Kanınızdaki yüksek şeker seviyeleri ve birlikte olduğu diğer metabolik sapmalar (kolesterol, trigliserit ve ürik asit yüksekliği, pıhtılaşma eğilimi) damar sertliğini hızlandıran en etkin kimyasal değişimlerdir. Kan şekeri yüksekliği damar duvarlarınızın sertleşmesine, plakalar oluşturarak daralıp tıkanmasına yol açacaktır.
Bu hızlanmış ateroskleroz tablosundan büyük damarlarınızın etkilenmemesi olanaksızdır. Böbrek damarlarınızda meydana gelen tahribat böbrek yetmezliğine, göz damarlarınızdaki sorunlar kanamalara ve katarakta, sinirlerinizi besleyen damarlardaki sorunlar ayaklarda yanma, uyuşma, kramp ve karıncalanmalara yol açacaktır. Beyin damarlarınızın etkilenmesi bellek sorunlarına ve belki de inmelere, büyük damarlarınızın etkilenmesi hipertansiyona, ayak damarlarınızın etkilenmesi ise kangrene kadar giden yaşamsal problemlere sebep olacaktır.
DİYABET ÖNLENEBİLİR BİR SAĞLIK SORUNUDUR
Özellikle ailenizde diyabet eğilimi varsa, daha dikkatli olmalı, fazla kalori tüketmekten de, tembellikten de kaçınmalısınız. İdeal kilonuzu korumanız ve haftada en az 3-4 kez 45 dakika egzersiz yapmanız gerekmektedir. Düzenli ve dengeli beslenme alışkanlıkları edinmek, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve sigara kullanımı gibi diğer risk faktörlerinden özenle kaçınmak zorundasınız. Kan şeker seviyelerinizi; özellikle tokluk kan şekerinizi dikkatle takip etmenizde, belirli aralıklarla doktor gözetiminden geçmenizde ve stres düzeyinizi azaltacak bilgiler edinmenizde yarar var.
Unutmayın! Şeker hastalığı yaşlandırıcı hastalıkların en önemlilerinden biridir. Özellikle insülin direnciyle birlikte metabolik sendromun bir parçası olarak ortaya çıkan hipertansiyon, kolesterol yüksekliğiyle birlikte artmış pıhtılaşma eğilimi ve hızlanmış aterosklerozun eşlik ettiği bir şeker hastalığınız varsa, yaşlanmanızın daha da hızlanacağını ve yaşlılığınızın oldukça sorunlu geçeceğini bilmelisiniz.
NASIL ÖNLEYECEKSİNİZ?
Tip-2 diyabete yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz. Taze sebze ve meyve tüketmeniz, balık, kümes hayvanları ile tam tahıllara yönelmeniz, riskinizi en azından yarı yarıya azaltacaktır. Bunun dışında düzenli egzersiz yapmalı, kilo fazlalığı ya da şişmanlık gibi problemleriniz varsa bir an önce uygun bir diyetle zayıflama programına girmelisiniz.
Şeker hastalığının tedavisi yoktur, ancak kontrol altına alınabilir. Diyetinize uymanız ve düzenli egzersiz yapmanız önemlidir. Bazen evde kan şekerinizi takip etmeniz gerekebilir. Diyabetlilerin neredeyse yüzde 75’inde yüksek kan basıncı görülmektedir. Ancak böyle bir durumla karşı karşıyaysanız ciddi bir sorunla baş başasınız demektir. Bu nedenle kan şekeri takibinizi nasıl düzenli olarak yapıyorsanız, yine aynı şekilde kan basıncınızı da düzenli olarak kontrol etmelisiniz.
