Paylaş
Sağlıkta başarılı mıyız? Bu soruyu rahatlıkla ve de göğsümüzü gere gere “evet” diye yanıtlayabiliriz. Çok yetenekli doktorlarımız, iyi eğitilmiş hemşirelerimiz, ileri teknoloji ile donatılmış hastanelerimiz, giderek güçlenen bir aile hekimliği yapılanmamız, çok iyi olduğunu düşündüğüm acil yardım organizasyonumuz ve “Hepatit A” korumasını bile içine alan koruyucu sağlık programımız dikkate alınırsa “evet” yanıtını neden rahatlıkla verebildiğim kolayca anlaşılır.
Çok sayıda hastanemizde ve neredeyse ülkemizin hemen her yerinde (hatta her şehrinde) çok ciddi cerrahi girişimleri- açık kalp cerrahisi, beyin cerrahisi, ortopedik cerrahi- yüz akıyla uygulayan merkezlerimiz var. Organ naklinde yeteri kadar organ vericisi bulamasak da dünya standartlarını zorlamak bir yana neredeyse o standartları bile biz belirliyoruz (Burada sevgili hocalarımız Prof. Doktor Mehmet Haberal, Münci Kalayoğlu, Tuncay Karpuzoğlu gibi duayenleri yeniden hatırlamamızda fayda var, onlara şükran borcumuzu unutmamalıyız.)
Elimde özel bir hastanenin yayınladığı bir dergi var. Yazılanlara bakılırsa açık kalp cerrahisinde “Euro score” kriterlerini bile zorlayan başarılara ulaşmış durumdayız.
Euro score “ileri yaşta, kalp krizi geçirmiş ya da daha önceden kalp ameliyatı olmuşlarda, kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarında bozukluk olanlarda, böbrek, karaciğer ve akciğer fonksiyon sorunları olan hastalarda ve şeker hastalarında, olguları tüm yönlerden riskleri ile birlikte objektif olarak değerlendirmek üzere” hazırlanmış bir hesaplama, bir başarı kriteri.
Kafanızı daha çok karıştırmak, zamanınızı daha fazla almak istemem ama iddia ediyorum ki “Türk tıbbı” dünya standartlarındadır. Standartların bu denli yükselmesinde özellikle seksenli yıllardan sonra 8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın Türk tıbbına enjekte ettiği “özelleşme ve yüksek standartlarda hizmet verme” aşısının çok önemli payı vardır. Ne iyi ki bu aşıyı güçlendirecek ek uygulamalar daha sonra ki dönemlerde de -küçük aksamalar bir yana bırakılırsa- ısrarla sürdürüldü.
Bu mükemmel organizasyonu önce bölgemizin (Kafkasya, Balkanlar ve Orta Doğu), sonra da dünyanın hizmetine sunmanın yani sağlık turizmi düğmesine basmanın tam zamanıdır!
Anlamsız tartışmaları bir yana bırakıp ulaştığımız yüksek kaliteli sağlık hizmetini bir an önce dünyaya sunmamız lazım!
BİR BİLGİ
Beden kitle indeksiniz ve siz!
Eğer Beden Kitle İndeksiniz (BKİ) 25’in altında ise, karın bölgenizde çok fazla yağ birikimi yoksa ve kişisel ve ailesel geçmişiniz sorunsuz ise kilonuzu değiştirmenin bir sağlık avantajı yoktur. Eğer BKİ’niz ölçünüz 25-29 arasındaysa, bel kalça oranınız normal veya normalin çok az üzerindeyse birkaç kilo vermeniz yararlı olabilir.
Eğer BKİ’niz ölçünüz 30 ya da daha fazla ise kilo vermeniz gerekir. Bu çabanız kiloyla bağlantılı hastalık riskleriniz ile bunların komplikasyonlarını azaltacaktır.
Unutmayın! Kilo fazlalığı ve şişmanlık estetik-kozmetik bir sorun olmaktan çoktan çıktı. Sorununuza bir sağlık problemi olarak yaklaşmalısınız.
Dr. Evren ALTINEL
Paylaş