Diyet trendleri her yıl değişir. Değişmeyen tek şey yanlışların ısrarla sürdürülmesi ve hep "yeni mucizeler" beklenmesidir.
"Değişimde fayda var" diyenler için sadece bu haftaya mahsus sağlık yorumlarına bir ara verip sayfamızı 2008’in diyet trendlerine ayırdık. İşte o trendlerden bazıları...
BU YIL DİYETLER SOSYALLEŞİYOR MEDENİ DİYETLER ÖN PLANA ÇIKIYOR
Yeni yılın diyet trendleri arasında en çok dikkati çeken değişiklik "diyetlerin daha insaflı ve sosyal hale gelmesi" gibi görünüyor. Yeni diyet planları "kibrit kutusu beyaz peynir, tenis topu elma, iskambil destesi kadar et" sıkıcılığından yavaş yavaş vazgeçiyor.
Örneğin, "portakallı ördeğe, suşilere, dülger balığına" da, "sucuklu yumurta, kıymalı veya peynirli makarna, döner-pilav veya sütlaç"a da yer veriyor. Hızlı zayıflama diyetlerinin zararlı olduğunun anlaşılması bu diyetleri saha dışına itti. Şok diyetler "out"! Şimdi yavaş yavaş zayıflatan, ama kilo verirken sizi sosyal yaşamdan koparmayan uyumu kolay, macerası bol, sürprizi çok diyet planları ön plana çıkıyor.
Beslenme uzmanları mönüleri oluştururken yalnız bedeninizin yapısını, metabolizmanızı, sağlık sorunlarınızı değil, yaşam tarzınızı, sosyal ilişkilerinizi, ağız zevklerinizi ve bütçenizi de dikkate almaya başladı. Kısacası, bu yılın diyetleri eskiye oranla daha "medeni". Kanımca en önemli fark da bu! Umarım "sosyal diyet" adını verdiğimiz bu yeni trend, diyet sözcüğüne duyulan antipatiyi biraz olsun azaltır. "Sosyal diyet" deyiminin patenti de bana aittir, hatırlatayım!
BEL VE KALÇA BÖLGESİNİ İNCELTEN DİYETLER ÇOK MODA
Akdeniz mutfağının sağlıklı olduğu biliniyordu ama bu mutfağın birkaç küçük rötuşla kilo yönetimini kolaylaştırabileceği de yeni yeni anlaşılıyor. Eğer toplam kalori tüketimi birazcık kontrol altına alınabilirse, Akdeniz mutfağı özellikle kalça ve göbek yağlarını azaltmada işe yarayabilecek gibi görünüyor. Özellikle, aktif bir yaşamla birleştirildiğinde böyle bir sonuç daha garantili hale geliyor.
Mesela, "flat belly diet" planı böyle bir plan. Temel amacını "bel ve kalça bölgesini zayıflatmak" olarak özetleyen bu yeni planın temel felsefesi günde 1600 kalori tüketmek ve Akdeniz stili beslenmek. Tam tahıllar, sebze ve meyveler, yağlı tohumlar (ceviz, fındık, badem) ve çok az miktarda kırmızı etin kullanıldığı bu diyette mönüler oluşturulurken zeytinyağı ve ayçiçeği yağı ile keten tohumu karışımına, bitter çikolataya, avokadoya ve zeytine bol bol yer veriliyor. Birkaç günlük bir alışma döneminden sonra günlük kalori miktarı 1200-1400 aralığına çekiliyor. Diyet süresince aktif bir yaşam, günde ortalama iki litre sıvı tüketimi tavsiye ediliyor. Aslında bu diyetin öncekilerden hiçbir farkı yok! En önemli farkı isminden kaynaklanıyor. "Bel incelten diyet" tavsiyesinin herkesin dikkatini çekmesi son derece normal!
DETOKS MÖNÜLÜ DİYETLER BİLİMSEL HALE GELİYOR
Özellikle Avrupa’da hızla yayılan bu diyetin çıkış noktası Avrupa’nın ünlü sağlık merkezi Buhingen Clinic’tir. Bu kliniğin geliştirdiği yeni ve sağlıklı detoks mönüleri, özellikle ağır düzeyde obezitesi olan kişilerde kısa süreli "çok düşük kalorili diyet planları" uygulanabilmesini mümkün kılıyor.
Eğer sorununuz 2-3 kiloluk fazlalıklarsa günlük enerji alımını 800-1000 kalori civarında tutarak hızlı bir yağ kaybına da yardımcı olabiliyor. Bu diyetin esası çok güçlü antioksidan sebzelerle hazırlanan, tam tahıllarla zenginleştirilen çorba ve diğer sıvı yiyecekler. Lezzetleri müthiş. Besin dengeleri mükemmel değilse de kabul edilebilir düzeylerde. Özellikle, kısa süreli bir diyetle hızla kilo kaybetmeyi düşünenler için bir alternatif olabilecek gibi görünüyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu diyetin mutlaka tıbbi bir denetim altında uygulanması. Böyle bir diyeti yalnız beslenme uzmanı eşliğinde yapmak tehlikeli sonuçlar verebiliyor.
ŞEKER-ENSÜLİN AŞKINI ORTADAN KALDIRMAK ŞART
Son 10 yıldaki yüzlerce araştırma "kilo-sağlık" ilişkisinin temel belirleyicisinin bel çevresi genişliği, yani karın içinde biriken yağlar olduğunu gösterdi. Bel çevresi 100 cm’den fazla olan birinin 88 cm veya daha az olan birine oranla şeker hastalığına yakalanma ihtimalinin 10 kat, kalp hastası olma ihtimalinin 4-5 kat, hipertansiyona, felce yakalanma ihtimalinin de en az bu kadar fazla. Bunun belirlenmesiyle kilo uzmanları dikkatlerini karın içi yağ birikiminde yoğunlaştırdı.
