Çalışma hayatının hergün biraz daha stresli hale geldiği doğru. Stresin iş başarısını engelleyen en önemli nedenlerden biri olduğu da iyi biliniyor.
İş hayatında stres bir ölçüye kadar faydalı bulunuyor ama o ölçüden fazlası iş ilişkilerini bozuyor, dikkati dağıtıyor, verimi azaltıyor, başarısızlığa sebep oluyor.
İş yeri kaynaklı stresi azaltmanın kolay bazı yolları var. İşte onlardan bazıları...
Masa başı tatilleri önemli: Stres yönetimi uzmanları ofisinizde sandalyenizi ve masanızı terk etmeden yapacağınız kısa tatillerin yararlı olabileceğini belirtiyor. Yapacağınız şey son derece basit: Gözlerinizi kapatın, yavaş ve derin nefes alarak kendinizi kısa bir tatile çıkarın. Tatili kum, güneş, denizle mi, dağda kayak yaparak mı geçireceğinize siz karar verin. Dalgaların sesini dinleyin, denizin kokusunu içinize çekin ya da iliğinize kadar işleyen soğuğu hissedin.
Bir oyuncak edinin: Masanızda bir el egzersiz aleti, bir tenis topu ya da iki adet uzak doğu işi stres metali bulundurun. Gergin olduğunuzda bunlarla oynayın, egzersiz aleti ya da tenis topunu sıkıştırın. Kas hareketlerinin ve bu esnada artan dolaşımın strese iyi geleceği belirtiliyor.
Derin derin nefes alıp verin: Yavaş, uzun ve sakin nefesler alıp verin. Havayı burnunuzdan çekin, ağzınızdan son derece yavaş bir şekilde boşaltın. Derin bir nefes aldıktan sonra onu içinizde 5 saniye kadar tutun ve sonra yavaş yavaş bırakın. Bu işlemi arka arkaya 5-6 kez tekrarlayın.
Sosyal bağlarınızı çoğaltın: Çok sıkıştığınız zamanlarda eşinizi, çocuklarınızı, arkadaşlarınızı ya da uzun zamandır fırsat bulup bir "alo" diyemediğiniz anne-babanızı arayın. Onların sesleri, duyguları, güçleri size iyi gelecektir.
Limon kolonyası deyip geçmeyin: Masanızda bir limon kolonyası değilse bile limon veya elma gibi kokulu bir meyve bulundurabilirsiniz. İş ortamınızın kokusu ruhsal gerginliğinizi azaltıp çoğaltabiliyor. Araştırmalar, stresin aromaterapiden yani kokuların gücünden çok etkilendiğini ortaya koyuyor. Vanilyalı kokular, portakal-çikolata karşımı kokular, okaliptüs kokusu, limon, ylang ylang kokusu stresi yatıştırıyor.
Müzik stresi zayıflatıyor: İş yerlerinde çalınan hafif müziklerin stres yükünü azalttığı belirtiliyor. Özellikle hafif müzikler, meditasyon amacıyla geliştirilmiş dalga, su, yağmur seslerinin bulunduğu sesleri içeren müzikler bir stres temizleyicisi gibi çalışıyor. Tersine gürültülü ortamların ses kirliliğine ve stresi yükseltmeye yol açabileceği de aklınızda olsun.
Listelemek doğru bir alışkanlıktır: Stresin en önemli etkeni zaman baskısıdır. Zamanınızı iyi yönetebilirseniz, stresiniz azalacaktır. Bunun iki yolu var. Biri programınızı gevşetmeniz, diğeri liste yapmanızdır. Liste yapmak sadece günlük işleri sıralamak anlamına gelmiyor. Öncelikleri belirlemek, lüzumsuz olanları ayıklayıp çöpe göndermek gerekiyor. Yapılacak işler listesine çok fazla madde koymamak da önemli.
Espri yapmak iyi geliyor: Uzmanlar, ciddi, asık suratlı, salt iş odaklı çalışanların yoğun olduğu iş yerlerinde stresle mücadelenin daha zor olduğunu belirtiyor. Dozunda ve zamanında yapılan espriler, güzel fıkralar, sürprizler ve bazen güçlü bir kahkaha sadece gergin kasları değil gergin ortamı da yumuşatabiliyor. Gülmek vücuda daha fazla oksijen girmesini sağlıyor, beyni dinlendiriyor, kan basıncını düşürüyor.
