Sağlık risklerinizin farkında mısınız

Sağlığınızın ne durumda olduğunu bilmeli, sizi bekleyen tehditleri öğrenmelisiniz.

Bilimsel tıp, ileri teknolojili teşhis araçlarıyla sağlığınıza ilişkin çok doğru tahminler yapabiliyor. Hastalıkların erken dönemde teşhisi şimdi eskisinden daha kolay ve güvenli bir hale geldi. Eğer vücudunuzda neler olup bittiğini öğrenmek istiyorsanız, bunun en kolay yolu bir sağlık riski değerlendirmesinden geçmenizdir.

Bu değerlendirmeler size sadece erken teşhis ve risklerinizi belirleme şansı vermiyor. Bağışıklık sisteminiz, kalp-damar, solunum ve sindirim sistemleriniz, beyniniz, belleğiniz, cinselliğiniz yani sağlığınıza ilişkin her şey bu incelemelerde gözden geçiriliyor. İncelemelerin amacı sadece hastalıklara teşhis koymak değil. Sağlığınızı koruyacak, güçlendirecek ve formunuzu sürdürecek tavsiyeleri de bu incelemelerden sonra alabiliyorsunuz.

Kısacası risk analizleri, sahip olduğunuz bedensel ve ruhsal yetenekleri daha da geliştirmenize yardımcı bilgiler veriyor. Bu bilgiler, yaşamınızın ruhsal ve bedensel örgütlenmesini güçlendiriyor. Uykunuzu, aktivitenizi, stresinizi, beslenmenizi düzene sokuyor. Bütün bunları yaparken genetik ve çevresel risklerinizi, yaşam seçimlerinizi de dikkate alıyor.

Risk testlerinizi "Check-up" ile karıştırmayın. Check-up’ta standart tetkikler yapılıyor. Bu tetkikler size özel değil... Ismarlama elbiseler gibi, hazır kullanılan programlar. Risk analizlerinde ise her şey size özel olarak planlanıyor.

KANINIZ YALAN SÖYLEMEZ

Kendi seyrine bırakılmış, plansız, programsız, özensiz bir yaşam sürdürürseniz sağlığınız tehlikede demektir. Kolesterol, kan şekeri, trigliserit, ürik asit, homosistein, üre kreatinin veya transaminas enzimlerinizde yükselme, TSH, testosteron veya HDL seviyelerinizde düşme varsa ve siz bütün bunlardan habersizseniz, bu sorunlara karşı hiçbir önlem almıyorsanız, sağlığınız tehlikededir. İşiniz gerçekten de zordur!

Son birkaç yıldır akciğerlerinizin radyolojik bir denetimini yaptırmamışsanız, 50’li yaşlara yaklaşan bir kadın olmanıza rağmen mamografi, kemik yoğunluğu, Pap Smear incelemelerinden bihaberseniz ya da yavaş yavaş sürekli bir arkadaşınız haline gelen yorgunluk, şişkinlik, eklem-kas ağrıları, mide yanmaları, uyku bozuklukları, çarpıntılar veya göğüs ağrılarını pas geçmişseniz, işiniz daha da zordur.

SAĞLIĞINIZI SİZ YÖNETİN

Anlatmak istediğim şey (aslında yıllardır yapmaya çalıştığımız da aynı şeydir) sağlığın yönetilebilir bir süreç olduğudur. Sağlıklı ve formda kalmanın sadece şanslarla, alın yazısıyla, tesadüflerle ilişkili olmadığıdır. Sağlıksız gidişin, erken işaretlerin fark edilmesinin ve değerlendirmesinin ileride canınızı çok sıkabilecek bazı sorunların önüne geçebileceğidir. Sağlığı korumanın, tedavi etmekten daha kolay, ucuz ve garantili bir yol olduğunu size hatırlatmaktır.

Bunun için yapılacak olan son derece basit bir süreci harekete geçirmekten ibarettir. Topu topu 2-3 saatinizi alacak bir incelemeden geçmeniz, bu incelemeyi sıradan bir Check-up mantığının dışına çıkarıp size özel muhtemel sorunların araştırılması sürecine çevirmenizden ibarettir. Bunun için de hiçbir zaman ne çok geç, ne de çok erkendir.

Araştırmalar, istatistik veriler ve bizim gözlemlerimiz, sağlığı konusunda duyarlı olanların yaşam kalitelerinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu insanlar daha az hastalanıyor, hastalanınca daha çabuk iyileşiyor ve hastalıklı günlerini daha kolay geçiştiriyor. Ve yine bu insanlar daha sağlıklı ve formda yaşlanıyor. Sağlığınız en değerli hazinenizdir. Kıymetini bilin ama zaman zaman hazinenizde neler kaldığını ve onu nelerin tehdit ettiğini gözden geçirmeyi de ihmal etmeyin.

