Kalp krizini önleyebilirsiniz

Koroner arter hastalığı sonucu gelişen kalp krizlerini önlemek koruyucu tıbbın çok başarılı olduğu alanlardan biridir. Bunun nedeni, koroner damarları tıkayıp daraltarak kalp krizlerine yol açan sorunların çoğunun yönetilebilir veya değiştirilebilir olmasıdır.

Kalp krizi risklerinin en önemlileri kolesterol, kan şekeri ve kan basıncının yüksek olması, tütün mamullerinin (sigara, puro, pipo veya nargile fark etmiyor) kullanılması, kilo fazlalığı sorununun mevcudiyeti, aktivitenin azlığı, fazla alkol tüketilmesi, yoğun, tekrarlayıcı stresler, endişe, korku, öfke ve hiddet atakları ile birlikte giden sıkıntılı bir yaşamın ısrarla sürdürülmesidir. Homosistein fazlalığı, fibrojen ve C-reaktif protein yüksekliği de risk faktörleri arasında gösteriliyor ama bunların önceki risklere oranla ne kadar önemli olduğu konusunda bir fikir birliği söz konusu değildir.

Dikkat edilirse bunların hepsi yönetilebilir risklerdir. Hangilerinin, kimlerde ve ne oranda etkili oldukları değişmektedir. Bazılarında hipertansiyon, şeker, stres, bazılarında alkol ve sigara önemlidir. Ancak, genel olarak öncelikli risk faktörleri kolesterol yüksekliği, kan basıncı yüksekliği, kan şekeri yüksekliği, kilo fazlalığı ve hareketsizliktir. Bununla birlikte söz konusu faktörlerin ayrı ayrı veya bir arada bulunmaları risk oranlarını ciddi düzeyde değiştirilebilmektedir.

KİMLERİN RİSKİ YÜKSEK

Koroner kalp hastalığı ve kalp krizi risk faktörlerini yönetmede herkesin dikkatli olması gerekiyor. Eğer babanız veya erkek kardeşiniz 50-55 yaşından önce, anne veya kız kardeşiniz 60-65 yaşından önce kalp krizi veya koroner kalp hastalığı geçirmiş ise daha dikkatli olmanız şart! Ayrıca kardeşleriniz, anne-baba, dede ve nineleriniz, yakın akrabalarınız arasında kalp krizi geçirenler ya da erken yaşta koroner kalp hastalığına yakalananların sayısı fazlaysa riskinizin daha yüksek olduğunu hatırlatalım.

DOKTORUNUZU DİNLEYİN

Son yıllarda, modern tıp yeniden asıl görevlerine yani hastalıkları tedavi etmek kadar, oluşumlarını engelleme, önleme, gelişimlerini yavaşlatma, geciktirme, en azından kontrol altında tutabilmeye yeniden önem veriyor. Bu yeni yaklaşımda (aslında bu yeni bir yaklaşım değil, Hipokrat ve İbn-i Sina’nın tıp anlayışıdır) hastalara da ciddi görevler düşüyor. Doktorların önerdikleri yaşam tarzı değişimlerini dikkatle uygulayan ve bunları hayatının bir parçası haline getirmeyi becerenlerde başarı şansı yükseliyor. Unutmayın! Kolesterolünüzü düşürmek, kan basıncınızı optimal seviyelerde sürdürmek, kilonuzu ve stresinizi yönetmek, sigaradan alkolden uzak, aktivitesi bol bir hayat sürmek kalbinize iyi gelir.

7 günlük uzun yaşam diyeti: İkinci gün

Bir bardak su

Kahvaltı:

Bir dilim siyah kepekli ekmek ve az yağlı lor peyniri ve 1 tatlı kaşığı reçel ya da bal

1/2 bardak taze yaban mersini veya 1 kase çilek veya portakal dilimleri

Türk kahvesi veya filitre kahve

Vitamin takviyesi

(Başrolde tam-tahıllar var.)

Ara Öğün:

Salatalık, domates, maydanoz gibi çiğ sebzeler

30 gr. lor peyniri

Öğle Yemeği:

Tam buğday ekmeği ile birlikte 90 gr. ton balığı, yeşil salata ile hazırlanmış sandviç

Elma

Limon dilimli soda

(Sebzeler, meyveler ve tam tahıllar başrolü üstlenirken, ton balığı proteini yardımcı rol oynuyor.)

