Paylaş
Bu son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Benim önerim bu konuda ciddi bir “filtre” mekanizması oluşturmanız, her okuduğunuza hemen inanmamanızdır.
Çünkü ünlü bir yazarın deyimiyle sağlık haberlerinin çoğunun son kullanma tarihi kahvaltı gevreklerinin üstündekilerden bile daha kısa olabiliyor! Kısacası bugünün doğrusu yarının yanlışı haline gelebiliyor. Ayrıca her alanda olduğu gibi bu alanda da ciddi bir dezenformasyon yani “bilerek, isteyerek” yanıltıcı bilgilendirme durumu söz konusu olduğundan dikkatli olmakta fayda var.
Yaşasın hayat uzmanlarından Dr. Evren Altınel sizler için sağlıkta iyi ve kötü haberlerden oluşan bir paket hazırlamış. Bugünün yazı mönüsünde işte o paket var. Dr. Evren Altınel’e teşekkürler...
İYİ HABER
Ağırlık kaldırmak lenfödemi hafifletiyor
Meme kanserinin cerrahi tedavisi sırasında, koltuk altındaki lenf düğümlerinin çıkarılması o taraf kolunda şişkinlik, sertleşme yaparak lenfödeme yol açabilir. Yakın zamana kadar, bu tablonun daha kötüye gitmemesi için o kolu kullanırken çok dikkatli olunması öncelikle de fazla yük taşınmaması vurgulanır en fazla 2-2.5 kg ağırlığa izin verilirdi.
Oysa ABD’nin Philadelphia kentinde 154 meme kanseri operasyonu geçirmiş kadının katılımıyla gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları farklı bir yaklaşım getirmiştir. Kolu saracak türden bir giysi ile düşük ağırlıklarla egzersize başlayan deneklerin yüzde 10’unda lenfödem saptanmıştır.
KÖTÜ HABER
İyimserlik ömrü kısaltıyor!
Psikolog Howard Friedman “The Longevity Project” adıyla yayımlanan kitabında genel inancın aksine kaygının ve korkunun sağlığa iyi geldiğini, iyimserliğin ise zarar verebildiğini iddia ediyor. Ayrıca, boşanmanın -erkekler için değil ama kadınlar için- ömür uzatıcı bir katkısı olduğu da belirtiyor.
Bu kitapta, başkalarına yardım etmeye çalışmanın, sevmek için çabalamanın, yardım almak ve sevilmekten daha sağlıklı olduğuna dikkat çekiliyor. Bilinçli ve dikkatli hareket eden, moda deyimle “farkındalık” yaratan kişinin yaşam koşullarını iyileştirme kaygısı ve çabası ile daha uzun yaşadığı vurgulanıyor.
İYİ HABER
3K 1İ
Kahve kadınları inmeden koruyor! Amerikan Kalp Birliği dergisinde geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmaya göre, günde en az bir fincan kahve içen kadınlarda inme riski yüzde 22 daha düşük.
Aynı kadınlarda şeker hastalığı ve karaciğer kanseri riski de daha az. Araştırmacılar bunu kahvenin “yangı giderici (inflamasyon azaltıcı)” ve “insulin direncini düşürücü” özelliklerine bağlıyorlar.
10 yıl süreyle izlenen, yaşları 48-83 arasında değişen 35 bin kadın üzerinde yapılan bu çalışmanın sonucunda “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu” yinelemek mümkün.
KÖTÜ HABER
Aşkta kazanan kiloda da kazanıyor!
“Aşık olup birlikte yaşamaya başlamak ya da evlenmek daha nitelikli bir yaşantı, daha düzenli beslenme ve aktivite demektir.” diye düşünenlere karşıt görüşler geliyor! Yaklaşık 7 bin çift üzerinde yapılan araştırma, birlikte yaşayanlardan kadınların yüzde 67, erkeklerin yüzde 30 kilo artışına uğradıklarını, evlenenlerde her iki grupta da yüzde 100 geçen değerler olduğunu bildiriyor.
Avustralyalı araştırmacılar da 10 yıllık bir çalışma sonucunda, bekar kadınların 5, birlikte yaşayanların 7-8, evlenenlerin 10 kg şişmanladıklarını saptamışlar.
İYİ HABER
Daha çok balık, daha net görüş
Beslenmesinde balığa daha çok yer veren kadınlarda “sarı nokta hastalığı” daha nadir görülüyor. Balıktaki omega3 yağ asitlerinin “yangı giderici (anti inflamatuvar)” özelliği merkezi görmeyi azaltan, okuma güçlüğü, trafik uyarılarını atlama ya da kişileri tanıyamama sorunlarına yol açan bu ilerleyici göz hastalığına engel oluyor.
Harvard Tıp Fakültesi’nden bir grup araştırmacı, 10 yıl süreyle, 39 bin 876 kadını izleme almışlar, haftada birden fazla balık yiyen kadınlarla ayda bir kez ya da daha az tüketenleri karşılaştırmışlar ve balığı az tüketenlerde sarı nokta hastalığı sıklığının yüzde 42 daha fazla olduğunu saptamışlar.
Paylaş