Paylaş
Ya da eskiden nadir görülen bazı hastalıkların sıklığı artıyor. Biliyorsunuz Alzheimer’da böyle bir durum var. 60’lı yaşlarda yüzde 5 civarında görülen hastalığın sıklığı, 90’lı yaşlarda yüzde 40’ın üzerine çıkabiliyor. Benzer bir sorun dar omurilik kanal hastalığı için de söz konusu. Çünkü omurilik kanalı da bazılarında yaş ilerledikçe daralmaya başlıyor. Maalesef çoğu zaman da daralma ilerleyici bir seyir gösteriyor. Kısacası gençler, orta yaşlılarda da görülse de uzun bir ömür sürmenin yeni faturalarından birinin de “dar kanal hastalığı” olduğu anlaşılıyor. “Peki nedir bu hastalık, ne gibi belirtileri var?” diyorsanız, buyurun...
Dar kanal hastalığının belirtileri neler?
Bel ağrısı önemli ve sık görülen bir sorun. Hayatının herhangi bir döneminde asla bel ağrısıyla karşılaşmamış herhangi birini bulmanın mümkün olmayacağı kanaatindeyim.
Ama bu ağrıların da geçici, uzun süreli, hatta kalıcı olanları, hafif ve ağırları, giderek azalan ya da tersine ağırlaşanları var.
Dar kanal hastalığı belirtileri zaman içinde ilerleyen ve kalıcı bir bel ağrısıyla seyreden sorunlardan.
Eğer beliniz ağrıyorsa ve bu ağrı siz öne eğildiğinizde azalıyorsa sorununuz dar kanal hastalığından kaynaklanıyor olabilir.
Ek olarak ayaklarınızda ağrı, uyuşma, karıncalanma, his kaybı gibi duyusal farklılaşmalar, sırt, bel ve bacaklarınızda ağrılar, kramplar da varsa bu ihtimal biraz daha artıyor.
Maalesef bazı hastalarda ağrılara idrar kaçırma ve cinsel fonksiyonlarda azalma gibi sorunlar da eşlik edebiliyor.
Sarkopeni çok mühim bir sorun
Kasların varlığı veya kaybı “kullan ya da kaybet” prensibiyle ilişkili. Kullanmadığınız kaslar küçülmeye, zayıf düşüp kaybolmaya başlar ve kas kaybı özellikle yaşlılıkta daha da önemli bir konudur. Pek çok yaşlılık sorununun bir nedeni de budur.
“Sarkopeni” olarak bilinen “yaşlılığa bağlı kas kaybı” yaşlılıktaki güçsüzlüğün, yorgunluğun, halsizliğin, denge bozukluğu ve kolay düşmelerin de başlıca nedenidir.
Özetle kaslar hemen her yaşta ama en çok da orta yaş sonrasında çok önemli yapılarımız. Onlara sahip çıkıp kuvvetlerini artırmak ve mümkün olduğu kadar sık kullanmakta fayda var.
Fırsat buldukça kaslarınıza yüklenin.
Onları direnç egzersizleri ve zorlamalarla gerin, uzatıp kısaltın. Sürekli kas çalıştırmanın en kolay yolu yürümektir, yürümeyi ihmal etmeyin.
Kas yaşlanması nasıl azaltılır?
Yaşlanan kaslar için en etkin desteklerden biri güçlü proteinler yani yumurta, balık, süt ürünleri. Diğeri ise düzenli yürüyüşler. Yaşam yolculuğumuzun ikinci yarısı yani 50’den sonrası maalesef mutlaka kayıplarla geçiyor. Bu kayıplar bazen belleği, kalp gücünü, akciğer kapasitesini, bazen de kemik ve kasların içeriğini etkiliyor.
Özellikle kas ve kemik kaybı yaşlılığın en çok ihmal edilen ama çok da önemli süreçleri. Her ikisine de engel olmak en azından kayıpların oranını yavaşlatmak gerekiyor.
Kaldı ki ikisinin de çaresi aynı: Daha çok ve sık fiziksel aktivite! Yani daha çok yürümek, yüzmek, daha çok aktif bir hayat sürmek.
Tedavisi var mı?
Tedavide ameliyat seçeneği de var, konservatif tedavi imkânları da. Prensip olarak önce cerrahi girişim değil, konservatif tedaviler tercih ediliyor. Ağrı kesiciler, ödem gidericiler, iltihap baskılayıcılar, fizyoterapotik uygulamalardan istifade ediliyor. Egzersiz, özellikle yüzme de önemli bir tedavi aracı. Bu uygulamalarla sonuç alınamadığı durumlarda son çare olarak ameliyata başvuruluyor.
Teşhis nasıl konuluyor?
Tabii ki hastalığın öyküsü, yani hastanın anlattıkları ve hekimin fiziksel muayenede elde ettiği neticeler çok önemli ama kesin tanı için manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi gibi incelemelerden yararlanılıyor.
Bu incelemelerde omurilik kanalında oluşan darlık net ve açık olarak görülüyor, ayrıca hastalığın seyri de izlenebiliyor.
Ses kısıklığı ne zaman tehlikeli?
Ses kısıklığı her zaman karşılaşılabilen bir sorun. Sesin kötü ve kontrolsüz kullanılmasından soğuk algınlığına, alerjik problemlerden boğazı tahriş eden besinlere pek çok şey ses kısıklığına yol açabiliyor.
Bununla birlikte “ses kısıklığı” deyip görmezden gelemeyeceğimiz ve tıbbi yardım istememiz gereken bazı durumlar da var. Örneğin ses kısıklığı boğazda ağrı, yutma güçlüğü, geniz akıntısı, ateş, boyunda şişlik, öksürük, öksürükle kan gelmesi gibi belirtilerle beraberse hemen bir doktorla görüşmeniz lazım.
Ses kısıklığı 2-3 haftadan fazla sürerse, kişisel sağlık öykünüzde reflü gibi bir sorun varsa bu durumda da fazla beklememenizde fayda var. Bu konuda ilk başvuracağınız hekim bir kulak burun boğaz uzmanı olmalı.
Paylaş