Paylaş
Peki ya, “hastalık” denince ne anlıyoruz? Ateşler içinde yorgan döşek yatmayı mı? “sağlıklı, keyifli, mutlu günleri” arar hale gelmek için ille de hasta olmak şart mı? Eğer siz de bu sorulara yanıt arıyor ve ne düşündüğümü merak ediyorsanız buyurun...
HASTALIK fizyolojik ya da ruhsal örgütlenmemizin yapı, işlev ve dengelerini değiştiren ya da engelleyen, neticede çeşitli belirtilerle ortaya çıkan, belirli bir durumdur. Sağlıklı halden hastalanmaya geçiş ise “zaman” gerektirir. Bu süre ise öyle zannedildiği gibi –kalp krizi, felç- her zaman kısa olmaz, uzayabilir de. Ayları, yılları –seronegatif artritler- bile bulabilir. Ayrıca sağlıklı halden hasta hale geçiş de her zaman beklenildiği kadar net ve açık olmaz. Kısacası sağlık “beyaz”, hastalık “siyah”sa eğer arada kısa ya da uzun, geçici ya da kalıcı “gri” bir alan daima vardır. Bu alan yukarıda da belirttiğim gibi bazen dakikalar hatta saniyeler kadar kısa –kalp krizi- bazen de yıllar sürecek kadar –seronegatif artrit- uzundur. Dahası süreç siyaha dönüşmeden daima gri alanda da kalabilir. Sağlığınız bozulur ama hastalığa dönüşmez, beyazınız azıcık kirlenir ama ille de kararmaz.
GRİ ALAN DA HEKİMİN GÖREVİ
İşte bu “gri alanı bilmek, anlamak, tanımlamak ve bu alanda sıkışıp kalan sağlık sorunlarına da çözümler aramak da” hekimlerin görevidir. Hekimlik sadece hastalıkların teşhis ve tedavisi ile uğraşmayı değil, gri alanda kalan –ama insanların canını yakan, keyfini kaçıran, hayat kalitesini azaltan- sorunları da dikkate almayı, iyileştirmeyi, hafifleştirilmeleri için yardımcı olmayı gerektirir. Böyle olduğu için de “Hastalık yok, hasta var!” ilkesini önceler. Günümüzdeki hekimlik uygulamaları ise bu geleneksel –ve doğru- yaklaşımından uzaklaşıyor. Adına ister “kanıta dayalı tıp”, ister “bilimsel tıp” diyelim yaklaşık yüz yıldır gündemde olan –ve mükemmel başarılara imza atan- bu yeni tıp anlayışı bizi “teşhis koy, tedavi et” talimatlarının arasına sıkıştırmış durumda.
SORUNLARI ES GEÇMEYİN
Günümüzde hekimler daha ziyade hastalıkları teşhis edip hastalıkları tedavi ediyor, insanı değil, hastayı değil, hastalığı ön plana alıyor, özellikle gri alana hemen hemen hiç ilgi duymuyor. Hatta bazen daha da sertleşip Ortodoks bir yaklaşım da geliştirerek bu alandaki sorunları –ve bunları yaşayanları- görmezden geliyor. Bununla da kalmıyor, sorunlarına çözüm arayanları ve onlara yardımcı olmaya çalışan hekimleri neredeyse ayıplıyor. Modern tıp ve yetiştirdiği hekimler tabiî ki “kanıta dayalı olma” kuralını öncelemelidir. Her süreci olabildiğince bilimsel temellere oturtup izlemelidir ama ölçüp biçemediği, çarpıp bölemediği, kısacası anlayamadığı kanıtlayamadığı, belirli hastalık kalıplarına sığdıramadığı durumlar söz konusu olduğunda –gri alanda kalan problemler- sorunu görmezden gelmemeli. Herhangi bir sağlık sorunu eğer dört dörtlük bir hastalık haline dönüşmemişse, onu yok saymamalıdır. Modern tıbbın teşhis ve tedavide kullandığı bilimsel kılavuzlar ve ilaçlar da bazen daha 5-10 yıl geçmeden değişebiliyor. Dün doğru olan bugün yanlış, dün geçerli olan bugün geçersiz olabiliyor. Zaten bu nedenle pek çok teşhis ve tedavi kılavuzu, yöntemi, ameliyat tekniği sık sık köklü değişimlere uğruyor terk ediliyor.
