Kalp damar hastalıkları bir kadın hastalığı olmak üzere

Kalp-damar hastalıkları ile ilişkili sağlık sorunlarının önemini biliyoruz. İyi bildiğimiz bir diğer gerçek daha var: Kalp-damar hastalıkları ile ilişkili ölümler erkeklerde azalıyorken, kadınlarda artıyor.

20-30 yıl önce bir ‘erkek hastalığı’gibi görünen koroner kalp hastalığı bir kadın hastalığı sorunu haline dönüşmek üzere. Bu üzücü ve tehlikeli gelişmenin nedenlerini ve çözümlerini merak ediyorsanız bu yazıyı dikkatle okumalısınız!

RİSK DERECENİZİ BİLİYOR MUSUNUZ?

3YÜKSEK RİSK: Yeni geçirilmiş kalp krizi öyküsü veya şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi ağır bir sağlık sorunu olanlar.

3 ORTA RİSK: Metabolik sendrom, kalp hastalığına karşın erken işaretleri olumlu (eforla gelen göğüs ağrısı, kalp ritim bozuklukları), kolesterol yüksekliği, sigara içmek, hipertansiyon gibi çok sayıda risk faktörüne sahip olmak, aile büyükleri, ikizi veya kardeşinde kalp hastalığı mevcut olmak.

3 DÜŞÜK RİSK: Metabolik sendroma, bir ya da birkaç risk faktörüne sahip olmak.

3 OPTİMAL RİSK: Kalp sağlığını koruyan bir yaşam tarzı sürdürmede herhangi bir risk faktörü taşımamak.

SİGARA VE STRES EN ÖNEMLİ NEDENLER

Sigara içen kadın sayısındaki artış birinci etken.. Son 20 yılda erkekleri her alanda yakalama savaşı veren kadınlar, sigara içme konusundaki gayretlerini biraz abarttılar. Sigara bağımlılığı kadınlar arasında hızla yayılırken, erkeklerin çoğu sigarayı bıraktı ve sigara düşmanı haline geldi.

Stres kadınlar için de önemli bir sorun halinde. Özellikle çalışan kadınlar ciddi bir ‘zaman baskısı’altındalar. Çalışan kadınlar her gün yaklaşık bir saatlerini ev-iş arasında harcıyorlar. Bütün gün çalışıp bitkin bir halde evlerine döndüklerinde gündelik ev işlerini yapmak, çocuklarının okul ödevlerine yardım edip akşam yemeğini hazırlamak onların bedensel ve ruhsal yorgunluğunu arttırıyor. Zaman baskısı dışındaki stresler de önemli: İş yeri stresleri, sosyal yapı ile ilişkili stresler, ekonomik sorunlara bağlı stresler ve daha pek çok şey kadınları stres bombalarına dönüştürüyor.

Günümüz kadını kötü besleniyor, az hareket ediyor. Bu iki olumsuz gelişmenin bileşkesi ise kalbin en önemli düşmanı fazla kilolar...

KADINLAR ŞİŞMANLIYOR

Kilo fazlalığı ve şişmanlık sadece çalışan kadınların değil, ev kadınlarının da önemli bir sorunu. Kilo fazlalığı sorunu doğumları takiben başlıyor, menopoz döneminde önlenemez bir yükselişe geçiyor. Sonrasında şişmanlığın tetiklediği kalp düşmanı sorunlar kapıyı çalmaya başlıyor: Metabolik sendrom, hipertansiyon, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, şeker hastalığı.

MENOPOZ TEHLİKEYİ ARTIRIYOR

Menopoz dönemine yönelik sağlık önlemlerinde kadınlar hálá yeterince duyarlı değiller. Günümüz kadını ne yazık ki, menopozla birlikte kolesterol yüksekliği sorununun sıklaştığının farkında bile değil. Menopozu; sadece doğurganlığın bitmesi, terlermeler, ateş basması ve cinsel hayatın sonlanması gibi algılıyor. Menopoz döneminin daha kolay kilo aldırarak, östrojen hormonunun kolesterol baskılayıcı etkisini kaldırarak kalp-damar hastalığına davetiye çıkardığını bilmiyor. Kemik kırılganlığının ne durumda olduğunu her yıl özenle kontrol ettirip mamogramlarını zamanında itina ile yaptıran ama ciddi bir kalp kontrolünü hala yaptırmayan pek çok kadın var!

