Kendinize iyi bakın

“Sağlığım her şeyden daha önemli”. “Sağlıktan daha değerli bir şey yok.” Hepimiz bu tür cümleleri sık sık tekrarlar, en değerli hazinemizin “sağlık” olduğunu dilimizden düşürmeyiz. Oysa bir “sağlıklı yaşam-iyi hayat” uzmanı diye düşündüğünüz ben bile sağlığıma iyi baktığımı söyleyemem!

Haberin Devamı

Bu bir “nezaket gösterisi” durumu filan değil. Düz ve yalın bir gerçek, net bir itiraf! Bana göre sağlığımızı pek ciddiye almayışımızın temel nedeni keyif veren şeylere düşkün yaratılmamız. Önemli bir sorun da şu: Akıl sağlığı, sağlıklı olma durumunu -maalesef- idrak edemiyor. Ne zaman ki sistemde bir arıza çıktı yani “hastalık hali” baş gösterdi akıl ancak o zaman sağlığın değerinin farkına varıyor. O da sadece kısa bir süre! Sonrasında işler yine eski bozuk düzene geri dönüveriyor.
Ne iyi ki son yıllarda basın yayın organları sağlık konusuna daha çok yer vermeye başladılar. Ve ne iyi ki sağlık-hastalık mevzuları eskisinden daha sık konuşulup tartışılıyor. Çünkü işin uzmanları da istatistiksel veriler de aynı şeyleri söylüyor: Modern tıp çok önemli başarılar elde etti ama hastalıkları iyileştirmek söz konusu olduğunda gücü hâlâ sınırlı.
TIP NE KADAR GELYŞTY?
Bu bilgi sizi çok şaşırtmasın. Her ne kadar “kanser önleniyor”, “kalp damar hastalıklarının sonu geliyor”, “şeker hastalığına çare bulundu”, “tansiyonun aşısı geliştirildi” gibi iç rahatlatıcı haberleri sık sık duysanız da bunların çoğu şimdilik sadece tasarım halinde. En iyi ihtimalle de laboratuvar çalışması aşamasında. Mesela kanser sorununu dikkate alınca görüyorsunuz ki kansere yakalandınız mı işiniz hâlâ çok zor. Birkaç kanser dışında tedavi yönünden elde edilmiş ciddi bir başarının var olduğunu söylemek hâlâ çok güç.
Yşte bu nedenle işinizi tıbba havale etmek yerine kendiniz yapmalı, sorumluluğu bizzat kendiniz üstlenmeli, hastalanmamaya gayret etmelisiniz. Eğer doğru beslenip düzenli egzersiz yapar, iyi uyup stresin dozunu kontrol altına alır, mutluluk ve huzura odaklanırsanız, iyi bir hayat sürmeyi “temel amaç” haline getirebilirseniz kalp hastalıklarından da, kanserden de, diğer kronik sağlık sorunlarından da ciddi ölçüde korunabileceğinizi gösteren yüzlerce çalışma var elimizde.
Yşte bu nedenle sağlıklı bir hayatın ilk adımı kendinize iyi bakmanızdır. Kendine iyi bakmak söz konusu olduğunda da en büyük kapı beslenmeye açılıyor. Beslenme çok ama çok önemli bir konu...

Sadece vitamin yutmak yetmez!

Haberin Devamı

Sağlıklı beslenmek denince aklınıza hemen vitamin ve mineraller geliyor ama doğru bir yaklaşım değil. Protein yağ ve karbonhidrat oranı iyi dengelenmiş (süt, yoğurt, et, balık, tavuk, fasulye, nohut, sebze, meyve, tahıl) ve iyi çeşitlendirilmiş, enerji içeriği ihtiyaca göre belirlenmiş, biyoritme uygun bir beslenme planı uygulamak sağlığımızı korumanın ilk adım olmalı. Bu beslenme planı mutlaka vitaminler mineraller ve antioksidanlarla da zenginleştirilmelidir.
Vitamin, mineral ve antioksidanlar çok önemli besin unsurları. Onlar olmadan olmaz! Sağlığımızı koruyamaz, hastalanırız. İhtiyaç duyduğumuz kadar vitamin, mineral ve diğer “mikro” besin unsurlarını bedenimize kazandırmalıyız.
Ayrıca şu nokta da çok önemli: Bu “mikro” besin unsurları bize sadece eksikliklerine bağlı hastalıklardan korunmamız için lazım değiller. Son zamanlarda bu mikro besin unsurlarından daha sık söz edilmesinin sebebi onların sağlığı korumada üstlendiği çok özel ve ekstra işlevleridir.
Bedenimizin üretemediği ve mutlaka dışarıdan almamız gereken bu maddeler, farklı noktalarda farklı işlevler üstlenerek sağlığımızı sürdürmemize yardımcı oluyor. Bu nedenle her biri çok ama çok önemli.

Haberin Devamı

En güçlü antioksidanlar hangileri

Zaman zaman aksini söyleyen birkaç çalışma yayınlansa da genel olarak vücudunuzun antioksidan gücünün artması haline kalp damar hastalıklarında daha iyi korunacağınız, kansere karşı müdafaa gücünüzü daha iyi hale getireceğiniz, daha iyi yaşlanacağınız, artrit ve benzeri eklem problemlerinden, bellek kayıplarından daha iyi korunacağınızdan hiç şüpheniz olmasın.
Daha çok antioksidan kazanmak istiyorsanız daha fazla ve daha sık sebze ile meyve tüketin. Mümkünse en renklilerini yemeye çalışın. Saf meyve sularından faydalanmanın yollarını arayın. Domates ve karpuzdaki kırmızı mucize likopen de yine bir antioksidandır. Kiraza, üzüme renk zenginliği kazandıran proantosiyanidinlerin de her biri mükemmel antioksidanlardır. Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün ama siz bir sebze-meyvenin ne kadar doğal (hatta organik) taze renkli ise o kadar çok antioksidan deposu olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Bakliyat yerken bile renkli olanlara öncelik tanıyın. Beslenme uzmanları bir bardak dolusu kırmızı fasulyede en az bir bardak kırmızı şarap kadar antioksidan olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

B6 zengini besinleri biliyor musunuz?

Tüm yiyeceklerde bir miktar B6 vitamini bulunur ancak B6 vitaminden en zengin besinler bira mayası, havuç, tavuk, yumurta, balık, kırmızı et, bezelye, börülce, ıspanak, ayçiçeği tohumu ve ceviz olarak sayılabilir. Diğer B6 vitamini içeren besinler avokado, muz, fasulye, brokoli, esmer pirinç, bulgur gibi tüm tam tahıllılar, lahana, kavun, mısır, patates ve soya fasulyesidir.

Yazarın Tüm Yazıları