Nasıl bir mutluluk

Oysa bilmeliyiz ki pek çok şey gibi mutluluk da kültürel ve kişisel yanları değişken olabilen bir algı. Mutluluğun da gücünü ve dozunu belirleyen şeyler kişiden kişiye, kültürden kültüre, coğrafyadan coğrafyaya değişiklikler gösterebiliyor. Ama anlaşılan o ki özellikle son yıllarda yaşı, cinsi, işi, gelir düzeyi, yaşadığı yer ne olursa olsun herkesin mutluluk beklentisinde bir artış var... Mutluluk skalası giderek yükseliyor. Ve her şey gibi mutluluğun da daha fazlası isteniyor. Diğer taraftan ardı ardına yapılan pek çok çalışma mutluluğun ekonomik olmaktan çok sosyal ilişkiler ve gelişmelere bağlı olduğunu gösteriyor.

Batılı ve zengin toplumlarda mutluluk mevcut olandan daha fazlasını kazanmak, olumsuz şartları en aza indirip daha güçlü, güvenli, daha yüksek gelirli bir yaşam tarzı oluşturmak gibi algılanırken; gelir düzeyi düşük Doğulu kültürlerde mutlulukla mutsuzluk “birbiriyle yakından ilişkili ve karşılıklı olarak birbirlerinden ayrılmaz bir bütün” gibi algılanıyor. Ve yine araştırmalar gösteriyor ki bireyci Batı kültürlerine kıyasla manevi zenginliği önceleyen Doğu kültürlerinde mutluluğu yakalama şansı biraz daha kolay görünüyor.

ÖZETİ ŞUDUR

İLİŞKİ, İLİŞKİ, İLİŞKİ 

Yaşam kalitesinin ve mutluluk derecesinin kişiler ve kültürlere göre değişkenlik gösterdiği kesindir. Araştırma sonuçlarına bakılırsa mutluluk sadece ekonomiyle bağlantılı bir kavram da değildir. Yeni tamamlanan bilimsel çalışmalarla da gösterildi ki mutluluğun temel belirleyicisi “İLİŞKİ”dir. İlişkiler geliştikçe, iyileştikçe ve çoğaldıkça mutluluk algısı artmakta ve güçlenmektedir.

HATIRLATMA 1

HİPOGLİSEMİNİN 10 İŞARETİ

Kan şekeri düşüklüğü, yani kanınızdaki/bedenimizdeki şeker miktarının kritik hudutların altına inmesi sık karşılaştığımız önemli sağlık problemlerinden biri. Ama nedense bazen bilgi eksikliği bazen de belirtilerinin sinsiliği nedeniyle gözden kaçabilen bir sağlık problemi. Bu nedenle hipoglisemi/kan şekeri düşüklüğünün belirtilerinin hepimizin az çok bilmesinde fayda var. Peki, o belirtilerin en sık görülenleri hangileri?

İLK 5

Kafa karışıklığı/sersemlik
Terleme ve baş dönmesi
Baş ağrısı ve odaklanma güçlüğü
Sinirlilik/gerginlik/öfke atakları
Agresif davranışlar ve panik belirtileri

İKİNCİ 5

- Uyku eğilimi/yorgunluk ve bitkinlik
- Açlık atakları
- Kontrolsüz gıda tüketimi eğilimi
- Ruhsal değişiklikler
- Kronik yorgunluk ve isteksizlik hali

İYİ BİLGİ

HANGİ MAGNEZYUM

Magnezyumun “oksit” ve “hidroksit” gibi “çöp formları” ile “klorür” ve “sülfat” gibi “riskli tuzları” hariç her çeşidi her zaman her yaşta herkesin gücüne güç katar, işine yarar. Ama bazı magnezyum tuzları var ki onları yerinde ve zamanında “sorun çözücü” olarak yani neredeyse ilaç gibi kullanmakta da fayda var. Peki hangi magnezyum tuzlarından ne zaman, hangi sorunlarda faydalanmak daha iyi geliyor?

- MAGNEZYUM MALAT: Enerji verir, yorgunluğu giderir, metabolizmada etkilidir, kas ağrılarını azaltır. Özellikle fibromiyaljiye iyi gelir.

- MAGNEZYUM GLİSİNAT: Ruhsal gevşetici, sinirsel ağrıları azaltıcı ve uyku desteği olarak faydalıdır.

- MAGNEZYUM SİTRAT: Kas ağrılarını azaltır, kramplara iyi gelir, nöropatik ağrıları hafifletir, kabızlığa çözüm desteği verir.

- MAGNEZYUM TAURAT: Öncelikle kalp ve damar sağlığına destektir.

- MAGNEZYUM L-TREONAT: Depresyon sorununun çözümünde, kaygı ve anksiyeteyi azaltmada, hafızayı güçlendirmede, öğrenmeyi desteklemede ilk seçim olmalıdır.

HATIRLATMA 2

MAGNEZYUMA NEDEN MUHTACIZ

- 300’den fazla enzim o olmadan görev yapamıyor.

- Sinir sistemi onsuz sınıfta kalıyor.

- Kaslar o olmazsa gevşeyemiyor, kasılıp kalıyor, ağrıyor, sızlıyor.

- Uykumuzun kalitesi bozuluyor.

- Kemiklerimizin gücü azalıyor.

- Stres yanıtlarımız güçsüz kalıyor.

- D vitamininin, insülinin görevleri aksıyor.

ÖZETLE: Magnezyum azalınca bedenin de ruhun da keyfi kaçıyor.

BİR UYARI

MAGNEZYUM DÜŞMANI 5 YANLIŞ

- Magnezyumdan fakir beslenme.
- Alkol tüketimi.
- Bilinçsiz ilaç kullanımı (idrar söktürücüler).
- Aşırı kahve tüketimi.
- Kontrolsüz laksatif/bağırsak yumuşatıcı kullanımı.