Kırmızı etin fazlası zararlı

Fazla miktarda et tüketmek kanser riskini artırabilir ve ürik asit yükselmesine bağlı gut krizlerine neden olabilir. Özellikle yağlı etlere düşkünseniz, damar hastalıklarına ve kalp krizine davetiye çıkardığınızı da unutmayın...

Haberin Devamı

Dünya Kanser Araştırma Fonu’na bakılırsa aşırı kırmızı et tüketimi özellikle de salam, sosis gibi işlenmiş kırmızı et ürünlerinin fazlaca yenmesi kalın bağırsak kanseri riskini artırıyor.
Aynı raporda kırmızı et tüketiminin haftada en çok 500 gramla sınırlanması gerektiği belirtiliyor. Tabii ki bu miktarın tamamını bir anda değil, birkaç öğüne bölerek farklı günlerde tüketmeli. Ayrıca sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden de uzak durmalı.
Diğer taraftan kırmızı etin aşırı tüketilmesi halinde oluşabilecek sağlık sorunlarını kanıtlayan yayınların ardı arkası da kesilmiyor.
Son darbe Amerika’dan, yani etin en çok tüketildiği ülkeden geldi. Harvard’da yapılan bu araştırmaya göre her gün 100 gram kırmızı et yemek diyabet riskini yüzde 19 oranında artırırken, günde 50 gram sucuk, sosis ya da pastırma gibi işlenmiş et ürünü tüketmek bu riski 50’lere çıkarıyor.
Bunlar sadece araştırmalara dayanan rakamsal bilgiler.
Bana gelince... Her şeyin rakamlarla ifade edilebileceği, bedendeki her değişimin yüzdeler ve oranlarla açıklanabileceği kanısında değilim. Ama yine de bazı risklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini de düşünüyorum.
Şahsen ben insanların etobur değil otobur olduğunu düşünüyorum.
Daha doğrusu, sebzelere, bitkisel proteinlere ve meyvelere ağırlık vererek et tüketiminin sınırlanması gerektiği kanısındayım.
Çünkü genlerimizde bu derece fazla et tüketmek yok ve genlerimiz bu değişime ayak uyduramıyor.
Fazla miktarda hayvansal protein tüketmek bizi hasta ediyor, özellikle de damarların ve kemiklerin yaşlanma sürecini hızlandırıyor.
Fazla miktarda et tüketmek kanser riskini artırabilir ve ürik asit yükselmesine bağlı gut krizlerine neden olabilir.
Özellikle yağlı etlere düşkünseniz, damar hastalıklarına ve kalp krizine davetiye çıkardığınızı da unutmayın.

Haberin Devamı

BİR SORU
“Markalı” ürünler neden daha güvenli?

Pakete girmiş doğal ürünlerin bazıları sorunlu. Bu doğru bir bilgi. Doğru ama hazır gıda üretiminin gelişmesi ve sektör olarak büyümesi de bence iyi bir gelişme.
Bu olumlu değişim, bize yiyip içtiklerimizin tohumdan çatala kadar geçen süreçteki her aşamasını takip edebilme şansını veriyor. Yani, markalı, paketlenmiş, üretim yeri, tüketim koşulları, içeriği ve son tüketim tarihi belirlenmiş bir ürünü yiyip içmek; sokak satıcılarından, merdiven altı ya da bodrumlarda çalışan üreticilerin ürünlerini almaktan çok daha güvenli.
Elbette iyi izlenmesi ve üretim koşullarına özen gösterilmesi koşuluyla... Sağlıklı ve güvenli gıda tüketmek istiyorsanız, ambalajlı gıda maddelerini tercih edin. Açıkta tutulan gıdalardan, özellikle ambalajsız satılan ve dolayısıyla kirlenme olasılığı yüksek et, süt, tavuk eti gibi yiyeceklerden uzak durun.
Etiketleri okumadan hiçbir gıdayı kullanmayın. O gıdanın içeriğine, son tüketim tarihine ve ambalajın sağlam olup olmadığına dikkat edin.

