Reflü kanser yapar mı

Reflü problemi son dönemde sık görülen bir sindirim sistemi sorunudur. Reflü hastalığının sebebi mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasıdır.

Asitli mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması ve yemek borusuyla uzun süre temas etmesi yemek borusunda tahribata yol açar. Eğer mideye doğru bir safra geri kaçağı da varsa reflü hem asit hem safra nedeniyle tahribat yapar.

AĞIZ KOKUSU, ÖKSÜRÜK, SES KISIKLIĞINIZ VAR MI

Reflüye yol açan en önemli sebep yemek borusuyla midenin birleşme yerindeki mekanizmanın bozulması, gevşek bir hale gelmesidir. Normalde sistem iyi çalıştığında buna müsaade etmez. Reflü hastalarının en önemli şikayetleri göğüste yanma, şişme, ağız kokusu, ağza gelen acı bir tat, yemeklerden sonra ortaya çıkan geceleri yatıldığında belirginleşen şişkinlik, geğirme, gaz şikayetleri, öksürük ve çarpıntı nöbetleridir. Reflünün ağız kokusu yanında ses kısıklığı, farenjit, sinüzit ve inatçı öksürük gibi yakınmalara da yol açabileceği bilinmektedir.

MİDENİZ ÇÖP TORBASI DEĞİLDİR

Reflü sorunu ile mücadele etmek gerçekten zor bir şeydir. Öncelikle her hastanın hangi yiyecek ve içeceklerle reflüsünün şiddetlendiğini öğrenmesi gerekir. İyi bir yiyecek planı olamadan, belirli besinlerden uzak kalmadan, yaşam tarzında bazı değişiklikler yapmadan reflü ile mücadele neredeyse hayaldir.

Sigaranın bırakılması, alkol, kahve, çaydan uzaklaşılması, yağlı, baharatlı yiyeceklerin, domates, portakal suyu gibi asidi artıran yiyeceklerin ve çikolatanın bırakılması gerekir. Kilo vermek, akşam yemeklerini erken saatte yemek ve mümkün olduğunca aç yatmak (!) faydalı önlemlerdir. Bu önlemlere rağmen şikayetler devam ediyorsa bir doktor ile işbirliği yapmak gerekiyor demektir.

MİDE KANSERİ RİSKİ ARTABİLİYOR

Reflü hastalığı yemek borusunda daralma ve kanama gibi problemlere yol açabilir ama oluşturduğu hasarların en önemlisi "prekanseröz" yani kansere hazırlayıcı değişikliklerdir. Mide ve yemek borusu kanserlerine reflü hastalarında daha sık rastlanmaktadır. Yemek borusunda herhangi bir tümör gelişiminin en önemli belirtisinin yutma güçlüğü olduğunu hatırlatalım. Reflü tedavisini ciddiye almakta yarar var çünkü reflü sadece yaşam kalitenizi değil, yaşam sürenizi de tehdit edebilir.

Retin-A: Bir cilt klasiği

Retin-A, A vitamininin asit formudur ve cilt yaşlanmasını azaltıcı destekler içinde en popüler olanlarından biridir. Retin-A ihtiva eden ürünleri kırışıklıklarınızı azaltmak, yaşlanmayla oluşan kahverengi lekeleri yok etmek ve cildinizde güneş ışınları tarafından meydana getirilen kalınlaşma ve pürüzlenmeleri azaltmak için kullanabilirsiniz. Retin-A daha genç, esnek, dolgun ve parlak bir cildin anahtarı olabilir. Ölü tabakayı ortadan kaldırıp yenisiyle değiştiren bu kimyasal, güneşten ve diğer dış etkenlerden zarar görmüş ölü cilt hücrelerinizin yenilenmesini sağlar. Bir uzman desteğinde Retin-A içeren ürünlerle mucizeler yaratabilirsiniz.

Kalp-damar sağlığınız beslenme planınıza bağlı

Beslenme koroner kalp hastalığından korunmada önemli bir rol oynar. Beslenme tarzınızın, özellikle kilonuz ve kan yağlarınız üzerinde önemli etkileri vardır. Kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı veya hipertansiyon gibi risk faktörleri olanların, kilo fazlalığı problemi yaşayanların ve/veya genetik mirasında kalp-damar hastalığı riski yüksek olanların beslenmelerine daha çok özen göstermesi şarttır. Araştırmalar gösteriyorki yaşam tarzı seçimleri arasında kalbinize en etkili olanı beslenme alışkanlıklarıdır.

Sağlıklı bir vücut ağırlığı elde etmek ve bu ağırlığı korumak ilk amacınız olmalıdır. Kalp sağlığını koruyucu bir beslenme planı yapılırken kolesterol, şeker, kan basıncı seviyeleri gibi parametreler dikkate alınmalıdır. Meyve, sebze, tahıllar, düşük yağlı süt ürünlerinden, baklagiller, tavuk eti ve yağsız etlerden oluşmuş bir beslenme planını sürdürenlerin kalp hastalığı ile karşılaşma riskinin azaldığını ortaya koyan çalışmalar var. Eğer kalbinizi düşünüyorsanız şekeri, tuzu, unu ve alkolü kısıtlamalısınız.

