Paylaş
Beslenme tarzımız ve besin seçimlerimizin çok önemli belirleyiciler olduğunu fark ettik, bazı besinlerin “kansersavar” bazılarınınsa “kansersever” olduklarını öğrendik. Ama kanser tehdidi sadece beslenme ile önlenebilecek veya çözüm-lenebilecek bir sorun değil.
Köklü bir önlem planı için “kansersavar” bir yaşam tarzı oluşturmak ve ısrarla uygulamak gerekiyor. Bu konuda Dr. Evren Altınel oldukça güzel bir özet yapmış. İşte o özet. Teşekkürler Dr. Evren Altınel...
Tüketin!
- Süt ürünleri, yumurta, tavuk, balık ve kırmızı et seçiminizi yaparken doğal ürünler olup olmadığına bakın.
Dengeli beslenin
- Beyaz unu, omega6 kaynaklarını (ayçiçeği, mısır ve soya yağı, margarinler, hidrojenize yağlar) azaltın.
- Omega3 kaynaklarını (balık, kabuklu deniz ürünleri, ceviz, zeytinyağı, koyu yeşil yapraklı sebzeler) artırın.
- Zerdeçal, yeşil çay, soya, taze ve mevsime uygun sebze ve meyve tüketimini artırın.
- Musluk suyunu (karbon filtresi ya da ters ozmoz yolu ile) filtre etmeden kullanmayın.
Hareket edin
- Günde 30 dakika tempolu yürüyün.
- Güneşi kaçırmayın. D vitamini sentezi için uygun saatlerde 10 dakika kremsiz güneşlenin.
Huzur arayın!
- Yoga, meditasyon, tai chi gibi disiplinleri deneyin.
- Acı, öfke yaratan anılarınızla hesaplarınızı kapatın.
- Duyularınıza (korku, üzüntü, umutsuzluk, öfke dâhil) kulak verin.
- Duygusal yüklerinizin kendi içinde bir düzen oluşturmasına göz yumun.
- Çözemeyeceğiniz sorunlar için hayıflanmayı bırakıp çözebileceklerinize yoğunlaşın.
- Hayatınızda, duygu ve düşüncelerinizi, şüphe ve kaygı duymadan paylaşacağınız bir kişi olsun.
BİR ÖNERİ
Kansersavar alışkanlıklar edinin
Hepimiz, yaklaşık 150 farklı türü bulunan, uzun ve yorucu tedavi yöntemleri ile günümüz tıbbını en çok zorlayan hastalıkların başında gelen kanserle mücadelenin birinci koşulunun erken tanı olduğunda hemfikiriz.
Öte yandan kanserden korunmak ya da tedavi sırasında ve sonrasında bedeni güçlü tutmak için en ufak olumlu davranışı bile göz ardı etmemekte yarar olduğunu da unutmamak gerektiğini düşünüyorum.
Uzak durun!
- Cildinizin alüminyum ile temas etmemesine dikkat edin.
- Kullandığınız kozmetik ürünlerin (şampuan, saç boyası, oje, parfüm gibi) paraben, ftalat (özellikle DBP ve DEHP) içermediğinden emin olun.
- Tarım ilaçları, böcek öldürücü maddeler gibi kimyasallardan uzak durun.
- Bakım ürünlerinizin östrojen ya da plasenta hormonları içerip içermediğini kontrol edin.
- Temizlik ürünlerinin içeriğini (alkilfenol) inceleyin, kimyasallara dikkat edin.
- Kuru temizlemeden gelen giysilerinizi havalandırın.
- Yeni satın aldığınız giysilerinizi bir kez yıkamadan kullanmayın.
Dr. Evren ALTINEL
Paylaş