Paylaş
YAZI DİZİSİNDE NELER OLACAK?
- YUMURTA KOLESTEROLE ZARARLI MI?
- TEREYAĞI KOLESTEROLÜ ARTTIRIR MI?
- BEYİN SALATASI, ARNAVUT CİĞERİ YİYELİM Mİ?
- KOLESTEROLÜ DÜŞÜRMEK İŞE YARIYOR MU?
- KOLESTEROL HAPLARI HASTA MI EDİYOR?
- DİYETLE DÜŞÜRÜLEBİLİR Mİ?
- STRES KOLESTEROLÜ YÜKSELTİR Mİ?
- KANSER-KOLESTEROL İLİŞKİSİ VAR MI?
- UZMANLAR NE DİYOR?
- HAPLAR CİNSEL GÜCÜ AZALTIYOR MU?
- BELLEĞİ ZAYIFLATIYOR, KARACİĞERİ, KASLARI YORUYOR MU?
Kolesterol in mi, cin mi? Yüksek kolesterol düşürülmeli mi, düşürülmemeli mi? Kolesterol azaltan ilaçlar kullanılmalı mı, kullanılmamalı mı? Bu ilaçların faydaları mı zararları mı daha fazla?
Soruları daha da çoğaltmamız mümkün. Yumurta kolesterolü yükseltiyor mu? Tereyağı kolesterolü arttırır mı? iç organların her biri birer kolesterol bombası mı? Ve daha pek çok kafa karıştıran soru… Kolesterol ilaçları siroz yapar mı? Kasları eritir mi? Belleğimizi bitirir mi? Cinsel gücümüzü sona erdirir mi?
Son zamanların en çok tartışılan sağlık konusu kolesterol yüksekliğinin tehlikeli bir şey olup olmadığı, düşürülmesi için ilaç kullanmanın ne derece doğru olduğudur. Önce hekimler, sonra da kolesterol sorunu olan veya olmayanlar, yani “sade vatandaşlar”, son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi burada da tam ortadan ikiye ayrılmış durumda. Bir taraf “kolesterol şifadır yüksek olmasının hiçbir ciddi olumsuz sağlık sonucu yoktur, kolesterol yüksekliğinin tedavisi filan gerekmez, tedavi için kullanılan ilaçlar zararlı olabilen moleküllerdir, konuyu ilaç sanayi gereksiz yere büyütmekte, ürettiği kolesterol haplarını satabilmek için halkı gereksiz yere korkutmakta, bu arada da doktorları - tabirimizi hoşgörünüz - bu işe alet etmektedir” şeklinde özetlenebilecek bir tavır içinde. Karşı taraf ise “bunların tam da tersine” inanıyor. Onlara göre “kolesterol yüksekliği bilinen en önemli damar düşmanlarından biridir, kolesterol fazlalığının damarlara vereceği zarar, bu fazlalığın ciddiyeti oranında belirginleşmektedir. Yüksek kolesterol seviyeleri hangi yaşta, hangi sağlık düzeyinde olursa olsun mutlaka düşürülmeli, makul seviyelere indirilmelidir.” Kandaki yüksek kolesterolün azaltılması gerektiğini savunanlar, “Bu amaçla kullanılan ilaçları yeterince tanıyor, yan etkilerinin neler olduğunu biz de biliyoruz, bu yan etkilerin de neredeyse tamamının ilaçları kesince ortadan kalkacağından da eminiz, zaten bu nedenle de kolesterolünün yüksek olduğunu belirlediğimiz herkese kolesterol haplarından birini tavsiye ediyor, reçetemize zaten bu nedenle yazıyoruz” diyorlar.
DURUM KARIŞIK MI KARIŞIK!
Bu tartışmaları gazete ve televizyonlardan izleyen Ayşe teyze ve Ali amcalarımız ise ciddi ölçüde şaşırmış durumdalar. Tartışmaları kolesterol sorunu olmadığı halde izleyenler “Acaba kullandığımız diğer ilaçlarda da böyle bir karmaşa olabilir mi?” diye ya da “Doktorların bize kullan diye verdikleri ilaçlar bize şifa mı, ceza mı veriyor?” diye endişe ediyor. Kolesterol yüksekliği saptanıp da bu ilaçları kullananlarsa iki farklı tavır geliştirmiş durumdalar. Bir grup “Ben doktoruma inanırım hapımı yutmaya devam ederim” derken, bir başka grup da “Ben bu ilaçları asla yutmam arkadaş” deyip ilacını bırakıyor. Doktoruna ayıp olmasın diye de ondan köşe bucak kaçıyor, kontrollerine bile gitmiyor!
İşin bir de “kardiyologlar cephesi” var ki en zor durum onlarınki olmalı. Çünkü kalp cerrahlarına koroner bypass cerrahisi uygulattıkları ya da kendi elleriyle bir veya birkaç stend taktıkları koroner kalp hastalarının başlarına bir şey gelmesinden korkuyorlar. Şu veya bu nedenle koroner anjiyo yaptıkları, koroner arterlerinde yüzde 50-60’a varan daralmalar saptayıp kolesterol hapı önerdikleri hastalarının geleceğinden ciddi biçimde endişe duyuyorlar. Dahası günlük mesailerinin neredeyse yarısını hastalarına “kolesterol ilaçlarını neden kesmemeleri gerektiği konusunda ikna çalışmaları yaparak” geçiriyor, zaman kaybediyorlar.
