Virüsler bunların en önemlileri. Hepatit yapabilen birçok virüs var. Hepatit B virüsü bunların en tehlikelilerinden biri. Bu virüs ile oluşan hepatitler daha kolay kronikleşiyor. Hepatit B’ye bağlı kronik hepatitlerin neredeyse dörtte biri siroza yakalanıyor. Ayrıca yine bu hastalardan bir kısmında karaciğer kanseri ortaya çıkıyor.
KORUYUCU AŞIYI YAPTIRINUzmanlar Türkiye’de her yüz kişiden en az 5’inin Hepatit B virüsü taşıdığını belirtiyor. Bu virüsü taşıyanların yüzde 5’inde ise Hepatit B kronikleşiyor. Hepatit B virüsüne karşı aşılanmak mümkün. Aşının koruyucu gücü son derece yüksek. Özellikle bizim gibi virüsün yaygın olduğu ülkelerde sağlıklı insanların korunması için aşılanması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı son yıllarda bu konuya büyük önem vermeye başladı. Aşılanan insanların sayısı arttıkça Hepatit B tehlikeli bir sağlık sorunu olmaktan çıkacak. Eğer imkánınız varsa en kısa zamanda Hepatit B virüsü taşıyıp taşımadığınızı, Hepatit B virüsüne bağışıklığınızın olup olmadığını anlamak için bir kan testi yaptırın. Eğer bu kan testinin sonuçları virüs taşıyıcısı olduğunuzu gösteriyorsa telaşlanmayın, bir gastroentoloji uzmanından yardım isteyin. Eğer virüs taşıyıcısı değilseniz ve virüsü bağışıklık sağlayan antikorlara sahip olduğunuzu gösteren işaretler yoksa hemen bir Hepatit B aşısı programına dáhil olun. Hepatit B aşısını nasıl ve nerede yaptıracağınız konusunda doktorunuzdan ya da eczacınızdan bilgi alabilirsiniz.
TAŞIYICILAR NE YAPMALI
Altı ay veya daha uzun süre Hepatit B virüsünü kanında taşıyanlar "Kronik Hepatit B virüs taşıyıcısı" olarak nitelenmektedir. Bu durum halk arasında "gizli sarılık" olarak da tanımlanmaktadır. Aslında bu yanlış bir tanımlamadır. Bu insanların çoğunda ne sarılık ne de karaciğer fonksiyonlarında bozulma vardır. Kronik Hepatit B virüs taşıyıcısı olan kişiler bu virüsü belirsiz bir süre boyunca taşıyacaktır ve başka bireylere bulaştırmak açısından kaynak oluşturacaktır.
Hepatit B virüsünün etkilediği organ karaciğerdir. Kanında Hepatit B virüsü belirlenenlere karaciğer fonksiyon testleri yapılmalı, normal sınırlarda ise yılda 2-3 kez tekrarlanmalıdır. Karaciğer etkilenmediği sürece bu durum hastalık olarak kabul edilmemektedir. Kişi normal yaşamını ve aktivitesini sürdürebilir ancak gereksiz ilaç, özellikle de ağrı kesici kullanımı ve aşırı alkol alımı kısıtlanmalıdır. Karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma olması durumunda ise doktoruna danışmalıdır.
Başka bireyleri korumak için ise kan bağışında bulunmamalıdır. Cinsel partnerinin Hepatit B virüsü ile karşılaşıp karşılaşmadığını anlamak için test yaptırmalıdır. Eğer karşılaşmadıysa aşı uygulanmalı, bağışıklık gelişinceye kadar geçen sürede cinsel partneri ile birlikte olurken korunmalıdır. Diş tedavisi veya cerrahi girişim yapılacaksa doktorunu uyarmalıdır. Tırnak makası, jilet, diş fırçası gibi kişisel bakımda kullanılan araç gereçleri kendisine özel olmalı, başkaları kullanmamalıdır. Hamilelik söz konusu ise bebeği korumak için doğumdan sonra alınacak önlemler için doktoruna danışmalıdır.
Hepatit B virüsü yaygınlığı geleceğimizi tehdit ediyor. Bu tehdide karşı daha çok bilgilenmek ve aşılanmak gerekiyor.
Bazı ilaçlar saç döküyorSaç dökülmesi yaygın problemlerden biri haline geldi. Özellikle kadınlar saç dökülmesini çok ciddi bir estetik sorun olarak kabul etmeye başlayınca, çözüm için üretilen ürünlerin sayısında da tam bir patlama oldu. Bu ürünlerin bir kısmı etkili, bir kısmı değil.
Doğru ürün satın alabilmek için mutlaka bir dermatologdan fikir almak gerekiyor. Diğer taraftan altta yatan temel sorun çözülmedikçe bu ürünlerden kalıcı bir fayda da beklememek gerekiyor. Son yıllarda saç dökülmesini kolaylaştıran önemli bir faktörün de varlığı dikkati çekiyor: İlaçlar.
Sık kullandığımız bazı ilaçlar saç dökülmesini hızlandırabiliyor. Bunlar arasında akne ilaçları, kanı sulandırıcılar, trigliserid düşürücüler, antideprasanlar, hatta gut hapları bile var.
Yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan betablokerlerin, doğum kontrol haplarının, menopozda kullanılan hormon desteklerinin, kortizon içeren ürünlerin de saçları dökebileceği biliniyor. Ağrı kesici olarak kullanılan naproksen ve indometasin içeren ürünlerin tiroit haplarının hatta bazı mide ilaçlarının da saç dökebileceği belirtiliyor. Eğer saçlarınızda başka nedene bağlanmayan bir dökülme başlamışsa kullandığınız ilaçları gözden geçirmenizde ve doktorunuzla konuşmanızda yarar var.
Çalışan kadın ve gebelikBirçok kadın hamilelik planladığında veya hamile kalır kalmaz çalışmayı bırakır. Aslında doktor tarafından çalışmasına engel tıbbi bir gerekçe yoksa hamileler işlerine devam edebilirler. Gebeliğin son ayına kadar çalışmak, hamilelerin kendini hem moral hem de fiziksel olarak daha iyi hissetmesine de yarayabilir. Buna istisna olarak çok stresli işlerde çalışanlar, çalışma saatleri düzensiz veya değişken vardiyalı çalışanlar, aşırı beden gücü gerektiren işlerde çalışanlar; örneğin sporcular, zararlı kimyasal üreten fabrika veya işyerinde çalışanlar, aşırı yüksek sesli ve gürültülü ortamda çalışanlar, uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işlerde çalışanlar, hamilelik planlarını gözden geçirmeli, hamile kaldıysa başka bir departman veya başka bir işyeri arayışına girmelidirler.
Çalışmaya devam eden hamileler ise, gebeliğin gerektirdiği ölçüde ve sıklıkta beslenmeye, dinlenmeye, egzersiz ve kontrollerini aksatmamaya özen göstermelidirler.
Benim kanıma göre ise, çalışan anne adayı doğuma yorgun girmemelidir. Gerek doğuma ve gerekse lohusalık dönemine enerji biriktirmelidir. Özellikle doğum sonrası uykusuz geceler ve emzirme gibi faaliyetlere bedenini hazırlamalıdır. Bu nedenle son güne kadar çalışmaktan vazgeçmeli, doğumdan önce makul bir süre, doğuma ve bebeğine konsantre olmak için zaman ayırmalıdır.
DİYET GÜNLÜĞÜBaşlamak için 5 adım
32 yaşındayım ve ortalama 10 kilo vermem gerekiyor. Hayatımda ilk defa diyet yapacağım. Bilinçli bir başlangıç nasıl yapabilirim? 3) Hafta sonu aktiviteleri diyetinizi bozmaz: Diyet uygularken zorlanılan önemli noktalardan biri sosyal ortamlardır. Diyetiniz hafta sonu aktiviteleri, akşam davetleri gibi sosyal ortamlarda da sürdürülebilir. Önemli olan günlük kalori alımınızın bu günlere özel olarak planlanmasıdır.
4) Kahvaltınızı mutlaka yapın. Diyetinizin gün boyu başarılı bir biçimde devamının en önemli anahtarı aslında elinizde. Yapacağınız 200-300 kalorilik bir kahvaltı özellikle gün boyu alınan kalorinin dengeli bir şekilde dağılmasına siz fark etmeden yardımcı olacaktır. İçerik olarak glisemik indeksi düşük seçimlere birkaç örnek; meyve, yoğurt ve fındık ile hazırlanmış bir kase, az yağlı krem peynir sürülmüş bir dilim kepekli ekmek 3-4 adet zeytin ile.
5) Uyguladığınız beslenme ve egzersiz planı günler içinde yüzde 80 oranında başarı gösteriyorsa sağlıklı alışkanlıklar hayatınızın bir parçası olmaya başlamış bile. Birçok insan diyet uygularken uygulamadaki "serbestler/yasaklar" başlığı altındaki önerileri siyah ve beyaz olarak algılamakta, kilo verme sürecinde kendini baskı altında hissetmektedir. Siz bu önerileri gri olarak değerlendirerek uygulamalarınızda emin adımlarda ilerleyebilirsiniz. Her gün 20 dakika egzersiz yapmak, porsiyonlarınızı çeşitlendirmenin keyfine varmak, tam yağlı süt-yoğurt tüketimini yarım yağlı seçenekler ile değiştirmek ufak ama önemli değişikliklerdir.
Ilımlı egzersizler yoğun bir egzersizden daha etkiliÇok kalori harcamak her zaman çok yağ yakmak anlamına gelmiyor. Fiziksel aktivite yaptığınızda kaslarınız enerji üretmek için vücudunuzdaki yağ ve karbonhidratları kullanıyor. Ancak egzersiz yoğunluğu artırıldığı zaman kaslar enerji kaynağı olarak yağlardan çok kandaki glikozu kullanıyor. Dolayısıyla daha hızlı koşan biri daha çok kalori yakabiliyor ama daha az yağ eritiyor. Özellikle aerobik egzersizlerle yağ yakmak imkánı daha da azalıyor.
Prostat kanserinden korunmak içinDaha sık domates, salça, ketçap yiyin.
Günde 1-2 bardak yeşil çay için.
Sağlıklı kilonuzu koruyun.
Düzenli olarak yürüyün.
Aktif bir hayat sürün.
Yıllık sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin.
Daha çok meyve, sebze tüketin. Karnabahar, lahana gibi turpgilleri daha sık yemeye çalışın. Gereksiz yere kalsiyum desteği kullanmayın.
Doktorunuza danışmadan testesteron içeren hormonal ilaçları kullanmayın.
Kilo almayın.