Destek mi köstek mi

Siz ve sağlık profesyonelleri (hekim, hemşire, beslenme ve egzersiz uzmanları, eczacı ve diğer yardımcılar) bir tek amaç için çalışırsınız: Size özel bir sağlık planı oluşturmak!

"Her şeyi tedavi eder", "her şeye iyi gelir", eskilerin deyimiyle "yedi derdin devası" destekler, şüphe uyandırmalı!

"Tamamen güvenli", "tümüyle doğal", "kesinlikle hiçbir yan etkisi yok" yazılı ürünlerden korkmalı!

"Bilimsel gerçek"ler, "mucizevi kür"ler, "gizli formül"ler, "inanılmaz sonuç"lar gerçekten inanılmaması gereken şeylerdir!

Etkileyici deyimler, renkler, şekiller içeren etiketlere dikkat etmeli!

Bir tüketici, hatta bir hekimin ağzından olumlu sonuçlar hakkında yapılmış yorumlar inandırıcı olamaz!

"Sınırlı sayıda üretim", "posta çeki vb. ile ödeme" de şüpheleri artırmalı!

Ürünler hakkında yazılan, söylenen yorumları değerlendirirken iki kere düşünün. "Yaramasa da zarar vermez" mantığı ile hareket etmeyin. "Doğal" demek "güvenli" demek olmayabilir. Paranızı nereye harcadığınızı bilin. Önceliğin "güvenlik" olduğunu unutmayın.

Destek ürünler tedavi etmez

Destek ürünler, beslenmeye katkı sağlar; hastalıkları tedavi etmez ya da önlemez. Dengeli beslenme için koşul olan sağlıklı besinlerin yerine geçemez.

Destek ürünler, bazı maddelerin vücuttaki açığını kapatır. Ancak besinlerle yeterli oranda alınan maddelere ek olarak destek ürün kullanılırsa fazla gelebilir.

Bir destek ürünün size uygun ve gerekli olup olmadığını belirleyen ilaç etkileşimleri, yan etkiler gibi pek çok etmen vardır.

Hiçbir sağlık sorununuzda kendi kendinize tanı koymayın. Sağlık profesyonelleri ile birlikte ekip oluşturmak en iyisidir.


DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

Tel: (0212) 236 73 00

300 kalorilik bir öğle mönüsünde neler var

Ana öğünlerde ortalama alınması gereken kalori nedir? Neler içermelidir?

Günlük kalori alımının kişiden kişiye değiştiğini artık biliyoruz. Bununla birlikte bir öğünde alınacak kalorideki farklılıklar, porsiyonların azaltılıp çoğaltılması ile sağlanır. Yani 300 kalorilik bir öğle mönüsü ile 500 kalorilik bir öğle mönüsü, aynı yiyecek gruplarını içerir. Fark, bu yiyecek gruplarının porsiyonlarındaki değişikliklerle ortaya çıkar.

Önemli olan alınan kalorinin bütün yiyecek gruplarını içermesidir. Bu şekilde alınan kalori, vücut tarafından da verimli bir şekilde kullanılacaktır.

1200-1300 kalorilik bir beslenme planında, 300 kalorilik bir öğle mönüsünde neler var birlikte göz atalım:

n Karışık salata (içinde 1 tatlı kaşığı zeytinyağı)

n 1 küçük kase tarhana çorba

n 2 adet orta boy kabak dolma

n 1 su bardağı az yağlı yoğurt

Bu belirtiler sizde de var mı

Gece zor uykuya dalıyorum ve sürekli uyanıyorum. Uyandıkça da buzdolabına saldırıyorum ve ne varsa yiyorum. Sürekli kilo alıyorum. Ne yapmalıyım?

Gece yeme sendromu, kalori alımını ciddi derecede artıran ve birçok nedeni olabilen bir yeme bozukluğudur. Hormonal ve psikolojik sorunlar da bu durumun ortaya çıkmasına neden olabilir. Tam olarak nedeni bilinmemektedir. Eğer;

n Günlük besin alımının yüzde 50’sini ve fazlasını akşam yemekten sonra tüketiyorsanız

n Sabah aç uyanmıyorsanız

n Uyku sorunlarınız var ise

n Gece uyandığınızda bir şeyler tüketiyorsanız

n Bu durum sürekli olmasa da dönem dönem tekrarlıyorsa

n Çok hızlı ve çok fazla besin tüketebiliyorsanız, mutlaka bir doktora başvurmalısınız...

Bu durumda bir dahiliye uzmanı ve psikiyatristten yardım almak şarttır. Bu kontrolden sonra diyetisyen yardımı ile kalori alımını yavaş yavaş, en azından kilo artışını durduracak şekilde ayarlayabilirsiniz. Zayıflama diyetine geçiş yaparken ise mutlaka yavaş ve kalıcı kilo kaybını sağlamak, sizin durumunuzda biri için çok önemlidir.

Diyetisyen Güneş AYIR
Yazarın Tüm Yazıları