Balık tüketmek önemli

Balığa sofranızda daha sık yer vermelisiniz. Haftada 2-3 kez cep telefonu büyüklüğünde balık (80-120 gr) tüketmelisiniz. Balık seçimlerinizi soğuk ve temiz sularda yetişen yağlı ve küçük balıklardan yapmalısınız. Margarinlere, aşırı miktarda hayvansal yağlara (tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı) doymuş bitkisel yağlara fazla yer vermemelisiniz. Yağ tercihinizi zeytinyağı yönünde yapmalısınız. Yağlı kuru tohumların özellikle fındık, ceviz ve yer fıstığının kalp dostu yağlarla dolu olduğu bilinmektedir.

Bu besinler içerdikleri yüksek Arjinin ve Magnezyum, Selenyum, Çinko gibi aminoasit ve mineraller ile sağlığa yararlı posalar nedeniyle de kalbinizin dostudur.

Kalbinizi koruma planınızı daha güçlendirmek istiyorsanız kolesterolden zengin besinlerden uzak kalmalısınız. İç organları -sakatat-, yumurta sarısını, kabuklu deniz ürünlerini azaltmalısınız.

Geniş güvenilir klinik çalışmalar beslenme planına E vitamini, Beta karoten ve Selenyum eklenmesinin kalp-damar hastalıklarından korunmada yararlı olabileceğini göstermektedir. Bu vitamin ve minerallerin antioksidan güçleri nedeniyle yararlı oldukları belirtilmektedir.

ealtinel@yasasinhayat.org

İnmenin belirtilerini

biliyor musunuz


İnmenin belirtilerini biliyor musunuz? Hangi bulgular bir inmenin habercisi ya da bulgusu olabilmektedirler? Bu sorular hepimiz için hayati önem taşıyan sorulardır. İnmenin alarme edici belirtilerini bilmek gün gelir hayatımızı kurtarabilir. Ya da yaşam kalitemizin bozulmasına engel olabilir. Çünkü ne kadar erken dönemde inmenin tanısı konursa, tıbbi girişimler de o derecede çabuklaşır. Uygun tedavi ile inmenin beynimize verebileceği zararların (felçler, konuşma bozuklukları gibi) en aza indirilmesi mümkün olabilir.

Amerika’da her 45 saniyede bir kişinin inme geçirdiği saptanmıştır. İnmenin gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında üçüncü sıklıkta geldiğini unutmamak gerekir (kalp hastalıkları ve kanserlerden sonra). En sık rastlandıkları yaş grubu ise 65 yaş üzeri bireylerdir.

İnme; beyin damarlarında ortaya çıkan bir tıkanma ya da yırtılma sonucu meydana gelmektedir. İnmenin klasik bulguları; ani gelişen vücudunuzun bir yarısında güç kaybı (yüzde, kolda ya da bacakta), uyuşukluk, konuşmada bozulma ya da güçlük, görmede bozulma-çift görme, dengede bozulma şeklinde olabilmektedir. Hayatınızda ilk kez yaşadığınız, çok şiddetli bir baş ağrısı da kanamaya bağlı bir inmenin ilk habercisi olabilir. Bu tür yakınmaların gelişmesi durumunda vakit geçirmeden bir sağlık kurumuna başvurulması gerektiği unutulmamalıdır.
aaltintaş@yasasinhayat.org



Fast food yağlandırıyor

Bütün ülkelerde fast-food tüketicilerinin çoğunluğu gençlerdir. Bu besinler gençlerin arkadaşlarıyla topluca vakit geçirdikleri yerlerde kolaylıkla bulunabilmektedir. Hızlı-çabuk yeme avantajları da sunduklarından fast-food ürünlerin tüketimi artmaktadır. Enerji-kalori yoğunluğu yüksek, yağ ve şekerle yüklü bu besinler kilo fazlalığı ve şişmanlık hastalığının bir salgın gibi yayılmasının önde gelen sebebidir.

Metabolik sendromlu gençlerin sayısındaki hızlı artıştan da, çocuklarınızın daha 15 yaşına gelmeden orta ve ileri yaş hastalıkları, Tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıklarına yakalanmalarına da yol açan temel etkenlerden biri fast-food besinlerin kullanımındaki artıştır. Çocuklarınızı bu ürünlerden mümkün olduğunca uzak kalmaları için uyarmalısınız. Daha da önemlisi çocuğunuzun sizi örnek aldığını bilerek evinizde sağlıklı bir beslenme ortamı yaratmalı, onlara örnek olmalısınız.

n Diyetisyen Seren Aksüs


Konuşma testinden yararlanın

Çalışmalar, özellikle daha sık nefes almanızı, kalbinizin daha hızlı atmasını sağlayan egzersizlerin anaerobik egzersize dönüşmedikçe daha etkili olduğunu gösteriyor. Burada etkili ama dar bir çizgi var: Aerobik egzersizleri maksimumda yapmak ama asla anaerobik safhaya atlamamak. Bunu ölçmenin en kolay yolu, "konuşma testi"dir. Eğer herhangi bir aerobik egzersiz esnasında, yürüyüş arkadaşınızla rahat rahat sohbet edebiliyorsanız, nefes nefese kalmadan yürüyebiliyor, tık nefes hale gelmiyorsanız, yaptığınız egzersizin aerobik olduğundan kuşkunuz olmasın. n Egzersiz uzmanı Özcan Kızıltaş

