Bayramın ilk üç gününü "Güral Sapanca Wellness Park"ta geçirdim. Burada, bizim "sağlıklı yaşam" konseptlerimizin uygulandığı mükemmel bir "yaşam merkezi" var: Yaşasın Hayat Enstitüsü.
Bu enstitüde beslenme uzmanları ve aktivite danışmanları eşliğinde özellikle kilo yönetiminde yol gösterici çalışmalar yapılıyor. Bayram tatilinde de gördük ki fazla kilolu çocukların sayısı hızla artıyor, çocuk şişmanlığı konusu her geçen gün daha çok önem kazanıyor.
Bu konuda en önemli görev aileler ve okul yönetimlerine düşüyor. Eğer kilo artışına eğilimli veya fazla kilolu bir çocuğunuz varsa anne-baba olarak size düşen kolay ve etkili bazı önlemleri bilmelisiniz. İşte onlardan bazıları...
BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ
1. Her zaman masaya oturarak ve onunla beraber yemek yemeye çalışın. Yemekte onunla konuşun, sohbet edin. Yemek süresini bir beslenme eğitimi süresi gibi değerlendirin. Ama onu çok üzmeden. "Senin az yemen, kilo vermen gerekiyor" cümlesini unutun.
2. Siz de yemeği hızla yiyip bitirmekten kaçının. Hızlı yemek, sindirime fazla vakit bırakmaz. Doygunluk hissinin geç oluşmasına ve fazla gıda tüketimine neden olur. Çocuğunuza lokmaları iyice ve uzun süre çiğnemesini, yavaş yavaş yemesini öğretin.
3. Yemek sırasında televizyon izlemek gibi aktivitelerle ilgilenmeyin. Çocuğunuzun da bu aktivitelere yönlenmesine izin vermeyin. Yemek zamanı bir sohbet etme, keyif alma, karın doyurma, aileyle bir arada olma sürecidir.
4. Yağ ve şeker içeriği yüksek, kalori bombası besinleri evinizde bulundurmayın. Kızarmış patates, kurabiye, börek, çikolata ve şekerlemeler ile cipsler, gofretler, bisküvi kaplı çikolatalı şekerlemeler sabotajcı yiyeceklerdir.
5. Porsiyonları küçültün. Küçük porsiyonlar daha kolay kilo kontrolü sağlıyor.
6. Birlikte yemek yapmaya çalışın. Sanılanın aksine çocuklar yemek pişirmeyi severler. Sizinle birlikte sağlıklı beslenmenin püf noktalarını ve sağlıklı gıdaların nasıl hazırlandığını daha kolay öğrenebilirler.
7. Okulda da sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasını sağlayın. Bu konuda okul rehberlik servislerinden yardım alın. Öğretmeni ve okul yönetimi ile konuşun. Okul-aile birliği toplantılarında okuldaki aktivite ve beslenmeye yönelik önlemleri tartışın.
8. Fastfood besinleri azaltın. En fazla haftada bir gün ile kısıtlayın. Çocuğunuz bu besinleri seçtiğinde isteksiz davranın ve bu tavrınızın nedenini açıklayın.
9. Besinleri ceza veya ödül olarak kullanmayın.
10. Bütün aile fertlerinin katılabileceği aktiviteler düzenleyin. Yürüyün, yüzün, eğlenin, top oynayın, bahçe temizleyin, çim biçin, eğlenin.
11. Ev işlerinde size yardımcı olmasını sağlayın. Birlikte evinizi, onun odasını temizleyin.
12. Çocuğunuzu bir spor klubüne kayıt ettirin. Klüpteki düzenli sportif aktivitelerden birine üye yapın. Tenis oynamalarını, yüzmelerini, voleybol, basketbol öğrenip takımlarda yer almalarını sağlayın.
13. Televizyon ve bilgisayar başında geçirdiği saatleri azaltın. Özellikle bilgisayar oyunları ve DVD izlediği tembel saatleri sınırlayın.
14. Çocuğunuzda bir kilo problemi varsa önce bir uzman hekime danışın. Bu sorunun tıbbi temellerinin olup olmadığını araştırmadan ne diyete ne de egzersiz yoğunlaştırıcı önlemlere yönelmeyin. Doktorunuz bunları zaten planlayacaktır.
15. Çocuğunuza kesinlikle hazır, klişelenmiş ticari bir diyet uygulamayın. "Çocuk Obezitesi Merkezi" diye kılıflanmış ticari merkezlerden fayda aramayın. Doktorunuz ve onun birlikte çalıştığı bir beslenme ve bir aktivite uzmanından yardım alın. Çocuklar ve gençlerde kilo verme çalışmalarında beslenme kısıtlamalarından kaçının. Onların henüz büyüme çağında olduklarını unutmayın. Daha fazla harekete öncelik verin.
16. Unutmayın! Çocuklarınızın güzel ve lezzetli şeyler yemeleri, yeterli ve dengeli beslenmeleri ve fiziksel olarak aktif olmaları için onlara yardım etmek, onlar için yapabileceğiniz en iyi şeydir.
Çocuklarda D vitamini eksikliği çok önemli
Kalsiyum çok önemli bir mineraldir. Özellikle kemik ve dişlerin gelişiminde önemli görevler üstlenir. Çocuklara yeteri kadar kalsiyum kazandırmanın en kolay yolu onlara daha sık süt, peynir, yoğurt yedirmek ve fındık, susam badem gibi yağlı tohumlardan, kurutulmuş meyveler ve taze yeşil sebzelerden daha çok faydalanmalarını sağlamaktır.
