"Hzursuz bacak sendromu" son yılların moda sağlık sorunlarından biri. "Hocam, hastalığın da modası olur mu?" diye düşünmeyin, oluyor.
Bir zamanlar osteoporoz (kemik yoğunluğu azalması) modaydı. Panik bozukluk ve panik atak dillerden düşmüyordu. Osteoporoz ilaçlarının satışı yeterli seviyelere ulaşıp, panik odaları filmi depolarda tozlanmaya terk edilince (!) her iki sağlık sorununun da pabucu dama atıldı. Şimdi başka sorunlar konuşuluyor. Bunlardan biri de "Huzursuz bacak sendromu!"
NEDEN OLUŞUR
"Huzursuz bacak sendromu"nda hastalar ayaklarındaki ağrı, yanma, kasılma, karıncalanma veya kramplar nedeniyle uyuyamadıklarından yakınırlar. Bazılarında ağrı o kadar sık tekrarlar ki hasta bir "gece bekçisi" bir "şafak nöbetçisi" haline gelir! Ertesi güne yorgun, bitkin, isteksiz başlar. Gece yatağa yorgun girer ve yine ağrılar, kramplar başlar, uyku tutmaz. Yatak bir işkence cihazına dönüşür. Demir ve B 12 vitamini eksikliğinde, magnezyum noksanlığında, bazı uç sinir hastalıklarında hatta böbrek yetmezliğinde bu belirtilere rastlanabiliyor. Bazı ilaçların da (antidepresanlar) bacaklara huzursuzluk verdiği biliniyor.
Son zamanlarda huzursuz bacağın stres yönetimi bozukluğu ve bezeri ruhsal sorunlarla ilişkili olabileceğini düşündüren kanıtlar artıyor. Gergin, endişeli, kafası aynı anda çok fazla sorunu çözmekle meşgul, iç çatışmaları fazla olanlarda, gece rahat uyuyamayanlarda bu sendroma daha sık rastlanıyor.
DOĞAL DESTEKLER ETKİLİ Mİ
"Huzursuz bacak sendromu"nun etkili bir tedavisi yok. Çok sayıda ilaç deneniyor. Bazılarından iyi sonuçlar da alınıyor. Sonuç alınamayan hastaların sayısı alınanlardan fazla. Doğal desteklerden magnezyum, B 12 vitamini, kalsiyum yararlı olabiliyor. Omega-3 kapsüllerinden yararlanan hastalar da var. Alfa lipoik asit yüksek dozlarda etkili olabiliyor. Bazı reçeteli ilaçlar da kullanılıyor. Reçeteli ilaçlarla tedavi kararını vermek için bir iç hastalıkları veya nöroloji uzmanından yardım istemek gerekiyor.
Eğer siz de bacaklarınızın huzursuz olduğunu düşünüyorsanız her şeyden önce kendi huzurunuzu samimi olarak sorgulayın. Huzurlu insanlarda ne huzursuz ayak sendromuna, uykusuzluk problemine, kaygı bozukluklarına ne de sinirsel kökenli bedensel problemlere pek rastlanmıyor. Eğer yine de kuşkulu kalırsanız bir uzman yardımı almanız gerekir.
Çocuklar neden şişmanlıyor
Çocuklar çok yedikleri için şişmanlamazlar. Çocuklar genellikle yanlış besinler tükettikleri ve yeterince hareket etmedikleri için şişmanlarlar. Örneğin bir zamanlar çocuklar eğlenmek için koşuyorlardı. Günümüzdeyse çocuklar eğlenmek için oturuyorlar. Bir zamanlar çocuklar, öğünlerinin çoğunu annelerinin mutfağında yiyorlardı ya da annelerinin yemek hazırlamaktaki amaçları basitti.
Günümüzde genellikle çocukların yemekleri hazır yemek restoranlarından alınıyor ve bu restoranların çoğu, daha fazla kar amaçlıyor. Evde yediğimizde bile, günümüzün anne-babaları çok meşgul olduklarından ve sıklıkla zaman kazanmaya çalıştıklarından, genellikle kalorisi yüksek, fakat besleyici değeri düşük, hazır gıdalar tercih ediliyor.