Karın içi ve çevresinde yağ biriktiren, yani bel çevresini genişleten bu son derece tehlikeli süreçlerin temel oyuncuları şeker ve ensülin hormonu. Bu yıl bütün kilo programlarının ve diyet önerilerinin "düşük glisemik indeksli" yiyeceklerden seçilmesi, şekerden, işlenmiş yiyeceklerden, undan ve nişastadan uzak tutulmasının nedeni de bu. Bu yılın önemli değişikliklerinden biri olan "daha düşük şekerli yiyecekler tüketmek ve besinleri mümkün olduğu kadar doğal halleriyle yemek, nişastalı besinlerden uzak durmak" gibi önerilerin arkasında işte bu bilgiler yatıyor. Yani bu yılın diyet listelerinizi oluştururken ölçüyü kaçırmamak koşuluyla bulgur da, kepekli köy ekmeği de, kepekli makarna veya esmer pirinç de yiyebileceksiniz. Hatta ara öğünlerde cevizden, fındıktan, bademden de tadabileceksiniz.
ELMA SİRKESİ ÇOK SEVİLİYOR HEM SIVI HEM TABLET OLARAK
Bu yılın trendlerinden biri de diyet yaparken "elma sirkesi-apple cedar" kullanmak. Elma sirkesinin diğer sirkelerden ciddi bir farkının olduğunu söylemek zor. Yine de etkili olabildiğini gösteren bazı gözlemler ve çalışmalar var. En azından diyete bir hoşluk kazandırabileceği düşünülüyor. Elma sirkesi bir fermantasyon ürünü. Elmada bulunan şekerin bakteri ve mantarlarla parçalanmasıyla oluşuyor. Elma sirkesini sıvı olarak taze bir şekilde tüketmek daha iyiyse de hazır satılan tabletlerinden de faydalanılabiliyor.
10 BİN ADIM TRENDİ İÇİN BİR ADIM ÖLÇER ALIN
Hangi diyeti yaparsanız yapın o diyeti mutlaka kardiyometabolik bir aktiviteyle desteklemeniz gerektiği yıllardır biliniyor. Bu yılın kardiyometabolik aktivite trendi yürümek! Mümkün olduğu kadar aktif olmanız, fırsat buldukça yürümeniz en güçlü diyet yardımcısı olarak gösteriliyor. Bu trende "on bin adım trendi" de deniyor. Eğer kilo vermeyi ve sağlıklı kilonuzu korumayı arzu ediyorsanız günlük adım sayınızı 10 bin civarına çıkarmalısınız. Uzmanlar, her 25-30 adımda ortalama bir kalorinin harcanabileceğini belirtiyor. Kaslı biriyseniz ve sıkı ve sert adımlar atıyorsanız yaktığınız kalori biraz daha artıyor. Kassız, minyon ve yağlı biriyseniz, hafif yürüyüşler yapıyorsanız bu değer azalabiliyor. Hangi diyeti yaparsanız yapın mutlaka kalori harcamanızı da artırmanız gerekiyor. Eğer adım ölçerinizde yazan rakam 5000’den azsa işiniz güçleşiyor. Rakam 10 bine yaklaştıkça şansınız yükseliyor. Günlük adım sayınızı belirlemenin en kolay yolu bir adımölçer (pedometre) alıp belinize takmak! Adımölçerler spor malzemeleri satan mağazalarda bulunabiliyor. Fiyatları 15 ila 45 YTL. Kilolu değilseniz bile adım sayınızı artırmanın sağlığa iyi geleceği, kalp-damar hastalığı başta olmak üzere birçok hastalığa yakalanma ihtimalini azaltacağını hatırlatalım. Sıfır beden tarihe karışıyor
Sıfır beden trendini 2007’de "eski trendler çöplüğü"ne yolcu ettik! Yağ miktarı iyice azaltılmış bir vücudun bedensel ve ruhsal sağlığı bozduğunun anlaşılması kolay olmadı. Yağ kaybı abartılırsa bağışıklık sistemi mahvoluyor, hormonal üretim neredeyse duruyor, metabolizmanın işleme tarzı neredeyse berbat bir hale geliyor. İşte bu nedenle 2008 yılı trendlerinden biri ideal değil, sağlıklı kilonun hedeflenmesi.
Yani mutlaka "dal gibi" olmanız gerekmiyor. Bu yaz plajlarda dolaşırken hafif toplu bile olsanız dert etmeyin. Çünkü trendsetterler de, sağlık uzmanları da ideal kilo yerine sağlıklı bir kiloda kalmanızı tavsiye ediyor. Ama küçük bir şartları var: Mutlaka hareket edecek, aktif bir yaşam süreceksiniz! Kısacası bu yıl çok zayıf olmak değil, sağlıklı bir kiloda kalmak modası var. İnşallah bu süreç moda olarak kalmaz da klasikleşir!
Hangi trendi seçerseniz seçin, eğer kilo vermek istiyorsanız hiç değişmeyecek kalıcı trendi hiç ama hiç unutmayın: "Yediklerinizi yarı yarıya azaltmanız, yaptıklarınızı iki katına çıkarmanız." Bu kural bir diyet klasiği olarak kalacak. Klasikten hoşlananlara duyurulur!