Paylaş
Eğer halsizlik, burun tıkanıklığı, gözde sulanma gibi şikayetleriniz varsa aklınıza nezle gelsin. Bu sorunlara yüksek ateş ve şiddetli baş ağrısı eşlik ediyorsa grip olduğunuzu düşünün.
Ama yine de şu ayrıntıları not alın: Önce şu basit ama önemli ayrıntının altını kalınca bir şekilde çizelim:
Nezle ve grip, farklı virüslerin yol açtığı farklı sağlık sorunları.
Soğuk algınlığı yani nezleye yol açan virüsler daha ziyade rinovirüsler. Grip ise influenza virüsleri olarak bilinen, her yıl bukalemunlar gibi başka bir kılığa giren virüslerin eseri.
Peki bu ikiliden en az birini bir veya birkaç defa her kış misafir etmek zorunda mıyız? Tabii ki hayır. Birazcık dikkat, azıcık önlem almanız bile ikisinde de işe yarıyor.
Eğer halsizlik, kırıklık, kas ve eklem ağrıları gibi şikâyetler, yoğun hapşırma, burun tıkanıklığı, boğazda, burunda, gözde sulanma gibi belirtilerle birlikteyse aklınıza öncelikle “nezle” yani “soğuk algınlığı” gelsin.
Eğer o sorunlara yüksek ateş -özellikle titremelerle yükselen ateş atakları- şiddetli baş ağrısı, ağır bir bitkinlik ve tükenmişlik hali -paçavraya dönme durumu-, öksürük, hatta göğüs ağrısı gibi yakınmalar eklenmişse problemin soğuk algınlığı (nezle) değil de, bir influenza enfeksiyonu, yani grip olduğunu düşünün.
Nezleyi, gribi önleyen 10 tavsiye
İLK 5
1- Riskli biriyseniz aşılanın: Gribe yol açan influenza virüslerine karşı geliştirilmiş grip aşıları var. Her yıl muhtemel virüsler dikkate alınarak yenisi üretiliyor.
Aşıları herkesin kullanması şart değil, sadece riskli gruptakilerin aşılanmaları tavsiye ediliyor.
İlerlemiş organ yetmezliği olanlar, şeker hastaları, bağışıklık sistemi şu veya bu nedenle ilaçlarla ya da başka yollarla baskılananlar, yaşlı ve düşkün olanlar riskli grupta yer alıyor.
2- Bağışıklığınıza güç verin: Prensip olarak bağışıklık sistemi her daim, ama özellikle de kışa girerken mutlaka bakımdan geçirilip güçlendirilmeli.
Bunun için de öncellikle “beslenme” konusuna özel bir önem verilmeli. Örneğin, C vitamininden zengin sebze ve meyveler (özellikle de turunçgiller) sık ve bol tüketilmeli.
Nar ihmal edilmemeli. Turşular daha sık tüketilip, özellikle lahana turşusu sık yenmeli. İmkanlar ölçüsünde kaliteli ve güçlü proteinlere, özellikle de yumurta ve yoğurt ikilisine ağırlık verilmeli. Bol bol taze ve renkli sebze yenmeli.
3- Baharata yüklenin: Bağışıklığı güçlendiren pek çok baharat var. Kırmızıbiber, karabiber, tarçın, özellikle de zencefil ve zerdeçal listenizde mutlaka yer almalı.
4- Uykusuzluk ve strese dikkat edin: Yönetilemeyen yoğun ve tekrarlayan uykusuzluk atakları da güçlü bağışıklık birer sabotajcılar. Özellikle kış aylarında uykunuzdan asla fedakârlık etmeyin. Stres meselesini ise biraz daha dikkatle izleyip dozuna ayar verin.
5- Ellerinizi temiz tutun: Nezlede ve gripte bulaşmanın en kolay yolu el temasları. “Bilinçli el temizliği” çok mühim bir ayrıntı. Elinizi günde dört-beş kez bol sabunla iyice ve özenle yıkayın.
İKİNCİ 5
1- Hapşırmayı abartmayın:
Hapşırmak da, öksürmek de grip veya nezlede önlenemez birer refleks. İkisi de virüsler ve akıntılardan kurtulma çabalarının doğal sonuçları. Ama her hapşırık ya da öksürükte ortama milyonlarca mikrop saçtığımız da kesin. Hapşırırken kolunuzun ters yüzüyle ağzınızı kapatmaya çalışmanız ya da tek kullanımlık bir mendilden istifade etmeniz bu nedenle mühim bir nokta.
2- Kapalı alanlarda dikkatli olun:
Kapalı ortamlarda nezle veya grip virüslerinin bulaşma ihtimali artıyor. Bu nedenle nezlesi, gribi olanların başkalarına bulaştırmamak için toplu seyahat araçlarına binmemeleri, sinema, tiyatro gibi toplu gösterilere katılımlarını ertelemeleri gerekiyor.
3- Cep telefonları ve uzaktan kumanda cihazlarına dikkat:
Cep telefonlarının çoğu birer mikrop yuvası. Uzaktan kumanda cihazlarında da aynı sorun söz konusu.
İkisinin de kış boyu sık sık ve dikkatle temizlenmeleri lazım.
4- Havlu ve çarşaf temizliği çok mühim:
Özellikle evde gripli biri varsa yastık kılıflarını, çarşafları, havluları temiz tutmak ve daha sık değiştirmek de önemli.
5- Sülfür zengini gıdaları çoğaltın:
Güçlü bir bağışıklığın yolu daha fazla glutatyona sahip olmakla doğrudan ilişkili. Zira glutatyon antioksidanların orkestra şefi. O ne kadar fazlaysa bağışıklık da o oranda güçlü. Glutatyonu artırmanın doğal ve etkili yollarından biriyse sülfür zengini besinleri daha sık ve bol tüketmek.
Greyfurt yağ yaktırır mı?
Greyfurtun harika bir meyve olduğunu unutmayın ama konu yağ yakmak olduğunda o bilginin çok eski bir “şehir efsanesi” olduğundan da hiç kuşku duymayın. Greyfurt besin değeri açısından en az portakal, mandalina kadar değerli; içeriği zengin bir meyve. Narenjin (naringin) isimli flavanoid nedeniyle de tadı portakala oranla biraz daha acı.
Ne var ki greyfurtun ne kendinin, kabuğunun ne de çekirdeğinin yağ yakıcı bir özelliği var. Eğer biraz sabrederseniz manav tezgahları yakında greyfurtla şenlenecek. Önerim kırmızı renklileri tercih etmeniz.
Depresyondan korunmak için
◊ B12 eksikse takviye et.
◊ D vitamini düşükse yükselt.
◊ Demir noksansa telafi et.
◊ Omega 3/DHA ilave et.
◊ SAMe’den (S-adenosik methionin) faydalan.
◊ Hyperikum Perforatumu (sarı kantaron) düşün.
◊ Uykuyu düzelt.
◊ Yürümeyi unutma.
Fibromiyalji önerileri
◊ Magnezyum takviyesini düşün. (Glisinat ve aspartam formlarını tercih et.)
◊ Malik asit veya magnezyum malat takviyesini araştır.
◊ SAMe’den faydalanın.
◊ B12 eksikse telafi et.
◊ D3 eksikse telafi et.
◊ Koenzim Q10’u dene.
◊ Glutatyonu artırmak için
N- asetil sisteini kullan.
◊ Uyku kaliteni düzelt.
◊ Aktiviteyi asla bırakma.
◊ NAD ile yorgunluk hissini azalt.
Paylaş