Ara Öğün

Bir top kaymaklı dondurma

Akşam Yemeği

180 gr. tavuk göğüs eti (2 bonfile dilim) baharatlarla tatlandırılmış

Domates soslu, tam buğday unundan makarna

Buharda pişmiş havuç

Elma tatlısı

Bir kadeh kırmızı şarap, su

(Protein başrolde)

Bel fıtığı hastalarında fizik tedavinin süresi ne kadardır

Fizik tedavi ve rehabilitasyon birlikte yapılıyor. Hastanın bu birleştirilmiş tedaviyi 20 veya 25 gün boyunca tekrarlaması gerekiyor. Seansların her biri 45 dakika sürüyor.

Hastanın tedavi sürecinde ya da sonrasında yapmaması, dikkat etmesi gereken şeyler var mı?

Tedavi aşamasında hastaya tam istirahat veriyoruz. Tedavi sonrasında da hastaya evde yapacağı egzersizleri öğretiyoruz ve kademeli olarak yürüyüş yapmasını öneriyoruz. Bu yürüyüşler ilk başta 20 dakika ile başlıyor sonra yavaş yavaş artıyor. Yürüyüşlerin düz yolda yapılmasını istiyoruz. Yokuş çıkıldığında bele binen yük daha fazla oluyor. Sabah akşam verilen egzersiz programlarının da uygulanmasını istiyoruz.

Brokoli güneşin zararlarını azaltıyor

John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir çalışma brokolide bulunan Sulforafan’ın güneşin ultraviyole ışınlarıyla oluşan cilt hasarlarını azalttığını gösterdi. Yeni tamamlanan bu çalışmanın sonuçlarına göre sulforafan ultraviyole ışınlarının ciltten emilmesini önlüyor. Bir çeşit güneş koruma faktörlü krem fonksiyonu üstleniyor. Brokolinin bu etkisi antioksidan ürünlerin güneşe bağlı cilt hasarlarını önlemedeki etkinliğinin bir kanıtı gibi değerlendiriliyor. Antioksidan gücü yüksek olan ciltlerde çevresel yaşlanmaya bağlı sorunlara daha az rastlanıyor.

Beyin gece daha iyi çalışıyor

Avustralya’nın güçlü akademik kuruluşlarından Adelaide Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma akşam ve gece saatlerinde öğrenmenin daha kolay olduğunu ortaya koydu. Bu durumun nedeni tam olarak bilinemiyor ama beyinde ortaya çıkan hormonal değişiklikler ve bioritim ile ilgili olabileceği ileri sürülüyor. Hava karardığında beynin daha iyi çalıştığını gösteren bu araştırma öğrenme güçlüğü çekenler için yararlı olabilecek gibi görülüyor.

n Klinik Psikolog İlknur Yılmaz

Testosteron takviyesi kadınlarda işe yarar mı

Cinsel isteksizlik sorunu erkekler kadar kadınlar için de önemli bir problemdir. Bu sorunun kadınlarda yaygınlığı sanıldığından daha yüksektir. Testosteron erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da sağlıklı bir seks için temel hormondur. Kanda testosteron seviyesi düşen kadınlarda seks isteğinde ani bir azalma görülür. Bazı çalışmalarda testosteronun vajinal uyarılma üzerinde etkili olabileceği gösterilmiştir. Testosteron eksikliği düzeltilen kadınlarda cinsel hassasiyetin arttığı ve görsel uyarıcılardan etkilenmenin çoğaldığı belirlenmiştir. Eğer cinsel isteksizliğinizin bir probleme dönüşmekte olduğunu hissediyorsanız doktorunuzla testosteron eksikliği hakkında konuşmanızda yarar var.

İlaç içmek şakaya gelmez

İlaç kullanmak bilgi ve dikkat ister. Doktorunuzun reçetenize yazdığı her ilacın etki ve yan etkilerini, en uygun kullanım şeklini öğrenmeniz gerekiyor. Bazı ilaçların aç karınla, yemekle birlikte veya tok karınla alınmaları ilacın etkinliğini artırıyor veya yan etkilerini azaltıyor. Bazı ilaçlar yiyeceklerle birlikte alındığında etkinlikleri azalıyor. İlaçların mutlaka belirli aralıklarla alınmaları gerekebiliyor. Bir kısım ilaçların sadece gece alınmaları halinde faydalı olabileceği biliniyor. İlaçların alkolle birlikte alınması tavsiye edilmiyor. Eğer bir ilacı sıvı ile birlikte içecekseniz en uygun olanının su olduğu belirtiliyor. Bazı ilaçlar bazı ilaçlarla birlikte kullanılmıyor, kullanınca yan etkiler ortaya çıkabiliyor. İlaçları mutlaka kendi orijinal kutularında muhafaza etmek, güvenilir ilaç kutularında saklamak, kullanılmayan veya tarihi geçmiş olanları tuvalete dökmek, kutularından çıkararak çöpe boşaltmak, onları daima uygun koşullarda ve belirtildiği şekilde saklamak, kutularını kapalı tutmak onlardan alınabilecek yararları artırıyor, karşılaşılabilecek zararları azaltıyor.

