Paylaş
Peki kimdir, nedir, neyin nesidir bu homosistein? Kısa özeti şu: Homosistein metionin aminoasidinden enzimatik değişiklikle oluşan bir ara madde. Oluşumunu takiben ya yeniden metionine geri dönüşmesi ya da glutatyonun aracılığıyla metabolizmada kullanılması gerekir.
Homosisteinin metionine dönüşebilmesi için folik asit ve B12 vitaminine ihtiyaç var. Glutatyon aracılığıyla kullanılabilmesi için ise B6 vitamini gerekli.
Bir kişide homosistein fazlalığı söz konusu olursa akla önce bu üç B vitamininin eksikliğinin gelmesi de zaten bu temel bilgilerden kaynaklanıyor.
Homosisteini kontrol altında tutabilmek için de her gün düzenli olarak besinlerle B6, B12 ve folik asit (B9 vitamini) kazanmamız gerekiyor. Peki bu işin doğal bir çözümü yok mu? Var! Peki nerede? Mutfakta! Nasıl mı? Buyurun...
YUMURTALI ISPANAK SALATASI NE YAPIYOR?
Yaş 40’ı geçince homosisteini dikkatle izlemek, 10’dan hele hele 12’den yüksek değerlerde B12, folik asit ve B6 vitamini değerlerini de gözden geçirmek lazım.
Metil desteği sağlayan bu üç vitamin dışında diğer metil vericilerden de yararlanmamız mümkün. Homosistein yüksekliğinden kurtulabilmek için ille bir takviye yutmak zorunda da değilsiniz. Çözümü mutfağınızda hazırlamanız da mümkün.
Mesela harika bir yumurtalı ıspanak salatası! Ispanak pişirilmeden çiğ olarak yendiğinde mükemmel bir folik asit ve B6 kaynağı. Eğer bu salataya birkaç parça peynir ve biraz da haşlanmış yumurta ekleyebilirseniz yeteri kadar B12 kazanabilirsiniz.
Ispanaktaki demir, koenzimQ10, kalsiyum ve diğer doğal mucizeler de yanınıza kâr kalır!
PiLAV, PATATES VE MAKARNA NASIL TÜKETİLMELİ?
“Ben pilavsız, patatessiz, makarnasız yapamam” diyor ama “kilo da almamak” istiyorsanız şu 5 tavsiyeyi dikkate alın...
1- Çok değil az pişirin.
2- Sıcak değil soğuk yiyin.
3- Mümkünse bir protein zengini besinle (yoğurt, peynir, et, balık, deniz ürünleri, yumurta) değerlendirin.
4- Sebzeli olanları tercih edin.
5- Yağda kızartmayın ve aşırı yağ, krema eklemeyin, aynı öğünde ekmek ve tatlı tüketmeyin.
LAHANADAN DAHA İYİ FAYDALANMAK İÇİN NE YAPMALI?
Sülforafan çok güçlü bir kanser savaşçısı. Sülforafan içeren besinler kömür ateşinde kızartılmış et/kebap gibi besinlerle yendiğinde et/kebapta ateşte yanma nedeniyle oluşabilecek kanserojenlerle bağlantılı bir kanser tipi olan kolon kanserinden korunmanıza destek olabiliyor.
Bunun bir anlamı da şu: Eğer mangal keyfi yapacaksanız, etleri, tavuk kanatlarını tabii ki bildik kurallara dikkat ederek pişirin ama masanızda turp, lahana salatası/turşusu ve karnabahar salatasına da yer açın.
Ama şu bilgiyi de bir kez daha not edin: Lahana veya karnabahardaki sülforafandan faydalanmak istiyorsanız onları hemen pişirmeyin. Önce küçük parçalar halinde doğrayın veya ayırın. 30-40 dk. bekleyin. Sonra isterseniz çiğ, isterseniz pişirip yiyin. Bunu yapmazsanız “mirosinaz” enzimi serbestleşemiyor. Bu enzim olmayınca da “sülforafan” üretimi olmuyor.
HANGİ KURUYEMİŞ?
- PROTEİN BAKIMINDAN EN ZENGİN OLANI BADEM: 30 gram bademde 6 gram kadar protein bulunuyor.
- BADEM AYNI ZAMANDA İYİ BİR KALSİYUM KAYNAĞI: 30 gram badem günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayabiliyor. Bademin tam bir manganez bombası olduğu da biliniyor. Yarım çay bardağı kadar badem günlük manganez ihtiyacının yarısını karşılıyor.
- E VİTAMİNİ ZENGİNİ FINDIK: 30 gram fındık günlük E vitamini ihtiyacınızın neredeyse yarısını karşılayabiliyor. Fındıktaki proteinin kalitesinin yüksek olduğunu ve fındığın aynı zamanda demir zengini bir besin olarak tanımlandığını da hatırlatalım.
- EN ÇOK OMEGA-3 CEVİZDE VAR: Ceviz folik asit ve magnezyum zenginliği ile dikkat çekiyor.
- ANTEP FISTIĞI MÜKEMMEL BİR GAMMA TOKOFEROL KAYNAĞI: Gamma tokoferol ciddi bir kanser savaşçısı. Özellikle akciğer kanserinden korunmada işe yarayan doğal bir E vitamini formu.
Paylaş