Paylaş
Neticede o da bu kötü muameleye dayanamayıp isyan ediyor, ekşime, yanma, hazımsızlık, şişkinlik, kaynama gibi sorunlar ortaya çıkıyor.
Hepimizin hayatımızın herhangi bir döneminde şu veya bu nedenle midesiyle arası zaten bir şekilde açılıyor! Neden her zaman fazla miktarda yiyip içmek de olmuyor. Yiyip içtiklerimizin kalitesi, yeme hızımız, yeme sürecindeki ruhsal durumumuz, yiyeceklerle birlikte tükettiğimiz içecekler, soframızdaki diğer yiyecekler de midemizin tepkilerini etkileyebiliyor.
Örneğin çok fazla ve sık kızartma yerseniz, aç karna fazla miktarda portakal, domates suyu içerseniz, zaman zaman “sosyal tüketici” olarak katıldığınız alkollü toplantıları abartıp “akşamcı” haline gelirseniz mideniz isyan edebiliyor.
Hele bir de yiyeceklerinizin pişirildiği kızartmalık yağlar onlarca defa kullanılmışsa, besinlerinizin içine ne idüğü belirsiz kimyasal maddeler de katılmışsa işi daha da zorlaşıyor. Ayaküstü atıştırmalarınız sıklaşınca durum daha da vahim bir hal alabiliyor.
NE OLDU?
Kısacası yeme içme biçimimizden yiyecek seçimlerimize, yemek sürecindeki ruhsal durumumuzdan içecek çeşitlerine kadar daha pek çok faktör midemizle aramızdaki ilişkinin belirleyicisidir.
Belki de bu yüzden başta reflü sorunu olmak üzere mide hastalıkları son yılların en önemli problemlerinden biri haline gelmiştir.
REFLÜ NEDEN YAYGIN?
Ve belki de yine aynı nedenle günümüzün “moda” mide hastalıklarının başına “reflü sorunu” yerleşmiştir. (Yakın zamana kadar mide ülserleri ilk sırada yer alırdı. Ne iyi ki ülserlerin helikobakter mikrobuyla ilişkisi anlaşıldı, antibiyotiklerle helikobakter enfeksiyonunun tedavisi mümkün hale geldi ve “ülser konusu” gündemden düştü.)
Reflü problemi de diğer mide problemleri gibi daha çok bizim yaptığımız yanlışlarla bağlantılı. Bunların başında da yenilip içilenlerin miktarı geliyor. Aşırı yiyip içmek ve kilo almak yemek borusunun alt ucunda midenin kapısı gibi fonksiyon gören büzücü kasın üzerinde aşırı basınca yol açtığından reflüyü yani mide muhtevasının yemek borusuna geri kaçmasını kolaylaştırıyor. Hızlı yemek de aynı etkiyi yapıyor. Zaten bu nedenle de fast food kültürünün yaygınlaşması sorunun başlıca nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
Alkol kullanımının yaygınlaşması, aşırı yağlı, özellikle yağda kızartılmış besinlerin daha fazla tüketilmesi, çikolata, kahve ve benzeri gıdaların eskiye oranla daha çok yenilip içilmesi de önemli yanlışlarımız... Reflü sorununun yaygınlaşmasında ilaçların da etkisi var. Özellikle yaygın kullanılan bazı ilaçlar, örneğin kolesterol düşürücü statinler, hipertansiyon tedavisinde kullanılan kalsiyum kanal blokürleri de reflüyü tahrik edebiliyorlar.
Reflüye yol açabilen nedenleri daha da çoğaltmamız mümkün. Örneğin stresle reflü arasında doğrudan bir bağlantı var. Enfeksiyonların da etkisi olabileceği düşünülüyor. Alerjik gıdaların reflü sebebi olabilecekleri de belirtiliyor.
Yiyip içtiklerinizi sorgulayın
Midenizle ilgili bir problemin varlığından şüpheleniyorsanız, yanma, ekşime, kaynama, ağzınıza acı su gelmesi, tükürük salgınızın artması, boğazınızda gıcık, tekrarlayıp duran öksürükler, gaz, şişkinlik gibi sorunlardan yakınıyorsanız lütfen hemen midenizi suçlamayın, kabahati midenizde değil, kendinizde, yaptığınız yanlış seçimlerde arayın. Yiyip içtiklerinizi ve yaşam tarzı seçimlerinizi sorgulayın. Göreceksiniz ki çoğu zaman bırakın ilaç kullanmayı doktora gitmenize bile gerek kalmadan sorunu kendiniz de çözebileceksiniz.
Yanlıştan vazgeçmelisiniz
Mide sorunlarının çoğu yeme içme biçimimizdeki hatalardan, yiyecek seçimlerimizdeki yanlışlardan, yeme zamanlarımızdaki dikkatsizliklerden, beslenme kültürümüzdeki değişikliklerden, enfeksiyonlar, ilaçlar, ruhsal sorunlar ve benzeri faktörlerden kaynaklanıyor.
Bu nedenlerden hangisi veya hangilerinin ön planda olduğuna dikkat edebilir de o nedenleri ortadan kaldırmayı başarabilirsek herhangi bir mide ilacı kullanmadan da sorunu kolayca çözebiliriz.
Daha yavaş yiyebilir, daha çok çiğneyebilir, daha doğal beslenip daha az keyifli ve sağlıklı sofralar kurabilirsiniz.
Alkolü, kafeinli içecekleri, kızartmaları azaltabilir, ev yemeklerine yeniden geri dönüp “pizza-hamburger-kızarmış patates-kolalı içecek” kültüründen uzak durabilir, sindirim sistemimizin fonksiyonlarını etkileyerek ilaçları daha az kullanabilir, stresimizi daha iyi yönetip daha keyifli ve huzurlu bir hayat oluşturabilirsiniz.
Neticede reflü tedavisi için yutmak zorunda kaldığımız çok sayıda ilaca ihtiyacımız kalmayabilir.
Paylaş