Bugünden itibaren birkaç gün size bu sayfalarda her iki tarafın görüşlerine de yer vererek kolesterol savaşları konusundaki son gelişmeleri aktarmaya çalışacağım. Bunu yaparken olabildiğince tarafsız kalmaya gayret edeceğim. Tabii ki benim de bazı düşüncelerim var. Müsaade ederseniz onları da açıklayacağım.
SİYASET VE SOSİS TARTIŞMALARI
Bu kısa dizinin kolesterol sorununun derdine derman olmayacağını, tartışmaları sona erdirmeyeceğini biliyorum. Dahası süregiden ve biraz da tadı kaçan atışma ve tartışmaları yeniden alevlendireceğinden bile endişe duyuyorum. Ama zararı yok, tartışmalar daima doğruyu daha kolay yakalamamıza yarayan fırsatlar yaratıyor. Herşeyin olduğu gibi tabii ki de tıbbın, tıbbi yaklaşımların, uyguladığımız ameliyatların, kullandığımız ilaçların sorgulanması gerekiyor. Yanlış olan belki şu: Bu tartışmalar konuyla hiç alakası olmayan ya da konu hakkında yeterli kadar bilgisi bulunmayan Ayşe teyzenin, Ali amcanın önünde değil de, tıbbi kongrelerde, sempozyumlarda ve yuvarlak masa toplantılarında yapılsa iyi olmaz mı?
Deneyimli gazeteci Sayın Mehmet Barlas’ın çok önceleri yayınlanmış bir yazısından aldığım küçük bir not var elimde. Bu cümleleri 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’den de duydum diye hatırlıyorum. Ünlü bir Alman siyasetçisine ait olduğunu zannettiğim notta kısaca şunlar yazıyor: Siyasetin de sosisin de nasıl yapıldığı halkın önünde tartışılmamalı! Ne dersiniz?
MUTLULUĞUMUZ BİLE KOLESTROLE BAĞLI
Kolesterol hayatın sırlarından biri. Yaşamsal bir madde. Örneğin beyin için olmazsa olmaz bir molekül. “Kolesterol olmasaydı” diyor Dr. Nezih Hekim, “nöronlar - sinir hücreleri büyüyemez, diğer nöronlarla ara bağlantılar kuramaz ve hızla ölerek yaşamlarına devam edemezlerdi. Vücut kolesterolünün yüzde 25’i beyin dokusunda bulunur. Beyin fonksiyonlarını yapabilmek için kolesterole muhtaçtır. Beynin kolesterol kaynağıysa kendisidir. Yiyeceklerle alınan ve bazı özel proteinlerle kana taşınan kolesterol kan beyin barajını geçemediği için beyin ve sinir sistemi tarafından kullanılamaz. İşte bu nedenle beyin dokusuna ait hücreler kendi ihtiyaçları olan kolesterolü kendileri üretirler”.
Gerçekten de kolesterol her doku ve organımızda, daha doğrusu her hücremizde var olması gereken bir madde. Hücre zarının temel yapı taşı. Kolesterol olmasaydı sadece beyindekiler değil, hiç bir hücremiz bütünlüğünü koruyamaz, yaşayamaz, hayatta olamazdı. Hücre zarlarının elastikiyeti, yapısal sağlamlığı önemli ölçüde kolesterole bağlıdır. Diğer taraftan kolesterol erkeklik ve kadınlık hormonlarının, yani seks hormonlarının ve stres hormonlarının yapımında kullanılan ana maddedir. Yaşamsal vitaminlerden biri olan D vitamininin üretiminde de kolesterol gerekir. Güneş ışınları cildin hemen altında yer alan özel bir kolesterol türevini etkileyerek D vitamini üretir. Safra yapımı için de kolesterol gerekir. Karaciğer kolesterol olmazsa safrayı üretemez. Safra üretilemediğinde, karaciğer tarafından bağırsaklara yeteri kadar safra gönderilemediğinde, bağırsaktan yağların erimesi de, hazmedilmesi de engellenir. Yukarıda da okuduğunuz gibi beynin ve sinir sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için kolesterole muhtacız. Dahası mutluluk hormonunuz serotoninin reseptörlerinin normal çalışabilmesi bile kolesterol sayesinde mümkün olabiliyor, yani mutluluğumuz bile bir ölçüde kolesterole bağlı! Kolesterol azalması belleğimizi zayıflatıyor. Kolesterolü düşen kişilerde ruhsal çökkünlük, gönül yorgunluğu, keyifsizlik, isteksizlik, bir başka deyişle depresif bir ruh yapılanması ortaya çıkıyor. Kolesterolün bağışıklık sisteminin bütünlüğünü sağlamada da işe yaradığı biliniyor. Ayrıca vücudun kendi kendini tedavi eden doğal iyileşme süreçleri de kolesterolle bağlantılı. Yaralanan, ezilen, kesilen dokularımız biraz da kolesterolün yardımıyla kendilerini tamir edebiliyor. Anne karnındaki bebeğin, doğan çocuğun, büyüyen gencin, orta yaşlının ve yaşlanan herkesin kolesterole ihtiyacı var.
Bunlar kolesterolün başarıları, iyi ve güzel yanları ama ne var ki vücudumuzdaki pek çok madde gibi (mesela kan şekeri gibi) kolesterolün de fazlası zararlı olabiliyor. Kanda aşırı kolesterol yüksekliği özellikle diyabet, hipertansiyon, vb. gibi bazı durumlarla birlikteyse damar duvarında kalınlaşmaya, plak oluşumuna, damar çapının küçülmesine, kan akışının engellenmesine yol açabiliyor.
Paylaş