Önce Turgut Özal şimdi de Mustafa Koç

Turgut Özal’ı da böyle kaybetmiştik.

Haberin Devamı

O da Mustafa Bey gibi kalp damar hastasıydı. Baypas geçirmiş, kilo, şeker sorunu olan biriydi. O da sabah yürüme bandında egzersiz yaparken vefat etmişti...


Geçtİğİmİz perşembe sabahı rahmetli Mustafa Koç’un sabah egzersizini yaparken “kalp krizi” veya “kalp durması” sonucu hastaneye kaldırıldığını duyunca yüreğim sıkıştı. Ardından ölüm haberi gelince üzüntüm daha da derinleşti. Çok iyi yetişmiş, mükemmel ötesi özellikleri olan çok sevdiğim bir tanıdığı kaybetmenin derin iç sıkıntılarını yaşadım, hâlâ da yaşıyorum.
Üzüntümün bir nedeni de, “aynı filmi” 20 yıl sonra tekrar görmek, yine bir “deja vu” hali yaşamaktı.
Doksanlı yılların başında, 8. Cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut Özal’ı da böyle kaybetmiştik. O da Mustafa Bey gibi kalp damar hastası idi. Bypass operasyonu geçirmişti. Fazla kilolu, şeker/insülin direnci problemi olan biriydi. O da rahmetli Mustafa Bey gibi sabah kalkmış, yürüme bandında egzersiz yaparken muhtemelen “ani kalp durması” nedeniyle vefat etmişti.

 

Haberin Devamı


AYRINTILARA AMAN DİKKAT!

 

Bir şeyi net ve açık olarak yeniden anladık ki, biz başımıza gelenlerden “ders çıkaran”lardan değiliz.
Tedbiri elden bırakıyor, “detaya önem vermiyor”, “bana bir şey olmaz” demekten vazgeçmiyoruz.
Oysa sadece kalp uzmanları değil, her hekim çok iyi bilir ki; “kalp hastalarına ağır efor gerektiren egzersizleri yaptırmak” yanlıştır. Özellikle “kilolu” iseler bu daha da büyük bir hatadır.
Geçmiş sağlık hikâyesinde kalp hastalığı bulunan, özellikle daha önce kalp krizi geçirmiş ve bu nedenle stent ya da baypas uygulamasına maruz kalanların egzersiz yapmaları (yürümeleri) faydalıdır ama egzersizin süresi, yoğunluğu ve zamanı çok ama çok önemli ayrıntılardır.
Bu durumda olanların zaman zaman “stres testinden” geçirilerek egzersiz yoğunluklarını yeniden belirlemek lazımdır. Ayrıca onlara egzersiz sırası ve sonrasında oluşabilecekler konusunda bilgi vermek lazımdır. Yani burada da “kaş yaparken göz çıkarmamak” ve “tedbiri elden bırakmamak” esastır. Mustafa Koç inşallah nurlar içinde huzurla yatsın. Koç ailesine de Allah sabırlar versin. Hepimizin başı sağ olsun.

 

 

Haberin Devamı

KALP RİSKİ KİMLERİN FAZLA

 

Koroner kalp hastalığı günümüzün en yaygın sağlık sorunlarından biri.
Hastalığın farklı sebepleri, çeşitli tipleri (yansımaları/belirtileri) var. Kimilerinde göğüs ağrısı ile (angina pektoris), kimilerinde ritim bozuklukları (aritmi) veya kalp yetmezliği ile varlığını belli ediyor.
Kimilerinde ise birdenbire ve çoğu kez de beklenmedik bir zamanda kalp kriziyle (enfarktüs) ve en kötü şekli olan ani ölüm (kalp durması) ile ortaya çıkıyor. Hastalığa yakalanan her kişinin mutlaka ama mutlaka tıbben tedavi ve takibi gerekiyor.
Eğer yüksekse “kolesterol” ve “kan şekeri” seviyeleri normale indiriliyor. “Kan basınçları” normal hudutlar içerisine çekiliyor. “Stres” düzeylerini düşürmeleri isteniyor. Fazla “kilolarından” kurtulmaları, “uykularına” özen göstermeleri tavsiye ediliyor.


Tavsiyem hep aynıdır: Özellikle yaşınız elliyi geçtiyse koşmayın, yürüyün. Fazla kilolu iseniz koşmayın, yürüyün. Şekeriniz, tansiyonunuz yüksekse koşmayın, yürüyün. Romatizmanız varsa koşmayın, yürüyün. Kalp hastasıysanız, özellikle de kalp krizi geçirmiş, kalp yetmezliği ritim bozukluğu olan biriyseniz koşmayın, yürüyün. Nedenini merak ediyorsanız yandaki kutuyu lütfen daha bir dikkatli okuyun.