Güneşe dikkat

Uzun süre güneşte kalmak sadece cildinize zarar vermiyor. Aşırı sıcakta, güneşin yoğun olduğu saatlerde, uzun süre güneşe maruz kalanlarda başka sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Özellikle baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, bulantı, baygınlık hissi gibi belirtilerle başlayıp, bilinç kaybına kadar belirtileri olabilen güneş çarpmalarına da dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca aşırı sıcakta uzun süre kalanların soğuk suya birden bire dalmamaları tavsiye ediliyor. Bu durum özellikle yaşlılarda, ani nabız düşmesine bağlı bayılmalara ve hatta kalbin durmasına yol açabiliyor.

Böbrek kanseri rehberi

Böbrek kanserleri erken dönemde saptandığında cerrahi ile tam tedavi şansı yüksek olan kanserlerdir. Ancak ne yazık ki bu kanser tipi erken dönemlerinde sıklıkla herhangi bir belirti veya şikayet oluşturmaz. İşte size böbrek kanseriyle ilgili bir rehber...

BELİRTİLERİ: l
İdrarda kan l Koyu, kahverengi idrar rengi l Böğür ağrısı l Kilo kaybı l Yorgunluk l Ateş l Yüksek tansiyon

KİMLER RİSK ALTINDA: l Erkekler, l Sigara, pipo, puro içenler, l Aşırı kilolu olanlar, l Yüksek tansiyonu olanlar, l Uzun dönemli diyaliz hastaları, l Asbestos, kadmiyum gibi kimyasallara maruz kalanlar, l Radyasyona maruz kalanlar böbrek kanseri riski altındadır.

NE YAPACAKSINIZ: l Sigara içmeyin, l Kimyasallardan ve radyasyon kaynaklarından uzak durun. l Sağlıklı bir kilo aralığında kalın l Düzenli egzersiz alışkanlığı edinin. l Bol sebze-meyve içeren bir beslenme planı uygulayın. l Kan basıncınızı kontrol altına alın.

ehattat@yasasinhayat.org

Diyet yaparken ara öğün yapılması çok mu gereklidir? Kaç kaloriye kadar alınmalıdır? Ara öğün alternatifleri verebilir misiniz?

Ara öğün gerekli mi

Ara öğünler diyet esnasında oluşacak kan şekeri dalgalanmaları ve basit karbonhidrat içeren yiyecek tüketiminde ortaya çıkabilecek artışlar için çok kıymetli bir anahtar gibi çantanızda mutlaka bulunsun. Özellikle diyetle alınan enerjinin vücut tarafından verimli kullanımı (vücudun yağ dokusundan enerji kullananımın sağlanması) için öğleden sonra iki ara öğün bile önerebilirim. 13:00 gibi yenilen öğle yemeğinin ardından kaçırmamanız gereken bir tren seferine benzettiğim 15:00-17:00 öğünü için bazı örnekler:



n Üzerine ince bir kat az yağlı peynir sürülmüş bir dilim kepekli ekmek, küçük domateslerle.

n 2 kaşık yulaf kepeği ile karışmış 1 çay bardağı yoğurt.

n 3-4 adet bol kepekli bisküvi ve bir bardak az yağlı ayran.

n 10- 15 adet fındık.

n Rendelenmiş 1 büyük boy elma (üzerine tarçın ilavesi ile).

n 3-4 adet kuru kayısı yanında 2-3 parça ceviz.

n Dondurulmuş 1 orta boy şeftali (üzerine 1 yemek kaşığı yoğurt).

n 30 g (1 ince dilim hindi salam), 1 dilim kepek ekmeği ile.

n Buz gibi soğutulmuş az yağlı 1 bardak süt içine ilave edilmiş bol buz ve 1 çay kaşığı kakao.

Kilo aldıran lezzetli tarifler

Bol kalorili salata

Tavuk veya ton balığı veya peynir veya kırmızı et

l 3-4 kaşık haşlanmış mercimek veya nohut

l Yeşillikler (roka, tere, maydanoz, dereotu, marul, semizotu)

l 1 büyük domates

l Yarım havuç

l 1 yeşil ve yarım kırmızıbiber

l 2 yemek kaşığı haşlanmış mısır

l 1 orta boy salatalık

l 1 yemek kaşığı zeytinyağı

l 1 çay kaşığı hardal

l 2-4 tam ceviz

l 1 tatlı kaşığı sirke limonsuyu

l 2 kurutulmuş domates

l 1 yemek kaşığı parmesan peyniri

l Seviyorsanız turşu, yoğurt, sarmısak v.b. ilave edebilirsiniz.



Bu lezzetli salata yaklaşık olarak 700 kalori civarında, yanında 1 bardak ayran ve biraz ekmek ile 900 kaloriye kadar çıkmanız mümkün.
Yazarın Tüm Yazıları