Bebek ve çocukların büyüyüp gelişebilmeleri için kalsiyuma mutlaka ihtiyaçları var. Ne var ki yeterli miktarda D vitamini olmazsa, çocuklar kalsiyumdan faydalanamıyorlar. Özellikle bebeklerde kemik ve dişlerin güçlenebilmesi için D vitamini şart!
D vitaminin en fazla üretildiği yer ise cildimiz. Bunun için çocukların güneş ışığından faydalanmaları gerekiyor. Yani "güneş girmeyen eve doktor girer" deyimi çok doğru. Süt ve süt ürünlerinde, balıkta da D vitamini var. Çocuklarınızın yalnız kalsiyum değil D vitamini ihtiyaçlarını da karşılayıp karşılamadıklarına dikkat edin.
Bir şeker hastasının bilmesi gerekenler
Şeker hastalığı (diabetes mellitus), kontrol edilebilir ve yönetilebilir bir sorunudur. Bazı alışkanlıklar, şeker hastasının yaşantısını çok kolaylaştırır.
En önemlilerini sıralayalım:
Düşük kan şekeri (hipoglisemi) ve yüksek kan şekeri (hiperglisemi) tablolarını tanımak; bu durumlarla karşılaşıldığında ne yapılması gerektiğini bilmek;
Ne zaman ve hangi gıdaların tüketileceğini öğrenmek;
Kan şekerinin nasıl ölçüldüğünü ve nasıl kaydedileceğini bilmek;
İdrarda "keton" olup olmadığını (Tip I şeker hastaları için) kontrol etmeyi öğrenmek;
Yemek ve/veya fizik aktivite ile ilgili değişiklikler yapıldığında ensülin dozunu ya da yemek içeriğini nasıl ayarlayacağını bilmek;
Herhangi bir başka hastalık durumu ile nasıl başa çıkacağını öğrenmek;
Şeker hastalığında kullanılan tüm ürünlerin nereden temin edileceğini ve nasıl saklanacağını bilmek.
İkinci aşamada, şeker hastalığı nedeniyle uzun vadede ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının neler olduğunu öğrenmek ve bunlara engel olmak ya da geciktirmek için neler yapılabileceği konusunda bilgi sahibi olmak yer alır.
Bir şeker hastası, hastalığı ile ilgili bilgilerini sürekli güncellemelidir. Tıbbın en çok üzerinde durduğu, hakkında araştırma yaptığı ve yeni bilgilerle donandığı hastalıkların başında şeker hastalığı gelmektedir.
Pet şişeler tehlikeli mi
Geçtiğimiz yıllarda yapılan bazı araştırmalar pet şişelerin yapısında bulunan Bisfenol-A (BSA) maddesinin bazı sağlık zararlarının olabileceğini düşündürdü. Geçen yıl Cenevre’de yapılan bilimsel bir toplantıda Bisfenol-A’nın vücutta kilo almayı kolaylaştıran genetik yapılanmayı tetiklediğini düşündüren araştırma sonuçları yayınlandı.
Şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi. Bisfenol- A’nın kanserojen olabileceğini düşündüren işaretler var. Bu bilgileri yeni araştırmalarla teyit edilmesi gerekiyor. Ama daha şimdiden pet şişelerden özellikle bu malzemelerin kullanıldığı su kaplarından uzak durmakta yarar olabilir.
45’inden sonra gebelik doğru mu yanlış mı
Bütün kadınlarda 35 yaş civarında gebe kalabilme yeteneği ve doğurganlığın giderek azalmaya başladığı bilinmektedir. Ayrıca yaş ilerledikçe Down Sendromu gibi genetik hasarların ve gebelikte yaşanan komplikasyonların giderek arttığı da bir gerçektir.
Tüp bebek gibi yardımla üreme tekniklerindeki ilerlemeler 40’lı yaşlarda bile gebe kalabilme olasılığını artırmakla birlikte, buna güvenilmemesi gerekir. Birçok merkezde, 45’inden sonra hamilelik elde etme mucize gibi görüldüğünden, bu yaştan sonra tüp bebeğe hasta başvuruları reddedilmektedir. İleri yaşlarda verici yumurtası ile elde edilmiş gebelikler de vardır, ancak annede ciddi problemler oluşması ihtimali yüksektir. Dolayısıyla 45’inden sonra verici yumurtası bile tavsiye edilmemektedir.
Tarçınlı ayva tarifi
Şu ana kadar yayınlanan tüm tariflerinizi uyguluyorum, bu mevsime uygun hafif bir tatlı tarifi verebilir misiniz?
Sonbahar meyvelerinden biri olan ayva diyet yaparken tarçınla süslenebilecek lezzetli ve hafif bir tarifle sofralarınızda. Ayrıca meyve çayı olarak da ara öğünlerinizde kepekli bisküvi ile kullanabilirsiniz. 1-2 dilim ayvayı hazırladığınız bir bardak sıcak ıhlamur içinde ağzı kapalı olarak bekleterek hazırlayabilirsiniz.
Ayvanın çekirdeklerini çıkarıp; ister dilim dilim, ister küp küp doğrayın. Posa alımınızı artırmak için kabuklu olarak pişirin. Üstüne tarçın ve hindistan cevizini serpin. Fırında 200 derecede 15-20 dakika kadar pişirin. Ilık olarak servis yapabilirsiniz.