Paylaş
Dostlarınız veya ailenizle güzel bir akşam sofrasındasınız. Sohbet edip keyifli bir akşam yemeği yiyeceksiniz. Kilo sorununuz da var ve ne yazık ki o güzelim sofrada sizi bekleyen ‘kalori tuzakları’nın sayısı oldukça fazla. Ama dert etmeyin. Neler olduklarını bilirseniz işiniz kolay.
HEPİMİZ çok iyi biliyoruz ki genelde en çok akşam yemeklerini abartırız. Özellikle “dostlarla ortak bir sofradaysak bu işin suyunu bile çıkarırız!” Bir başkası ile dışarıda akşam yemeği yediğinizde evinizdekinden yüzde 30 daha fazlasını tüketirsiniz. Eğer sofrada kalabalık bir grupla birlikteyseniz “abarttığınız miktar” iki katına kadar çıkar.
TAKLİTÇİYİZ
Dost sofralarında gıda tüketimindeki artışın ilk nedeni başkaları ile beraber yerken onların yedikleri miktarları ve yeme hızlarını taklit etme eğiliminde olmamız. İkincisi ise “kontrolü elden bırakmamız.”
40 KERE ÇİĞNEYİN
Dışarıda yenen akşam yemeklerinde başka tuzaklar da var ama en önemlisi “doz aşımı” sorunu. Engellemek için ise şunları deneyebilirsiniz:
-- Yemeğe başlayan en son kişi olun.
-- Temponuzu masadaki en yavaş yiyene göre ayarlayın. Her lokmayı uzun çiğneyin. İdeal sayı 40 ve üzeri...
-- Tabağınızda bir miktar yemek bırakarak gelebilecek “Bir porsiyon daha alır mısınız?” ricasını engelleyin.
TATLIYI PAS GEÇİN
-- Ne kadar yiyeceğinize yemeğe başlarken değil yemekten önce karar verin, seçimlerinizi buna göre belirleyin.
-- Ekmek sepetinden ve zeytinyağı tabağından uzak durun.
-- Tatlı siparişini pas geçin ya da paylaşın.
Testosteron neden düşer
-ERKEKLERDE testosteron azlığı problemi (hipogonadizm) yaygın bir sağlık sorunu olma yolunda. Bunda yaşam süresinin uzaması kadar, kötü beslenme, az hareket ve obezitenin de payı var. En az bunlar kadar önemli bir faktör daha var: Stres ve bunu izleyen kaygı durumu! Testosteron azalmasına yol açan besinler şekerli yiyecek ve içeceklerle unlu-nişastalı gıdalar. Bir araştırma, sıvı şeker içirilen erkeklerin testosteron üretiminin yüzde 25 oranında düştüğü net olarak gösterdi.
AŞIRI EGZERSİZ ‘STRESİ’
Obez veya göbekli erkekler normalden çok daha fazla testosteronu aromatize ederek östrojene çevirirler. Belki de bu nedenle obez erkeklerin memeleri büyüyor! Şaşırtıcı bir bilgi de şu: Aşırı egzersiz de stres kadar etkili bir testosteron baskılayıcısı olabiliyor.
Kilonuz ne olmalı
-BU sorunun ne yazık ki net bir yanıtı hâlâ yok! Genelde, Beden Kitle İndeksi (BKİ) kavramından faydalanılır ama onun da işe yaramadığı durumlar var. Benim kadınlar için “üç aşağı beş yukarı tutar” diye kabul ettiğim bir hesaplama yolu da şu: Boyunuzun ilk 152 santimi için 45.5 kilo ayırın ve fazladan her 1 santim için 1 kilo ekleyin. Daha sonra, ince kemikliyseniz 4.5 kilo çıkarın. Orta kemikliyseniz bir şey çıkarıp eklemeyin. İri kemikliyseniz 4.5 kilo ekleyin. Bu hesaba göre 160 santim boyunda, iri kemikli bir hanımın 58 kilo olması gerekiyor.
Yorgun mu, yoksa durgun musunuz
-YORGUNLUK yaygın bir sorun. Çoğu zaman da bedensel olmaktan çok psikolojik bir problem. Özellikle aktivitesi düşük, tembelliği yoğun bir hayat zamanla etkili bir yorgunluk tetikleyicisine dönüşebiliyor. Yorgunluktan yakınanların çoğunda ne hormonal-metabolik bir hastalık, ne bir vitamin-mineral eksikliği söz konusu. Sorun doğrudan ‘durgunluk’ hali, yani ‘enerjiyi kullanamama’, bir başka deyişle ‘potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye dönüştürememe’nin bir neticesi olarak gelişiyor. İşte bu nedenle biz ‘Kronik Yorgunluk Sendromu’ ya da ‘Fibromiyalji’li hastalara vitaminler (B6, B12), bitkisel tavsiyeler (ginseng, rhodiola), mineral hapları (magnezyum) gibi destekleri önermeden önce düzenli ve etkili ‘egzersiz’ çalışmaları yapmalarını öneriyoruz. Egzersiz, psişik ve motivasyonel yorgunluklarda en etkili vitamin-mineral desteklerinden, en güçlü bitkisel uyarıcılardan, en masum antidepresanlardan daha iyi sonuç veriyor. Unutmayın: Yorgunsanız yan gelip yatmayın, tersine daha aktif olun, yürüyün, hoplayıp zıplayın!
Kemik mi, kas mı
-GÜÇLÜ kemiklere sahip olmanın yolu kalsiyum haplarından önce güçlü kaslara sahip olup ve onları kullanmaktan geçiyor. İşte bu nedenle menopoza giren kadınlar eskisinden de aktif olmak zorundalar. Yürümeli, kas gücü ve miktarını artıracak ‘direnç egzersizleri’nden faydalanmalılar. Unutmayın: Kas kullanılıp zorlandıkça kemiğe yüklenir ve kemiği güçlü olmaya (kalsiyum stoklamaya) teşvik eder. Osteoporozdan korunma ve tedaviyi de lütfen sadece ‘kalsiyum, D vitamini ve K2 vitamini’ desteklerine havale etmeyin. Hareket etmeden, kaslarınızı yeteri kadar kullanmadan ve zorlamadan osteoporozu önleyemezsiniz.
Paylaş