ÖNLENEBİLİR BİR PROBLEM

Kadınların kalp hastalığını yaşamının doğal bir parçası gibi görmeleri de şaşırtıcı. Araştırmalar çoğu kadının kalp-damar hastalıkları ve buna bağlı sağlık sorunlarını yaşlanma süreçlerinin doğal bir sonucu olarak gördüğünü gösteriyor. Kadınlar kalp hastalığını pek sahiplenmiyor. ‘Annelerinin hastalığı’olarak görmeye devam ediyor. Neredeyse her kadın göğüs kanserine yakalanabileceği endişesini taşıyor. Ama çoğu kadın kendisine kalp hastalığını asla yakıştırmıyor, prostat hastalıkları gibi bir ‘erkek hastalığı’olarak düşünüyor. Ailelerine erken yaşta kalp krizi geçiren kadınların çoğu bunu strese, üzüntüye bağlıyor. Herhangi bir kalp kontrolü ya da testi için doktoruna başvurmuyor, sigarayı bırakmayı, fazla kilolarından kurtulup daha‘light bir hayat’yaşamayı asla düşünmüyorlar. Kalp ile ilişkili testleri sürekli erteliyor.

Biz doktorların yaklaşımları da yetersiz ve duyarsız. Menopoz dönemine yaklaşan kadınlarda kemik kırılganlığı artışı, meme kanseri veya romatizmal sorunlara ilişkin yaptığımız uyarıları, kalp-damar hastalıklarına ilişkin uyarıları yeteri kadar önemsemiyoruz. Menopoz dönemi sağlık sorunlarını aktarırken kalp-damar hastalıklarının birincil ve acil önemini vurgulamayı unutuyoruz.

YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR!

Sorunun yaşamsal önemi büyük ama küçük ve zarif yaşam değişikliklerinin çok etkili sonuçları var: Sigarayı bırakmak, fazla kilolardan kurtulmak, sağlıklı bir beslenme planı yapıp düzenli egsersizlere hemen başlamak, stresi kaynağından kurutmak, daha keyifli, dingin, neşeli, eğlenceli bir hayat tarzı oluşturmak... Zaman baskısını azaltıp hayatın hızını birazcık yavaşlatmak, endişeyi, korkuyu, uykuyu kontrol altında tutmak, doktorunuzun düzenli sağlık kontrollerine kalp-damar hastalığı ile ilişkili olanları da koyduğundan emin olmak...Kolesterol, trigliserid, homosistein, kan şekeri seviyesini takip altında tutmak ...Kan basıncını izleyip ellili yaşlardan sonra (özellikle yüksek riskli biri iseniz) ileri tanı testlerinden yararlanmak ve daha pek çok kolay ve küçük şeyin sizi bu önemli sağlık sorunundan koruyacağını, riskinizi azaltacağını unutmayın.

Unutmayın

RİSK FAKTÖRLERİ:

Metabolik sendrom, sigara kullanmak, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, hipertansiyon, kilo fazlalığı ve şişmanlık, düşük bedensel aktivite, stres düzeyi yüksek bir yaşam tarzı, ailede erken yaşlarda ortaya çıkan kalp-damar hastalığı sıklığı.

KETEN TOHUMUNDAN YARARLANIN

Keten tohumları kalbi koruyan bir Omega-3 yağ asidinin doğal depolarıdır. Kalp damar hastalığı riskini azaltan, kan basıncını azaltıp diyabet, kabızlık ve menopoz sorunlarını azaltan Alfa Linolenik Asit keten tohumunda bir miktar bulunmaktadır.

Bir yemek kaşığı keten tohumu 8 gramdır ve 1800 mg omega-3 yağ asidi içerir. Günde 1 veya 2 yemek kaşığı keten tohumu tozu almak yeterlidir. Keten tohumunun sağlığa olan faydalarından yeterince yararlanmak için öğütülüp toz haline getirildikten sonra kullanılması önerilmektedir. Doğrudan kullanımda sindirilmeden atılabilir.

Toz keten tohumunu taze olarak kullanın! 4 aydan daha uzun süre bekletecekseniz buzdolabında saklayın. Öğütülmemiş keten tohumunu bir yıldan daha uzun süre saklayacaksanız koyu renkli cam kavanozlarda tutun ve ağzını sıkıca kapatın. Toz keten tohumunu pişirmede ve fırınlamada da kullanabilirsiniz. Yoğurt, bal veya kahvaltı gevreklerine ilave edebilir, salatalarınıza ekleyebilirsiniz. Keten tohumunuzu 1-2 çay kaşığı ile başlayıp miktarı yavaş yavaş arttırmanızda yarar var...Keten tohumu kullanımına doktorunuzun onayını alarak başlayın. Aşırı miktarlarda kullanmaktan kaçının. Bazı romatizma ilaçları (steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar) ve kanı sulandıran ürünler ile etkileşmesi de mümkündür. Gebelerin, süt verenin ve meme kanseri öyküsü bulunanların kullanmaması önerilmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları