Kilo dosyasının sayfalarını açmaya devam ediyoruz. Bugün, sık görülen ama çoğu zaman gözden kaçan önemli bir soruna dikkatinizi çekeceğiz: Hipoglisemi!
Kilo almayı kolaylaştıran metabolik sabotajcılardan biri de ‘HİPOGLİSEMİ’dir. Hipoglisemi, sağlıklı kilo aralığında kalmayı birçok nedenle güçleştirir. Özellikle sık ve ağır “hipoglisemi atakları” yaşayan biriyseniz, atak esnasında yeme kontrolünüz neredeyse tümüyle ortadan kalkar. Atak dönemlerinde önünüze ne gelirse adeta silip süpürür, çok hızlı yer, bazen de neredeyse çiğnemeden yutarsınız. Bol şekerli, unlu, nişasta zengini, yağlı yiyeceklere daha çok ilgi duymaya başlarsınız. Doğal olarak bütün bunlar kilo almanıza yol açar. Bu nedenle uzun süredir kilo sorunu olan ve sık sık kilo alıp veren fazla kiloluları, özellikle “baş ağrısı, yorgunluk, sık acıkma, açlık halinde ortaya çıkan çarpıntı, terleme, uyku hali, sinirlilik, öfke kontrolü bozukluğu” ve benzeri şikâyetler varsa, hipoglisemi bakımından mutlaka incelemek gerekir. Bunun için de bir laboratuvara aç karna gitmeniz ve hipoglisemi testi yapılmasını istemeniz yeterlidir. Test sonuçlarını bu konuda uzmanlaşmış bir doktorun yorumlaması şarttır. Çünkü bazı hipoglisemiler ciddi bir sağlık sorununun ilk ve tek işareti olabilmektedir.
Lale Hanım’ın hikâyesi
Lale Hanım, 30’lu yaşların ortalarında. Son iki yılda sinsi bir kilo alma süreci yaşamış. İkindi saatlerinde başlayıp akşam yemeği yaklaştıkça belirginleşen baş ağrılarından yakınıyor. Lale Hanım’ın başka sorunları da var. Son günlerde gece uykusundan sık sık uyandığını ve uykuya yeniden dalmakta zorlandığını fark etmiş. İkindi saatlerinde daha yorgun ve sinirli oluyormuş. Açlığa asla dayanamıyor, uzun süre aç kaldığında gözü kararıyor, başı dönüyormuş. Akşam yemeklerden hemen sonra başlayan halsizlik, bitkinlik, terleme, el titremeleri, çarpıntı atakları var. Yemeği yedikten bir-iki saat sonra yeniden acıkıyor, aç olunca daha çabuk sinirlenip öfkeleniyormuş. Bu şikâyetlerle müracaat ettiği doktor, ona 75 gram glikoz içirerek “glikoz tolerans testi” yapmış ve bu testte açlık kan şekerinin 75, tokluk kan şekerinin ise birinci saatte 90, ikinci saatte 50 mg olduğunu görünce “hipoglisemi” teşhisi koymuş.
Hipoglisemi için 10 emir
Hipoglisemisi olanlar, kilolarını korumak ve sorunlarını azaltmak için beslenme alışkanlıklarında bazı değişimler yapmak zorunda... 1. Beyaz ekmek, patates püresi, pizza, beyaz pirinç pilavı, tatlılar, özellikle unlu, şekerli, tatlılar yenmemeli. 2. Kahve, çay gibi kafeinden zengin içecekler ölçülü tüketilmeli, meşrubatlar, soğuk kutu çaylar, hazır meyve suları ve kolalı içeceklerden vazgeçilmeli. Meyve ihtiyacı tam meyvelerden karşılanmalı, aşırı meyve tüketmemeye de dikkat edilmeli. 3. Az ve sık yemek öğrenilmeli, yemek aralıkları 2,5-3 saatten fazla uzatılmamalı, öğün atlama yanlışı asla yapılmamalı. Prensip olarak günde üç ana, üç ara öğün beslenme alışkanlığı edinilmeli. 4. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme bir yana bırakılmalı, protein alımı bir miktar artırılmalı. 5. Yoğurt, peynir, yumurta, balık, tavuk, yağsız kırmızı et, mönülerde daha sık yer almalı. 6. Hazır, işlenmiş, paketlenmiş, dondurulmuş yiyecekler yerine tam ve doğal yiyeceklere ağırlık verilmeli. 7. Fasulye, nohut, mercimek, bezelye gibi besinler, kepekli tam tahıl ürünleri, sebze ve meyveye dayalı bir beslenme ön plana çıkarılmalı. 8. Atıştırmalık olarak bisküvi, grissini, gofret, çikolata, ezmeler, şekerlemeler yerine ceviz, badem, fındık, doğranmış sebze dilimleri ya da yağı azaltılmış yoğurt gibi besinler tercih edilmeli. 9. Düzenli egzersiz yapılmalı ama yemeklerden hemen önce aç karna yoğun ve ağır egzersiz yapmaktan kaçınılmalı. 10. Alkol mümkün olduğu kadar sınırlanmalı, daha da iyisi bırakılmalı.
Neden yeniden kilo alınır?