Boş zamanları artırmak gerekiyor: İşiniz ne kadar önemli olursa olsun mutlaka bir zaman aralığı yaratmaya çalışın. Bu zaman aralıklarını yeni işler için değil arkadaşlarınızı aramak, diğer çalışanlarla sohbet edip gırgır yapmak, masadan kalkıp dolaşmak hatta mümkünse çıkıp biraz hava almak için kullanın. Yanınızda çalışanları dinleme fırsatı olarak da değerlendirmeniz mümkündür.
İşyeri dostluklarınızı geliştirin: İşyerinde dost bir çevre oluşturmak, iyi ve güvenli ilişkiler kurmak stres yönetimini kolaylaştırıyor.
İş yeri stresi sağlığınızı etkileyen ve yaşam kalitemizi yönlendiren en önemli faktörler arasında yer alıyor. Yukarıdaki 10 maddeye daha yenilerini de eklemek mümkün. İyi bir hayatın ölçülü ve yönetilebilir bir stresle sağlanabileceğini lütfen unutmayın.
Sadece yediklerinize değil içtiklerinize de dikkat edin
Yeni bulgular kilo sorunundaki artışın arkasında gözden kaçmış bir problemin yatabileceğine işaret ediyor: Aşırı içecek tüketimi! North Carolina Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmada Amerikalıların bir günde tükettikleri toplam kalorinin 1965’te yüzde 12’si içeceklerden geliyorken, bu rakam 2002’de yüzde 21’e, son birkaç yılda da yüzde 30’a yükselmiştir. Alkollü içeceklerin tüketimindeki artışın önemli bir nedeni, özellikle sosyal toplantılarda bu içeceklerin daha fazla içilmeye başlanmasıdır. Ayrıca araştırmanın sonuçlarına göre yüzde 100 meyve suyu veya meyve suyu konsantrelerinin tüketimindeki artışın da etkisi vardır. Araştırma sonuçları, özellikle çocukluk yaşlarında ve 40’lı yaşlar sonrasında tüketilen içeceklerden kazanılan kalorilere dikkat edilmesi gerektiğini belirtiliyor. Eğer kilonuzu daha kolay yönetmek istiyorsanız içeceklerden kazandığınız kalorileri dikkatle izlemenizi öneriyoruz. Bir bardak kolalı içeceğin 100-120, meyve suyunun 150 kaloriye kadar enerji verebileceğini, bir bardak şarapta ortalama 80, bir duble rakı veya viskide 300’e yakın kalori bulunabileceğini hatırlatalım.
Hafta sonu diyeti
Hafta sonlarında diyetim bozuluyor, bu nedenle her pazartesi kilo almış bir şekilde diyete yeniden başlıyorum. Bunu önlemek için ne yapabilirim?
Pazartesinden cumaya kadar belirli bir tempo içinde çalışıp, hem fiziksel hem de zihinsel anlamda yorulmuş bir şekilde hafta sonuna giriyoruz. Rahatlamış bir şekilde başlanan hafta sonunu daha da keyifli bir hale getirmek için beslenme alışkanlıklarınızda ufak tefek(!) değişiklikler yapmak kaçınılmaz bir aktivite belki de. İşte bu günlerde menüler daha çok çeşitlenirken, kalori alımında ve öğün saatlerinde diyeti olumsuz yönde etkileyebilecek durumlar ortaya çıkabiliyor. Diyet yaparken hafta sonu keyfinizi kaçırmaya hiç gerek yok. İşte size iki önemli öneri;
Geç kahvaltı: Güne geç başlamış olabilirsiniz. Kahvaltınızı çeşitlendirip (1 dilim daha fazla ekmek, 1 adet yumurta, 1 tatlı kaşığı reçel gibi) ara öğünlerinizi atlamadan akşam yemeğine geçebilirsiniz.
Yüzde 80/yüzde 20 kuralı: Bu kurala göre kalori alımınızda yapacağınız ufak artışları egzersiz yaparak dengelemeye çalışın. Tabii ki bu 3-4 saat egzersiz yapıp koca bir dilim pastayı yemeniz anlamına gelmiyor. Bir kadeh şarap veya bir ince dilim kek sizi mutlu eden kalorileri barındırıyorsa bu tercihinizin ardından 30 dakikalık fiziksel bir aktiviteyi (yürüyüş, bahçe işleri, bisiklet) mutlaka uygulayın. Diğer günlerdeki beslenme alışkanlıklarınızı yüzde 80 oranında devam ettirip, diyetinizde olmayan bir yiyeceğe yüzde 20 oranında izin vermek size iyi gelecektir.