Bol bol C vitamini alın
Vücudunuzu gribe karşı daha güçlü bir hale getirmek elinizdedir. Bunun için dengeli beslenip, sağlıklı besinler tüketmelisiniz. Özellikle C vitamininden zengin ve diğer vitaminleri, mineralleri, karotenoidleri bol miktarda ihtiva eden sebze ve meyvelere kış süresince daha fazla yoğunluk vermelisiniz.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için yeteri kadar uyumayı ve egzersiz alışkanlığınızı kış aylarında da aksatmadan sürdürmeyi unutmayın. Göz ve ağzınıza dokunmadan önce mutlaka ellerinizi yıkamalı, gripli olduğu düşünülen kişilerle temasınızı sınırlamalısınız.
Diyetisyen
Tuğçe ALTAN
Başınızı neler döndürür
Baş dönmesi ile karşılaşmayan kimse yoktur. Eğer başınızı döndüren şey iyi bir iş teklifi, sevgilinizin aşk ilanı veya beklemediğiniz bir başka öneriyse baş dönmesi size iyi bile gelebilir. Ama eğer baş dönmeniz bedensel veya ruhsal bir nedenden kaynaklanıyorsa işiniz zordur. Bu tür kalıcı, tekrarlayıcı baş dönmeleri can sıkıcıdır.
Baş dönmesi yakınması toplumda çok sık görülen bir şikayettir. Aslında kişinin hissettiği bir dönme hissi söz konusudur. Bazen de tam bir dönme hissi değil de, başında hafiflik hissi, sanki bayılacakmış gibi hissetme durumu, yolda yürürken sağa sola hafif yalpalıyormuş hissi şeklinde de tanımlanmaktadır.
NE YAPACAKSINIZ
Eğer baş dönmeniz varsa dikkat etmeniz gereken temel noktaları şöyle sıralayabiliriz:
4 Yakınmanız çevrenin ya da kendi gövdenizin dönmesi şeklinde mi gelişiyor?
4 Hareketle ilişkisi var mı? Yani başınızı sağa-sola çevirmek ya da yukarıdaki bir objeye bakmak şikayetlerinizin ortaya çıkmasına neden oluyor mu?
4 Şikayetiniz ne zaman başladı? Süresi ne kadar?
4 Günün farklı zamanlarında artış gösteriyor mu? Örneğin açlık ya da ilaç alımı zamanları ile ilişkisi var mı?
4 Stres ile ilişkili mi?
4 Kullanmakta olduğunuz ilaçlar var mı? Örneğin hipertansiyonunuz nedeniyle antihipertansiyon ilaç kullanıyor musunuz? Kulak üzerine toksik yan etkileri olan ilaçlar alıyor musunuz? (Sara-epilepsi veya tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar gibi...)
DİĞER BELİRTİLERE DİKKAT
4Baş dönmesi yanı sıra başka bulgular da ekleniyor mu? Çift görme, konuşma bozukluğu, vücudun bir yanını etkileyen güç kaybı ya da uyuşukluk gibi yakınmalar, tanı ve tedavi açısından çok büyük önem taşımaktadır. Bu durumda acilen bir hastaneye başvurmanız ve nörolojik muayenenizin yapılması gereklidir.
4 Beyin-damar hastalıkları yönünden risk faktörleriniz var mı? Bu risk faktörlerini hipertansiyon, kalp, kapak hastalıkları, obezite, hiper kolesterolemi, hiperlipidemi, sigara içme alışkanlıkları, ateroskleroz (damar sertliği) varlığı, kalp ritim bozuklukları, fiziksel olarak hareketsiz bir yaşam tarzı olarak sıralayabiliriz.
4 Baş dönmesi atakları ilk kez mi oldu yoksa tekrarlayan ataklar şeklinde mi?
4 İşitme kaybı ya da kulak çınlaması var mı?
4 Günler, haftalar ya da aylar içinde değişim var mı?
4 Kulaktan renksiz bir sıvı geliyor mu?
Doktorunuz size yukarıdaki soruları sorup, muayene ve tetkiklerinizle kesin teşhisi koyacaktır. Bu nedenle bu soruların yanıtlarını doğru olarak verebilmeniz tanınız açısından büyük önem taşımaktadır.