Gerçek şu ki, kültürümüzün yeni dayanağının hazırlanması kolay hızlı yemekler olması, çocuklarımızın aşırı kilo almasının ve formdan düşmesinin nedenlerinden sadece biri. Fakat bence en önemli neden bu, bu yüzden hadi hazır yiyeceklere daha yakından bir göz atalım.
Perimenopoz nedir
Menopoz, adetlerin sona ermesi demektir. Perimenopoz, menopoz öncesi geçiş dönemi ve menopozdan sonraki ilk yılı kapsayan kavramdır. Bu dönemin 2 ile 8 yıl arasında değiştiği görülmüştür. Doğurganlık yıllarının sona erdiği ve yaşlanmanın başladığı bir dönemdir. Perimenopoz sırasında üreme hormonları olan östrojen ve progesteron seviyeleri değişik şekillerde vücutta iniş-çıkışlar yapabilirler. Adet araları kısalıp uzayabilir ve yumurtlamasız adetler olmaya başlar. Bu dönemde düzensiz hormon etkisiyle rahim içinde hücre bozulmaları başlayabilir, myom ve poliplerde büyümeler görülebilir. Bu dönem 40-45 yaş civarında başlayabilir, ancak bazı kadınlar 35’li yaşlarda da değişiklikleri hissetmeye başlayabilir. Hormon seviyeleri sürekli değiştiğinden, doktorun tiroid fonksiyonlarını araştıran testlerden başka yapacağı hormon testleri teşhis ve tedavide yardımcı olmaz. Perimenopoz döneminde kısa süreli kullanılan düşük dozlu doğum kontrol hapları gibi tedaviler adetleri düzenleyebilir ve sıcak basmalarıyla vajinal kuruluğa da faydalı olabilirler.
Uykusuzluk belleğin düşmanıdır
Sağlam bir bellek için edinilen bilgilerin pekiştirilmesi gerekiyor. Beyin öğrendiği, kaydettiği bilgileri pekiştirmek için uykuya ihtiyaç duyuyor. Uykusuzluk pekiştirme süreçlerini engelleyerek belleği zayıflatıyor. Diğer bir zararı da odaklanma güçlüğüne yol açması. İyi bir bellek kaydı için dikkati yoğunlaştırmak, odaklanmak gerekiyor. Uyku problemi odaklanmayı da bozuyor. Kısacası, iyi bir uykunuz yoksa bilgilere odaklanamadığınız ve edindiğiniz bilgileri pekiştiremediğiniz için güçlü bir belleğe sahip olmanõz olanaksız hale geliyor.
Kilo sorunu olan bir çocuğunuz varsa
Eğer çocuğunuz fazla kilolu ya da şişmansa öncelikle ona karşı kabul edici, sevgi dolu ve destekleyici bir tutum içinde olmalısınız. Çocuklar anne ve babalarından destek aldıklarını hissederlerse psikolojik sorunları azalır. Kendilerine güvenleri artar. Kilo verme yönündeki yaşam tarzı değişikliklerine daha kolay uyum sağlarlar. Çocuğunuzla uygun bir ortam ve zamanda kilo sorunu hakkında konuşmakla işe başlayabilirsiniz.
Sert, hiddetli ve ani çıkışlardan, onları azarlamak, üzmekten ve lakap takma gibi olumsuz davranışlardan kesinlikle uzak durun. Mümkünse siz ve eşiniz, çocuğunuz için iyi birer model olmaya çalışın. Öncelikle sorunun önemini, niçin mutlaka çözülmesi gerektiğini ve bunun nasıl yapılacağını çocuğunuza anlatmalı ve anlattıklarınızı ilk olarak kendiniz uygulamaya başlamalısınız. Çocuğunuzun uzman bir hekim tarafından tıbbi muayeneden geçirilmesi, şişmanlığının muhtemel tıbbi nedenlerinin belirlenmesi için zorunludur. Sadece doktorunuzun önerileri doğrultusunda davranmaya, doktorunuzla birlikte onun beslenmesini düzenleyip dengeleyen deneyimli bir diyet uzmanından da yararlanmaya, gerektiğinde psikolojik danışmanlık almaya çalışmalısınız. Şarlatan çözümlere, mucize reçetelere asla itibar etmemelisiniz.