 

Haberin Devamı

İŞTE O RİSKLER

 

Çoğu hastada ek olarak kan pıhtılarının oluşma riskinin azaltılması, atardamarların elastikiyetinin arttırılması, kalp kasının pompalama yeteneğinin iyileştirilmesi gibi tedaviler yapılıyor.
Peki, kimlerin kalp riski daha yüksek? Özellikle aile hikâyelerinde kalp hastalığı olanların, erken yaşta kalp krizi geçirenler de varsa riskleri daha yüksek. Bel çevresinden kilo alıp göbek bağlayanların, insülin direnci, gizli veya açık diyabeti, yüksek tansiyonu, kolesterol dengesizliği olanların da riski fazla. Sigara içmekse en büyük risklerden biri. Kronik depresyon ve uykusuzluğun da önemli riskler olduğu kesin.

 


KOŞMAYIN YÜRÜYÜN

 


Ben egzersizin beslenme kadar mühim olduğuna inananlardanım. Özellikle yaşı elliyi geçenlerin egzersize, özellikle de yürümeye hemen her gün 30-40 dakikalık bir zaman dilimini ayırmaları gerektiğini düşünür, hastalarıma “sadece lokmalarını değil adımlarını da saymalarını” tavsiye eder, “yaşınız elliyi geçince adım saymayı lokma saymadan daha fazla önemseyin, lokmalarınızın sayısını azaltıp adımlarınızın sayısını arttırmayı ihmal etmeyin” derim. Bu nedenle de jogging ve koşu tutkunları tarafından sık sık eleştirilirim. Buna rağmen kararım asla değişmez:
KOŞMAYIN, YÜRÜYÜN!

 

Haberin Devamı


Kalp hastaları egzersiz yapsın mı yapmasın mı

 

Pekİ egzersiz kalp krizi geçiren herkes için güvenli midir?
Sorunun cevabı tek cümlelik ve basit: Egzersiz güvenlidir, yeter ki basit tedbirlere uyulsun!
Kardiyoloji uzmanları, kalp krizi geçirenlere egzersiz tavsiyesinde bulunmadan önce egzersizin tipi, süre ve yoğunluğunu belirlemek için “egzersiz stres testine” başvuruyorlar. Özellikle fazla kilolu kişilerin aşırı egzersiz yapmaları çok riskli. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için de stres testinden çıkan sonuçlara bakarak “kişiye özel egzersiz programı” hazırlıyorlar.
Ayrıca bu kişilerin başlangıçta tıbbi personel tarafından gözetim altında tutulmalarını istiyorlar. Belirli bir süre geçip “kişi kendi başına egzersize” hazır hale geldiğinde bile sık aralıklı tıbbi değerlendirmelerle hastalarının egzersiz programlarını yeniden planlıyorlar.

 

Haberin Devamı


ÖNLEM ŞART

 


Fazla kilosu, hipertansiyonu, şeker hastalığı sorunu olanlarda özellikle de ritim problemi bulunanlarda “koruyucu ve uyarıcı” tedbir ve önlemleri daha da şiddetlendiriyorlar. Ayrıca “aralıklı” değil, düzenli egzersiz tavsiye ediyorlar. Yani haftada 4-5 gün 30-40 dakikalık düzenli yürümeyi öneriyorlar. Tekrar altını çizelim: Kilolu, ritim bozukluğu, şeker hastalığı, hipertansiyonu olan kalp hastalarının egzersiz seçerken de yaparken de dikkatli olmaları, tedbir almaları lazım.

 


Egzersiz kalbe iyi gelir

 


Kalp sorunu olmayan birine de, kalbi olana da egzersiz iyi gelir.
Egzersiz koroner kalp hastaları için en az reçeteli ilaçlar kadar önemsenen bir tedavidir. Hastaların kan şekerleri, kolesterol seviyeleri, tansiyonları daha kolay ayarlanır. Egzersiz yardımıyla fazla kilolar kolayca verilip uyku düzeltilir. Stres ve depresyonla mücadele kolaylaşır.

 

FİKİR HARVARD’DAN

 

Egzersizin atardamarları tıkayabilecek kan pıhtılarının oluşma riskini azaltma, damarlara elastikiyet kazandırıp kalp kasının pompalama kapasitesini destekleme bakımından da yararları var.
Kalp hastalarına egzersiz tavsiyesi 1970’li yıllarda gündeme geldi. Fikir, Harvard Kalp Sağlığı Merkezi’nden çıktı. O zamana kadar kalp hastalarına “dinlenme” tavsiye ediliyordu. Özellikle seksenli yıllar sonrasında bilimsel verilere de bakılarak kalp krizi geçirenler durumları stabilite kazanır kazanmaz “yürüyüşe” yönlendirildiler.
Verilen programlar da çok basitti. Haftada 2-3 kez 30-45 dakika yürümek!
Sonra da görüldü ki düzenli egzersiz yapanlarda kalp ve dolaşım sistemi kendini daha kolay toparlıyor, yeni bir kalp krizi geçirme olasılığı da azalıyor. Yeter ki doğru yapılsın. Yeter ki abartılmasın…

Yazarın Tüm Yazıları