte yaşanılan dönemler. Açık alanlar kışla birlikte yavaş yavaş terk ediliyor, herkes ortak ve kapalı mekânlarda buluşuyor, konuşuyor, yiyor, içiyor. Okulların açılması da önemli bir nokta. Bütün bu değişimler grip virüsünün insandan insana bulaşma olasılığını çoğaltıyor.
Ne yapmalı
Alınması gereken birinci önlem klasik grip aşısını özellikle risk altındakilerin yaptırmaları. Bağışıklık zayıflığı olanlar, yaşlılar, şeker hastaları, kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları yapılanlar, özellikle böbrek, karaciğer, solunum yetmezliği yaşayanlar en önemli adaylar. Aşının 15 Eylül-15 Kasım arasında yaptırılması öneriliyor. A gribinin aşısı muhtemelen ekim ortalarında Türkiye’de olacak. Bu aşının kimlere, nasıl, ne şekilde uygulanacağına Sağlık Bakanlığı karar verecek.
Bana sorarsanız daha şimdiden bağışıklık sisteminizi güçlendirmenizde yarar var. Bunun için bol bol sebze ve meyve yemeye özen gösterin. Umklaoba, elderberi, ekinezya özlerinden, çinko, betaglukan ve benzeri bağışıklık desteklerinden faydalanmayı deneyin. Ben risk altındaki hastalarıma her gün 30-35 damla umklaoba almalarını ve bu kürü iki ay sürdürmelerini tavsiye ediyorum 10-20 gram çinko tabletleri bağışıklık sistemini güçlendirmede faydalı olabileceğini düşünüyorum. Elderberry ve ekinezyayı ise daha ziyade akut vakalarda (yani yeni grip olgularında) tercih ediyorum.
Elinizi sık sık yıkamaya, başkalarının yüzüne hapşırmamayı, öksürmemeyi, kâğıt mendiller kullanmayı, hastaysanız başkalarına bulaştırmamak için evinizden çıkmamayı ve öpüşerek selamlaşmayı bırakmayı da ihmal etmeyin. Hasta çocuklarınızı okula göndermeyin. Kendinize iyi bakmayı, dinlenmeyi, doğru beslenmeyi, uykunuza özen göstermeyi unutmayın.
Herhangi bir sorun olduğunu düşündüğünüzde aile hekiminizden ya da en yakın tıp merkezinden yardım istemenizde yarar var.
Sık yapılan 10 beslenme yanlışı
1 -Fast food besinlere ağırlık vermek
2 -Büyük porsiyonlar yemek
3-şekerli yiyecek ve içecekleri arttırmak
4-Et ürünlerini yağlı ve kömürde kızartılmış-yakılmış şekilde yemek
5 -Paketlenmiş gıdalara ağırlık vermek
6 -Doymuş yağları, margarinleri daha fazla tüketmek
7-Öğün atlamak ve kahvaltıyı ihmal etmek
8-Yağda kızartılmış yiyeceklere ağırlık vermek
9-Hep aynı şeyleri yemek ve yiyecek çeşitliliğini azaltmak
10-Ara öğünleri ihmal etmek
Dövme yaptırırken sterilizasyona dikkat
Dövme uygulamasında en önemli konu işlem yapılırken mikrobik bir bulaşmaya maruz kalmamaktır. Eğer hijyenik koşullara dikkat edilmez ve mikroptan arındırılma yönünde yeterli önlemler alınıp sterilizasyon koşullarına dikkat edilmezse çeşitli enfeksiyonlar ve bulaşmalar ortaya çıkabiliyor. Ayrıca dövme işleminde kullanılan materyallerde ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Sağlık Bakanlığı konuya bu nedenle el koydu. Her önüne gelenin dövme yapamaması için ciddi önlemler almaya başladı. Bizim tavsiyemiz dövme yaptırmadan önce iyi düşünmenizdir. Çünkü son zamanlarda kullanılan bazı boyaların yalnız alerjik reaksiyona değil, cilt kanserine de yol açabileceğini düşündüren gözlemler bile var. Ayrıca dövme ile hepatit dahil birçok enfeksiyonlar bulaşabiliyor.
CoQ10’u doğal yollardan nasıl kazanabilirim
Bilinen en güçlü ve etkili antioksidanlardan biri olan bu önemli besin unsuru maalesef yiyeceklerde çok az bulunabiliyor. Bu nedenle çoğu zaman imkânı olanların çünkü biraz pahalıdır- hazır kapsüllerinden faydalanmaları daha kolay oluyor. CoQ10 E vitamini, C vitamini ve glutationla birlikte sinerji içinde çalışan, kanseri önlemekten damar sertliğini geciktirmeye, diş etlerini korumaktan belleği güçlendirmeye, cildi genç ve gergin tutmaktan cinsel gücü desteklemeye kadar pek çok alanda işe yarıyor. Ben bu maddeyi benzin depolarına eklenen motor yağlarına benzetiyorum. CoQ10 tıpkı motor yağları gibi aldığınız enerji kaynağından (yiyeceklerden) üreteceğiniz enerji miktarını çoğaltıyor, yani deponuza yüklediğiniz benzinin oktanının yükseltiyor. Çünkü CoQ10 hücrelerimizin enerji üretme santralleri olan mitokondrilerde enerji üretimini tahrik ediyor. CoQ10’un başlıca kaynaklarından bir de ıspanaktır. Bu maddeyi kırmızı et, balık, tavuk ve yağlı tohumlardan da kazanabilirsiniz. Hazır satılan CoQ10 kapsüllerinden faydalanmayı düşünürseniz sabah kahvaltısında almanızı ve bir damla zeytinyağı ile temas ettirdikten sonra bol suyla yutmanızı tavsiye ediyorum.
Paylaş