Proteinin fazlası zararlı olabilir mi
Fazla miktarda protein tüketmek de zararlı olabiliyor. Aşırı proteinle beslenmek kemik yoğunluğunu azaltıyor. Böbrekleri yorabiliyor, sindirim güçlüğü ve kabızlığa yol açıyor. Ayrıca fazla miktarda protein ürik asit yüksekliğine sebep olabiliyor. Ürik asit fazlasının gut hastası yapabileceğini hatırlatalım.
Yükte hafif pahada ağır kaloriler
Toplamda 8 kilo verdim, ancak bunu korumakta zorlanıyorum. Aldığım kaloride herhangi bir artış olmadı ama kilo alıyorum. Gözden kaçan ne olabilir? Bazen öğünümü (kaloriyi fazla almamak için) kaldırıp sütlü tatlı tüketiyorum, hiç mi yememeliyim?
Diyet yaparken kalori hesabı ile karbonhidrat, protein, yağ oranları arasındaki tutarsızlıklar "Azıcık yesem kilo alıyorum" sözcüklerini size de söyletiyor olabilir. Listenizin karbonhidrat, protein, yağ dengesini bozmamaya özen gösterin. Ya da zaman zaman "Yükte hafif pahada ağır" deyimine uygun besleniyorsanız -300 kalorilik bir öğle mönüsü yerine 300 kalorilik bir tatlı tüketiyorsanız- kilonuzda meydana gelen takılmalar veya artışlar kaçınılmazdır. Bu tarz kaçamakları diyetinizin ilk günlerinde yapmıyor olabilirsiniz, ilerleyen zamanla birlikte eski alışkanlıklarınızın kapınızı çalması bu tür kaçamaklara neden olur. Ve diyette olduğunuzu düşünerek bu "tatlı kaçamakları" göz ardõ edersiniz.
Diyet listenizde bu tarz değişimleri haftada veya 15 günden birden fazla yapmamaya özen gösterin. Unutmayın! Koruma dönemini mutlaka diyetisyeninizle birlikte geçirin. Haftada 1-2 gün listenize ilave edilecek 200-300 kalorilik ilavelerin nasıl kilo aldırmadığını siz de göreceksiniz.
Selülit savaşları
Kalçamda ve bacaklarımın arka üst bölümünde yoğun bir şekilde çukur şeklinde oluşan selüitler var. 3 aydır düzenli olarak günde 2 lt. su ve 30 dk. yürüyüş yapıyorum ama az da olsa faydasını göremedim. Ne önerirsiniz?
Yaz geldi ve biz yine kendimizi incelemeye başladık! Hareketsiz kış günleri yerini sıcak, güneşli, hareketli, bol meyveli, dondurmalı, akşamları alkolle süslenen, çerez tüketiminin arttığı yaz günlerine bıraktõ. Yaz demek deniz güneş demek. Yani yine selülitler! Artık sizin de sık sık duyduğunuz ve bildiğiniz gibi, selülit dengesiz yağ depolanması ile oluşan bir problem. Yiyeceklerle ve hareketler sadece yeni selülitlere karşı savaş açabilir, biraz da var olanları azaltabilirsiniz. Fakat, selülitlerin tamamen kaybı olması neredeyse imkansız. Kısa süreli yapılan yürüyüşler de size çok fazla yarar sağlamayabilir. Ama selülit oluşmaması ve var olanların azalması için dikkat etmeniz gerekenler:
Günde 8-10 bardak su için!
Öğün aralarında 3-4 fincan bitki çayı (biberiye, mate, vb.) için.
Bol taze sebzelerden oluşan salatalar tüketin.
Kilo almamaya özen gösterin, fazla kilonuz varsa mutlaka zayıflayın!
Hızlı kilo kaybından kaçının.
Günde minimum 30 dakika yürüyün. (Bu yeterli olmuyor ise egzersiz uzmanından bacaklara özel hareketler isteyin.)
Düzenli ve dengeli beslenin.
Aralarda abur cubur yerine meyve yiyin.
Uzun süre oturarak vakit geçirmeyin. Gün içinde hareketli olun.