Haberin Devamı

AKLINIZDA OLSUN
Gıdaları saklamak mühim bir ayrıntı

Gıdaları satın alırken gösterdiğiniz dikkati, onları muhafaza ederken de göstermelisiniz. Onları nerede ve nasıl sakladığınız da önemli birer ayrıntı.
Hangi gıda olursa olsun depolama yerlerinizi dikkatle gözden geçirmeniz yerinde olur. Pişirilmiş gıdaları saklamanız gerektiğinde bu işin oda ısısında mümkün olmayacağını aklınızdan çıkarmayın.
Depolama için buzdolaplarını ya da 10 derece altı sıcaklıklardaki soğuk ortamları kullanın. Ayrıca, gıdalarınızı iyice pişirin. Özellikle tavuk, sığır etleri, pastörize edilmemiş sütler, mutlaka en az 70 derece ve üzerinde dikkatlice pişirilmelidir. Donmuş kıyma, kırmızı et, balık ve tavuk etini pişirmeden önce tamamen çözülmesini bekleyin.
Çiğ ve pişmiş gıdaların birbiriyle temas etmemesine özen gösterin.
Özellikle et, tavuk ve balık pişirirken bu nokta çok önemli. Ayrıca çiğ tavuk ve kırmızı eti birbirine karıştırmayın. Çiğ et ve tavuk hazırlarken kullandığınız bıçak ve kesme tahtasını –eğer iyice temizlememişseniz– yeniden kullanmayın.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ
Neden kırmızı et olmadan olmaz?

Kırmızı etin fazlası zararlı, bu doğru. Tamam ama siz yine de doğru seçimler yaptığınız sürece kırmızı etin değerli bir besin olduğunu da unutmayın.
Hayvansal proteinlerin en değerlisi kırmızı ettir ve bitkisel proteinlerde bulunmayan aminoasitler içerir. Ayrıca, son derece önemli bir B12 ve demir kaynağıdır. Zaten ete kırmızı rengini veren de içinde bulunan bu demirdir.
Diğer taraftan, önemli bir enerji kaynağı olan Koenzim Q-10 ve önemli bir yapıtaşı olan karnitin kaynağı olarak da düzenli olarak et tüketmenizi öneriyorum.
Eğer bu değerli besini hayatınızdan tamamen çıkarırsanız birçok sağlık problemiyle karşılaşmanız kaçınılmazdır. Mesela unutkanlık, kansızlık, kronik yorgunluk ve uyku sorunlarınızın diyetinizin et açısından fakir olmasından kaynaklanıyor olması büyük ihtimal.
İster yetişkin, ister genç, ister kadın, ister erkek olsun, herkesin makul miktarda hayvansal protein tüketmesi gerekiyor. Ama suistimal etmemek kaydıyla.
Yaş ilerledikçe, başta et olmak üzere hayvansal proteinleri sınırlamalı, sofranın baş köşesine sebze, meyve ve bakliyatları yerleştirmeli.

Haberin Devamı

BANA GÖRE
Hangi kırmızı et?

Kişisel kanaatimi yine yazayım. Ben haftada 2-3 defa 100 gram kadar et yemenin zararı olmadığına inanıyorum.
Yediğiniz etin sadece miktarı değil orijinalliği hakkında da seçici olmanızda fayda var.
Mümkün olduğu kadar doğada özgür olarak yetişen, hormon verilmemiş, zararlı kimyasallara maruz kalmamış hayvanlardan elde edilen etleri tüketmeye çalışın.
Araştırmalar, otlaklarda özgür dolaşan hayvanların etlerinin sağlığa yararlı Omega-3 yağları açısından daha zengin olduğunu gösteriyor.
Hangi hayvanın etini yediğiniz de önemli.
Dana etini sığır etine, koyun etini ise dana etine tercih edin.

İYİ BİLGİ

Eti nasıl pişirmeli, nasıl yemeli?

Haberin Devamı

Kırmızı eti sebze ve yoğurt gibi besinlerle birlikte tüketerek bu besinin olası zararlarını hafifletmek mümkün. Etin yanında pilav yerine salata ya da cacık tercih edin.
Etin nasıl pişirildiği de son derece önemli. Araştırmalar, ateşte kızartılan, aşırı pişirilerek yanma derecesine getirilen kömürleşmiş etin kalın bağırsak kanseri riskini artırdığını gösteriyor. Tercihinizi, uzun süre düşük ısıda haşlanarak pişirilen et yemeklerinden, fırında hazırlanan güveç, tandır ve kuyu kebabı gibi seçeneklerden yana kullanın.
Buharda pişmiş etler de daha sağlıklıdır. Kemikli etleri tercih edin. Böylece daha fazla kollajen kazanırsınız. Et dendiğinde akla pirzola, bonfile gelir, halbuki parça etli bakliyat ve sebze yemekleri de bu değerli besin kaynağından faydalanmanın en sağlıklı yoludur.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları