Paylaş
Hemen belirteyim: Bu bize bağlı bir gelişme. Sonbahar ve kış başı böyle bir olasılık mümkün ama tedbirler gevşetilmez hatta eylül ortalarından başlayarak geçici olarak yine kısa süreli bir sıkılaştırma dönemi uygulanırsa, ikinci dalga ihtimali tabii ki söz konusu olmaz.
Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’nın bu yönde bir çalışma yapacağı da kesin. Eğer biz rehavete kapılmazsak, ciddi bir ikinci dalga tehlikesi yaşamayabiliriz.
Nedeni şu: Bilinçlendik, nelerin doğru veya yanlış olduğunu öğrendik, ilk dalgaya göre daha antrenmanlı ve eğitimliyiz. Bunlar çok önemli avantajlar...
Kısacası, ikinci bir dalga gelecek diye korkmayalım, ruhumuza depresif duygular yüklemeyelim. Ama yaz boyunca da tedbirli ve bilinçli olalım...
OKUR SORUSU: ‘BU İŞ BİTTİ BİTİYOR’ DİYEBİLİR MİYİZ
HAYIR, bitmiyor. Kolay kolay da bitmeyecek, bitmez.
Vaka sayısının azalması sevindirici olsa da sayının sıfıra inmesi bile salgının sonlandığı anlamına gelmez.
Çünkü bu bir pandemi. Çünkü bu bulaş gücü çok yüksek bela bir virüs. Vaka sayıları çok küçük rakamlara inebilir ama olsa olsa bilinen kış gribinden daha şiddetli, ama şimdikinden daha kolay yönetilebilen bir kış enfeksiyonuna dönüşür. Orta şiddette ve hemen her kış ufak tefek de olsa salgınlar şeklinde olmayan bulaşlar yaparak bizimle birlikte olmaya devam eder.
Kısacası, güçlü bir aşı ve etkili ilaçlar bulunana kadar rahatlamamak bu nedenle önemli bir ayrıntı.
NOT ALIN: 5 SORUDA VİRÜS GERÇEKLERİ
SORU 1: VİRÜSÜN GÜCÜ AZALDI MI?
Öyle görünüyor. Sahada çalışan sağlıkçılar eskisi kadar ağır vakalarla karşılaşmadıklarını söylüyorlar. Kısacası görüntü bu yönde.
SORU 2: BULAŞMA SEYREKLEŞTİ Mİ?
Evet! Bunda hem virüsün güç kaybetmesi, hem vaka sayısının azalması hem de alınan önlemler etkili gibi görünüyor. Zaten Sağlık Bakanı da virüsün bulaşma ve yayılma gücünü gösteren R0 değerini 0.56 olarak açıkladı.
SORU 3: TEDAVİ KOLAYLAŞTI MI?
Kısmen! Ama yine de eskisi gibi tedaviye direnen problemli olgular mevcut. Genel gözlem ise son günlerde hastanelere eskiye oranla daha hafif vakaların geldiği ve tedavinin daha yüz güldürücü neticeler verdiği yönünde.
SORU 4: YAZIN İKİNCİ DALGA OLUR MU?
Yukarıda da açıkladım, sanmıyorum. Ben dalga değil de ihmale ve rehavete bağlı küçük kabarmalar bekliyorum. Dalga benzeri büyük kabarmalar sonbahar ve kış başında olabilir diye düşünüyorum. Ama o da yine bize bağlı.
SORU 5: YAZ TATİLİ NASIL OLACAK?
Her zamankinden farklı bir yaz tatili biz bekliyor. Eskisi gibi kalabalık ortamlar oluşturulmayacak. Düğünlerde, sünnet törenlerinde, akşam keyiflerinde çok ama çok dikkatli davranılacak. Kısacası daha tedbirli, yine maskeli ve mesafeli bir yaz bizi bekliyor. Ve bu yazı, eski yazlara oranla sorumluluk bilinci içinde geçirmek zorunda kalacağız... Ama yazın keyfini de kaçırmak yok. “Sağlık olsun!” deyip yazın tadını çıkarmaya devam edeceğiz.
RİSKMETRE: VİRÜS EN ÇOK NEREDE KAPILIR
* Kalabalık ve dar sokaklarda.
* Alçak tavanlı ve kalabalık marketler, bakkallar, AVM’ler ve bankalarda.
* Kötü havalandırılmış AVM’lerde, özellikle de AVM tuvaletleri ve soyunma kabinlerinde.
* Kalabalık parklarda, çocuk oyun alanlarında.
* Açık kat planlı kalabalık işyerleri/ofisler/asansörlerde, kalabalık toplu taşıma araçlarında.
* Hastane acil servislerinde.
* Sosyal mesafe kurallarının ıskalandığı düğünlerde, sünnet törenlerinde, konserlerde, stadyumlarda, ibadethanelerde.
SAUNA VE SICAK BANYO VİRÜSÜ YOK EDER Mİ
NE sıcak bir banyo almak, ne de saunada aşırı sıcakla terlemek virüs bulaşmasına, daha doğrusu COVID-19 hastalığına engel olmaz. Tersine, banyolarda bulaşmayı kolaylaştırabilecek pek çok tuzak (kapı kolu, musluk vs) bir arada bulunur.
Dolayısıyla banyoları güvenli alanlar olarak kabul etmemeli, hijyenik önlemleri oralarda da maksimumda sürdürmeliyiz. Kaplıca ve benzeri halka açık banyolara gelince: Riskin buralarda daha yüksek olduğu kesindir.
Paylaş