Ağrı kesicilere dikkat

"Parasetamol" yani "asetaminofen" içeren ağrı kesici ve ateş düşürücüler ülkemizde çok yaygın kullanılıyor. Eczanelerimizde satılan ilaçlardan 100’e yakınının içinde bu madde var. Parasetamol aslında güvenlik sınırı iyi, yan etki olasılığı düşük olan bir ilaç. Bununla birlikte ağır karaciğer hasarı dahil olmak üzere toksik etkileri de olabilen bir ilaç olduğu unutulmamalı. Özellikle, çocuklara bu ilacı vermeden önce mutlaka doz ve kullanım süresi konusunda bir çocuk hastalıkları uzmanından bilgi alınmalı.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Kalça ve bel bölgemde fazlalıklar var, yaza kadar hızlı bir şekilde bunlardan kurtulmak istiyorum. Ne yapabilirim?

Diyetler sizi aceleye getirmesin

Hızlı kilo verdiren diyet modasının rüzgar gibi estiği şu günlerde sağlıklı ve doğru zayıflama kurallarını bir kez daha hatırlatalım:

n Zayıflama diyetleri kilo vermeye ve kaybedilen kiloları geri almamaya yöneliktir.

n Sadece tek bir besin (örn. greyfurt suyu) veya tek bir yemek (örn. lahana çorbası) seçerek zayıflama diyeti uygulamayınız.

n Hap veya yoğun şeklinde kullanılan ürünlerle zayıflamak beslenme alışkanlıklarınızı ve sağlığınızı bozar.

n Sağlıklı zayıflamak istiyorsanız diyetiniz enerji ve besin öğeleri yönünden yeterli, dengeli ve çeşitli olmalıdır.

n Diyetlerinizin mutlaka bir diyetisyen tarafından hazırlanmış veya önerilmiş olmasına dikkat edin.

n Diyet; kişinin ağız tadını bozmayacak şekilde, sosyo-ekonomik durumuna uygun, yaşam tarzına adapte edilmiş şekilde, esnek olmalıdır. Adını bile duymadığınız yiyecekleri yemek zorunda kalmak hızlı zayıflamak anlamına gelmez.

Makarna yemeyi çok seviyorum. Ekmek yerine makarna yenebileceğini biliyorum ama nasıl tavsiye edersiniz?

Makarnayı nasıl yemeliyim

Çok güzel bir soru. Karşımda beslenme programını düzenli uygulayan ve arada çeşitliliği sağlayabilmek için araştıran, merak eden biri olduğunu anlıyorum. Günlük ekmek tüketiminizi azaltarak eşdeğer ölçüde makarna ile yer değişikliği yapabilirsiniz. Hatta kepekli makarnayı tercih ederseniz glisemik indeksi düşürmüş olacaksız. Hadi gelin bir de bunun içine öyle şeyler ekleyelim ki o glisemik indeksi yüksek olan şişmanlatacak diye korktuğumuz makarna daha masum hale gelsin...

n Sebzeli sos: Közlenmiş patlıcan, haşlanmış fasulye, pişmiş havuç (sadece 2-3 dilim), kırmızı biber, biraz da brokoli, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, nane, karabiber.

n Yoğurtlu sos: 2 yemek kaşığı haşlanmış mercimek, 2-3 yemek kaşığı az yağlı yoğurt, 1 diş sarmısak, nane, kırmızı pul biber.

n Peynirli sos: 1 kibrit kutusu az yağlı beyaz veya kaşar peyniri ve 2 yemek kaşığı yağsız lor (makarna sıcakken ilave edin), kekik, kırmızıbiber.

n Salçalı sos: Salça, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 1 rendelenmiş domates, 1 yeşilbiber, 1 diş sarmısak (günlük et hakkınızdan azaltarak sosa kıyma ilave edebilirsiniz).