Baş dönmesi yakınması ile gelen hastalarda sorun temel olarak ya beyin-beyincik-beyin sapında yani sinir sisteminde ya da kulak ve bağlantılı yapılardadır. Ancak bunların dışında göz problemleri, omurilikten kaynaklanan problemler de akılda tutulmalıdır.
Prof. Dr. Ayşe ALTINTAŞ
Soğuk algınlığında bitkisel destekler yararlı olabiliyor
Soğuk algınlığı, grip ve nezlenin tedavisinde kullanılan bitkisel desteklerin en önemlileri Umckaloabo (Pelargonium Sidoides), Echinecea ve Elderberry özütleridir. Son yıllarda özellikle Umckaloabo’nun kullanımı süratle yaygınlaşıyor. Güney Afrika kökenli bu bitkinin en yaygın kullanıldığı ülke ise Almanya... Almanya’da bu ürün en çok satılan bitkisel destektir.
Umckaloabo güçlü immünmodülatör etkisi ile immün sistemde yer alan makrofaj ve doğal katil hücrelerin stimülasyonunu sağlayarak sitokinlerden, interferon ve tümör nekroz faktörün üretimini artırır. Doğrudan etkiyle antiviral etki de gösterdiği ileri sürülmektedir. Bu destek ayrıca tedavi süresini kısaltmakta, sinüzit, bronşit gibi komplikasyonları sınırlamakta, hastalık belirtilerini hafifletmektedir. Umckaloabo ve Echinecea özütlerini ülkemizde de bulabilirsiniz. Elderberry bizde satılmamaktadır.
Dr. Ece
HATTAT
DİYET GÜNLÜĞÜ
Sorularınız için:
manager@yasasinhayat.org
Tel: (0212) 236 73 00
Susuzluğunuzu dinleyin
Günde 3 litre su içiyorum. Çok su içmek zayıflatır mı?
Yapılan araştırmalara göre bir kadının günlük sıvı ihtiyacı ortalama 11 bardak, bir erkeğin de 15 bardaktır. Yaklaşık olarak sıvı ihtiyacının yüzde 80’ini içilen su ve sıvılarla, geri kalan yüzde 20’si de yiyeceklerle alınmaktadır.
Buna göre kadınların günde 9 bardak, erkeklerin 12 bardak su ve diğer sıvılardan tüketmeleri yeterli olacaktır. Ancak bütün sıvı ihtiyacınızı çay ve kahveden almamaya özen gösterin. Su ve kilo kaybı ile ilgili yapılan çalışmalar litrelerce su içmenin zayıflamaya katkı sağlamayacağını, bunun yanı sıra öğünlerle birlikte tüketilen suyun toplam kalori alımını azaltabileceğini göstermektedir.
BESİNLERİN İÇERDİĞİ SU YÜZDELERİ
BesinSu (yüzde)
Lahana (100 gr)95
Karnabahar (100 gr) 91
Greyfurt (100 gr) 91
Yoğurt (1 su bardağı) 85
Elma (1 orta boy)84
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
Kaçamak mı
ödül mü?
Ben zayıflama diyeti uyguluyorum. Arada kaçamak yapabilir miyim ya da hangi sıklıkta kendimi ödüllendirebilirim?
Eğer kilo verme programına yeni başladıysanız, ilk iki ay içinde çok fazla kaçamak yapmanızı önermem. Programa başlayalı iki ayı geçtiyse, arada diyetinize küçük değişiklikler ekleyerek devam edebilirsiniz. Sağlık durumunuz burada önem kazanıyor. Eğer hastalığa bağlı yasaklar içeren bir beslenme programınız varsa, o zaman bu kaçamakların yeri ve miktarının yanı sıra cinsi de önem kazanıyor. Sağlık probleminiz yoksa haftada 1 gün kendinize küçük kaçamaklar hazırlayabilir ya da sağlıklı hazırlanmış bu kaçamaklara diyetisyeninizden destek alarak ödül adını da verebilirsiniz.