Verilen kiloların geri alınmasının biyolojik, çevresel ve yaşam tarzına bağlı sebepleri var. En önemlisi ise biyolojik faktör. Kilo ve obezite sorunu olanların çoğunun bedenleri yağlanmaya programlı. Bu kişilerin genetik kurgusu gereği beden metabolizmaları diyete karşı çalışıyor. Enerjisini korumak için bedende yanlış bir metabolik süreç işliyor. Yani siz az yiyorsunuz ama bedeniniz daha önceki işleri yaparken harcadığından daha az harcamaya, kalori tasarrufu yapmaya başlıyor. Sorunu çözmek için aldığınız kalorileri azaltmaya çalıştıkça, metabolik hızınız daha da düşüyor. Diyeti bırakıp normal yaşama dönünce, verdiğiniz kiloları hızla geri alıyor ve çoğu kez üzerine üç-beş kilo daha ilave ediyorsunuz. Fazla kilolu olmanızın ardında hormonal veya metabolik bir sebep yatıyorsa, bunun tedavi edilmemesi de verdiğiniz kiloları yeniden almanıza yol açıyor. Çevresel faktörler de çok önemli. Son 20-30 yılda, öncesine oranla daha çok kalori tüketmemizi ve daha az hareket etmemizi sağlayan alışkanlıklar edindik. 5-10 kalori harcamamak için merdiven yerine asansör kullanıyor, internetin tek tuşunu kullanıp 5 bin kalorilik bir pizzayı beş dakikada masamızda bulabiliyoruz. Modern yaşam, bedenlerimizi birer kalori yakma makinesi olmaktan çıkarıp yağ depolayan buzhaneler haline getirdi. Yaşamın baskıları da önemli hale geldi. Verilen kiloları korumak için zaman ve özen gerekiyor. Çalışan, zamanın önemli kısmını yolda, iş yerinde geçiren, çocuğunun okulu-kursu, evinin geçim stresi ve endişesi ile boğuşan insanların kilolarını korumak, yeniden kilo almamak için kullanacakları zamanları ve ekonomileri pek yok. Kilo verme programlarının çoğu, “koruma programları” vermiyor. Koruma ile ilgili eğitimleri, yeme davranışı değişikliklerini, egzersiz aktivitesini önemsemiyor. Motivasyonu sadece “Kilo verme amacına odaklıyor. Kilo verme çabası bitince, motivasyon da bitiyor.
Daha az yemek için...
* Lokmalarınızı küçültün. * Lokmalar arasında çatal ve bıçağınızı masaya bırakın. * Yemek yerken zaman zaman ara verin, suyunuzu yudumlayın. * Yemek süresince bol bol sohbet edin. Yemeğin süresini uzatın. * Lezzete daha çok önem verin. Yavaş yavaş yiyin ki sadece damağınız değil, beyniniz de lezzetin farkına varsın. Yalnız karnınız değil, ruhunuz da doyuma ulaşsın. * Yemek çatalı yerine daha küçük olan salata çatalını kullanmayı deneyin. * Masaya size “yavaşla ve tadını çıkar” hatırlatması yapacak etiketler veya notlar yapıştırın. * Yemeğe iştahınızı azaltacak düşük kalorili, hacimli yiyeceklerle başlayın. Yağsız sebzeler, çorbalar ve salatalar doğru başlangıç tercihleri. * Başkalarıyla yemek yerken de hızınızı azaltmayı deneyin. Hızınızı takip etmek için de kendinize en yavaş yiyen kişiyi rakip seçin ve öğünü bitiren en son siz olmaya çalışın. * Kendinizi aynada izliyor gibi davranın. Yavaş, hoş, ölçülü, dikkatli yemek yiyen biri olun! * Yemek yerken ayakta durmak yerine oturun. Oturmak hızınızı kesecektir. * Yemek yerken başka bir şeyle (okumak, televizyon izlemek) uğraşmayın, onun yerine hafif bir müzik dinlemeyi veya iyi bir partnerle sohbet etmeyi deneyin. * Öğünler için iyi yemek yeme alışkanlığı kazandıracak bir yer seçin. (Televizyonun önünü veya yatak odasını değil!) * Çalışma masanızda yemek yemekten kaçının. Çalışırken yemek yemeyin. En azından yemek yemeden önce masanızı toplayın. * Kendinize rehber oluşturun, “yatakta yemek yok”, “arabada yemek yok” gibi. * Atıştırmalar hem hızlı, hem de fazla yemeye neden olur.
Gİ DİYETİ (70 KİLO ÜSTÜ İÇİN)
4. GÜN KAHVALTI 60 g (2 ince dilim) yağsız dil peyniri 1 adet yumurta akı ile maydanozlu omlet 3-4 zeytin 50 g (2 ince dilim) kepekli ekmek Domates, salatalık (yağsız)
ARA ÖĞÜN 100 g (1 küçük boy) elma 3 çorba kaşığı yağsız yoğurt
ÖĞLE YEMEĞİ Salata (yağsız, sirke ve limon serbest) 6 çorba kaşığı etsiz sebze yemeği 200 g (1 su bardağı) yağsız yoğurt 6 çorba kaşığı kepekli makarna
ARA ÖĞÜN 200 g (1 su bardağı) yağsız süt 2 adet şekersiz kepekli bisküvi
AKŞAM YEMEĞİ Salata (yağsız) 1 kepçe domates çorba (kremasız) 90 g (3 köfte kadar) balık eti 4 çorba kaşığı etsiz sebze yemeği 25 g (1 ince dilim) esmer ekmek
ARA ÖĞÜN 100 g (1 küçük boy) elma 2 adet kepekli grissini 5-6 adet badem