ÇÖZÜM İÇİN
Gri alan ve bu alanda kalan sağlık sorunları –hastalıklar değil, sağlık sorunları- çok ama çok önemli. Eğer bu alan dikkate alınır ve çözümler için modern ve geleneksel tıbbi yaklaşımlar bazı ortak çalışmaları başlatılabilirse gazı, şişkinliği, karın ağrıları, baş ağrıları, göğüs sıkışmaları, çarpıntıları ve bitip tükenmeyen yorgunlukları nedeniyle bunalan, el ayak yanmalarından, kaşıntılar, döküntüler, ödemlerden, nefes darlığı, hava açlığı, bitkinliklerden, baş dönmeleri, kulak çınlamaları ve daha pek çok problemden bizar olan insanlar da sorunlarına çözüm bulabilirler. Eğer bu alan modern tıbbın etik ve bilimsel şemsiyesinin altına alınabilirse hormon düzeyleri normal olduğu halde cinsel gücü azalan, her şey normalken uyku problemleri başlayan, kilo sorununa çözüm arayan, sağlığına müthiş özen göstermelerine rağmen bağışıklığı zayıflayan, doktor doktor hastane hastane gezip ishaline, kabızlığına, alerjisine, ödemine sorun arayanların da dertlerine ortak olunabilir.
Gitgide büyüyor
MODERN tıp ilgi duysun ya da duymasın, ciddiye alsın ya da almasın sağlık sorunlarını hastalık haline gelmedikçe önemsesin ya da önemsemesin bu yanlış –ve Ortodoks- tavrını değiştirmez, hastalıkları değil hastaları veya gri alanda sorunlar yaşayanları dikkate almaz ve önemsemez, teşhis ve tedavi endüstrisiyle ilişkilerini yeniden gözden geçirip geleneksel tıbbi yaklaşımını gözden geçirmezse her geçen gün biraz daha sorgulanacak, işi her geçen gün biraz daha zorlaşacak. Diğer taraftan gri alanda sıkışıp kalan hastalarında sayısı da maalesef giderek artacak. Artacak çünkü fast food beslenme hızlanmış hayat sosyal dijital ve kimyasal kirlenme beden ve ruhlardaki ayrışma kopma sosyal bağlardaki gevşeme ve incelmeler bu alanı maalesef daha da büyütecek. Kısacası gri alan maalesef giderek büyüyor ve büyümeye devam edecek. Bir kez daha hatırlayalım: Modern tıp sadece hastalıkları teşhis ve tedavi etmekle değil, insanları mutsuz, huzursuz, keyifsiz hale getiren her türlü sağlık sorununa ilgi göstermek, çözüm üretmek ve sağlık sorunu yaşayan herkese “Merak etme ben hep yanındayım!” demek zorundadır.
Şarlatanlığa şans verme
HASTALIKLARIN oluşması için geçen süre bazen 3-5 yılı alabiliyor. Ayrıca bazen sağlık sorununuz hiçbir zaman hastalık haline dönüşmeden sadece “sorun” olarak da kalabiliyor. Modern tıp bu gibi durumlarda da problemi ya “psikolojik bir şey” olarak tanımlıyor ya da “hastalık bulunamadığına göre yapacak bir şey yok” diye düşünerek (hastalığı değil, hastayı tedavi etmesi gerektiğini unutarak) bir kenara çekiliveriyor! Modern tıp kapılarını kapatınca “alternatif tıp” gibi karmaşık bir alanın, bazen de bu alanda cirit atan şarlatanların ve onların düzmece uygulamalarının eline düşüyor. Sonrası prostat için karnabahar kürleri, hepatit için lavanta suları, kilo sorununa gümüş kolyeler oluveriyor. Aslında küreselleşme dediğimiz kavramın tıbbi anlamının da bu noktada yeniden tanımlanması gerekiyor. Dünyanın küçülmesi, doğu ve batının daha bir yakınlaşması, iç içe girmesi aslında aynı zamanda modernle gelenekseli bugünle dünün de el ele sıkışması anlamına geliyorsa eğer modern tıp tamamlayıcı tıp uygulamalarını alternatif tıp şarlatanlarının eline bırakmak yerine kendi şemsiyesi altına almak, modernle gelenekseli buluşturup barıştırmakla da görevli olmalı.
Aklınızda olsun
İŞTE O GRİ İŞARETLER
1. Baş ağrıları
2. Tekrarlayan enfeksiyonlar, aftlar, uçuklar
3. Gaz, şişkinlik, karın, mide ağrıları
4. Kabızlık/ishal
5. Kaşıntı, döküntü, cilt kuruluğu, pullanmalar
6. El-ayak yanmaları
7. Gece krampları
8. Uyku bozuklukları
9. Cinsel isteksizlik ve güçsüzlük
10. Terlemeler, ateş basmaları
11. Unutkanlıklar, konsantrasyon zorlanmaları
12. Açlık atakları
13. İştah kayıpları
14. Kilo ayarında bozulmalar
15. Çarpıntılar
Paylaş