Kime inanacağız

İstisnasız hepimiz, “iyi yaşayıp iyi yaşlanmak” isteriz.

Haberin Devamı

Ve yine hepimiz çok iyi biliriz ki bu hedefe ulaşmak, sadece ve sadece “mükemmel bir sağlık” yaklaşımı ile mümkündür. Bunun için de yine hepimiz farklı doz ve önem sıralarına koyarak “doğru, dengeli, yeterli, çeşitli beslenmeye; formda, zinde ve aktif olmaya; stresimizi doğru yöneterek huzurlu ve ruhlu bir hayat yaşamaya; kaliteli, derin ve dinlendirici güzel uykularla buluşmaya” gayret ederiz. Peki, bu hedeflere ulaşmak için nasıl bir yol haritası izleyeceğiz? Önümüze konan bilgilere ne oranda güveneceğiz? Daha da önemlisi kime inanıp kime güveneceğiz?

SORU ŞU
PROBLEM NE 

BİLİMSEL çalışmaların önümüze koyduğu “SAĞLIK TAVSİYELERİ”nin zaman zaman birbirleri ile ciddi ölçüde çeliştiğinin ben de farkındayım. Çelişkili bilgilerin en çok yoğunlaştığı alanların başında da “beslenme önerileri”nin geldiğini biliyorum. Ama şunu da biliyorum ki bu çelişkiler bundan önce de vardı, bundan sonra da hep olacak. Biz size yine dün “Kahvaltı kraldır” derken, bugün “Kahvaltıyla öğle yemeğini birleştirin, sabah erken kahvaltı alışkanlığından vazgeçin” diyebileceğiz. Ve yine hiç şüpheniz olmasın ki yarın yeniden “Kahvaltısız olmaz” iddiasıyla önünüze gelebileceğiz. Bu yaman çelişkinin birçok nedeni olsa da en önemlisi beslenme konusunda araştırma yapmanın zorluğudur. Peki, neden? Beslenme araştırmaları niçin bu kadar zor ve farklı sonuçlar veriyor?

Kime inanacağız

UNUTMAYIN
ARAŞTIRMALAR DA MANİPÜLASYONA AÇIKTIR

BESLENME araştırmalarının farklı sonuçlar vermesinin çeşitli nedenleri var. Öncelikle bilelim ki “beslenme-sağlık ilişkisi” araştırmaları “sabır, dikkat, özveri” yanında “güçlü bir ekonomik destek” ve “oldukça uzun bir zaman dilimine sabırla katlanmayı” gerektirir. Özellikle “ekonomi” bir numaralı faktördür. Araştırma için finans kaynağı bulmak hiç de kolay değildir. Bulunan kaynakların çoğu da “ürettiği gıdayı araştıran”, daha da önemlisi “o gıdayı parlatacak bilgileri” önümüze koymaya çalışan endüstriyel yapılanmalar, büyük şirketlerdir. Bu beklenti de ister istemez araştırmacılar üzerinde bir baskı yaratabilir. Hatta bazen manipülasyon nedeni bile olabilir. Neticede araştırmadan çıkan bilgilerin olumsuzluklarının saklandığı, olumlu yanlarının ise gereğinden fazla parlatıldığı bir süreç ortaya çıkar. Tabii ki mesele sadece finans ile de sınırlı değildir. Başka sebepler de her zaman söz konusu olabilir.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ
BESLENME ARAŞTIRMALARI KARMAŞIKTIR 

Haberin Devamı

BESLENME araştırmalarındaki zorluğun bir nedeni de insanların sürekli aynı şeyi yememeleridir. Siz örneğin, “fasulyenin faydaları” üzerine bir araştırmaya girişirsiniz ama araştırmaya katılan kişilerin yiyip içtikleri en azından mevsimlere göre bazı değişiklikler gösterir. Neticede de yiyeceklerin içindeki maddelerin birbirleriyle ve bedenle olan etkileşimleri elde edeceğiniz sonuçları ciddi ölçüde değiştirebilir. Diğer taraftan tükettiğimiz gıdaların içinde sadece hedeflediğimiz araştırmaları ilgilendiren moleküller de yoktur. Ayrıca araştırdığınız o gıdanın yapısı da zaman içinde önemli farklılıklar gösterebilir. Bitmedi! Önemli bir ayrıntı daha var: Genlerimizin kişisel farklılıklarımız nedeniyle o gıdalara verdikleri yanıtların da beklenenden farklı olması mümkündür.

Kime inanacağız

KÖTÜ HABER
SİZİ MEDYA DA YANILTIYOR OLABİLİR

BESLENME haberleri konusunda yaşadığımız problemlerin önemli nedenlerinden biri de geleneksel ve sosyal medyadaki bilinçli ya da bilinçsiz “yanlış değerlendirmeler”dir. Medyanın beslenme haberlerine özel bir ilgi duyması son derece normaldir. Ne var ki medya -özellikle sosyal medya- bu haberlerin “şaşırtıcı, kafa karıştırıcı ve öncekilerin üzerine çarpı atıcı” olanlarıyla daha fazla ilgilenir. En ufak bir şaşırtıcı sonucu araştırmanın içinden âdeta cımbızla çekip büyük puntolarla size ulaştırabilir. Çünkü medya için araştırmaların “bildik, tanıdık, beklenen sonuçları” değil “şaşırtıcı ve ezber bozan” olanları önemlidir. Bu nedenle tavsiyem medyada çıkan sağlık bilgilerini -buna benim yazdıklarım da dahildir- yaşam tarzınıza yerleştirmeden önce her zaman sıkı bir ön elemeden geçirmelisiniz.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ UYARI
BESLENME HABERLERİNE DİKKATLE YAKLAŞIN

YUKARIDA özetlemeye çalıştığım problemler nedeniyle medyada gördüğünüz, duyduğunuz, okuduğunuz her bilginin üzerine “cuup” diye balıklama atlamayınız. Bugünün doğrusunun yarının yanlışı, bugünün yanlışının yarının doğrusu olabileceğini lütfen unutmayınız. Beslenme konusundaki araştırmaların biraz da “mehter takımı” gibi yürüdüğünü, “iki ileri bir geri” kuralına uyduğunu da bir kenara not ediniz. Beslenme alanındaki araştırmalarıyla ünlü Harvard’lı hoca Dr. Walter Willett diyor ki: “Beslenme araştırmalarının sonuçlarını bilimsel araştırmalardan çok spor karşılaşmalarının sonucu gibi günbegün değişen medya haberlerine bakarak değerlendirirseniz işiniz zordur!

Haberin Devamı

Bu tavsiyeye ben şu cümleyi de mutlaka eklemek isterim: SADECE BESLENME ALANINDA DEĞİL SAĞLIĞINIZLA İLGİLİ HER ALANDA ÖNÜNÜZE KONAN TAVSİYELERİN HİÇBİRİNİN İLK VE SON UYGULAYICISI OLMAYINIZ.

Yazarın Tüm Yazıları