Paylaş
Latince’den gelen libido sözcüğü, cinselliği arzulamayı, karşı cinsle birlikte olma isteğini anlatır. Libidonun temel belirleyicileri hormonlardır.
Çevre koşullarının, bedensel ve ruhsal durumun da libido üzerinde etkisi vardır. Zaten hormonların özellikle çevresel faktörlerden, ruhsal gelgitlerden, üzüntü, sevinç, heyecan ve stresten etkilendiği bilinmektedir. Kendinizi iyi, güçlü, yaratıcı, üretken hissettiğiniz dönemlerde libidonuzun yükselmesi, mutsuz zamanlarınızda, yorgun olduğunuzda, gergin dönemlerinizde libidonuzun düşmesi bundandır.
“Yeni yaşam”, baş döndürücü hızı, yoğun stres içeriği ve yüzeysel insan ilişkileri nedeniyle libidoyu yavaşlatıyor.
Sanıldığı gibi libido yavaşlaması/azalması erkeklere özel bir sağlık sorunu değildir. Erkeklerin kadınlara oranla daha sık libido problemi yaşadıkları doğrudur ama libido azalması/yavaşlaması kadınlar arasında da hızla yaygınlaşıyor.
Kadın libidosu erkeğinkine oranla daha karmaşık ve farklıdır. Erkekler cinsel olaylarda daha kolay tahrik olurlar. Libidolarını yükseltmekte fazla zorlanmazlar.
Kadınlar ise güçlü/yüksek/hızlı bir libido için sadece sağlıklı bir vücuda değil, sağlıklı bir zihne, güvenli sosyal ortama, olumlu çevresel etkileşime ve spontane seksüel çağrışımlara ihtiyaç duyarlar.
Evlilik ve arkadaşlık ilişkilerinde ortaya çıkan gelgitler, gerilimler ya da depresyon gibi sağlık sorunları kadınlarda libidoyu daha fazla etkiler.
SORUN NEREDE?
Düzenli cinsel yaşam, iyi bir hayatın ayrılmaz parçasıdır. Bedensel ve ruhsal alanda işler yolunda gidiyorsa, özel bazı durumlar dışında cinsellik bakımından ciddi bir problem yaşanmaz. Sağlık ve huzurunuz yerinde, işiniz gücünüz yolundaysa, cinsellik belirli bir ritim içinde seyreder gider. Zaten cinsellik konusunu konuşmaya başladıysanız, bu bazı sorunlar yaşamaya başladınız anlamına gelir.
Cinsel sağlığı olumsuz etkileyen şeylerin başında gündelik yaşam akışımızda yaptığımız bazı yanlışlar var.
Sigara, alkol, yüksek kalorili besinler, şekerli, unlu, tuzlu yiyecekler, aşırı kilolu olmak, hareketsiz ve tembel bir hayat sürmek cinselliğin en büyük düşmanlarıdır. Yeri gelmişken hemen altını çizelim: Cinselliğe en büyük katkı düzenli fiziksel aktiviteden geçiyor. En güçlü afrodizyak olarak “egzersiz” tavsiye ediliyor.
HASTALIKLARA VE İLAÇLARA DİKKAT!
Cinsel yaşamı olumsuz etkileyen çok sayıda hastalık var. Hastalığın her türlüsü cinselliğe olumsuz etki yapıyor ama özellikle şeker hastalığı, tiroit bezi hastalıkları, hormon hastalıkları (testosteron azlığı, böbrek üstü bezlerinin tembelliği), depresyon ve benzeri ruhsal sorunlar, yönetilemeyen stres, kaygı durumu bozuklukları cinsel hayatın altını üstüne getirebiliyor.
İlaçlar da cinsel hayatı baskılayabiliyor. Özellikle kolesterol düşüren statinler, bazı tansiyon ilaçları -reserpin, metildopa, idrar söktürücüler, betablokerler-, anti alerjik ilaçlar, depresyon ilaçları, uyku ilaçları, ruhsal gevşeticiler, ağrı kesiciler, reflü, gastrit, ülser tedavisinde kullanılan mide ilaçları bu konuda en çok suçlananlar.
DAHA İYİ BİR PERFORMANS İÇİN...
Sigarayı bırakın: Sigara birçok hastalık riskinizi artırmasının yanı sıra cinsel performansınızı da olumsuz etkiler. Sigara içmek, kan damarlarınızı daraltır ve dolaşımı bozar. Kan akımını yavaşlatarak, cinselliğinizi olumsuz yönde etkiler. Daha mutlu bir cinsel yaşam için sigarayı bırakmalısınız.
Fazla alkol cinsel mutluluğun düşmanıdır: Bir kadeh kırmızı şarap rahatlamanızı ve kaslarınızın gevşemesini sağlarken, fazla miktarda tüketilen alkol ters etki yaratır.
Biraz yavaşlayın: Haftada 50 saat çalışmanıza neden olan bir iş yaşamınız varsa, kısacası hayatınızı sürekli bir koşuşturma içinde geçiyorsanız lütfen biraz yavaşlayın! Stres karşısında vücudunuz daha erken yaşlanır, ruhunuz dinlenmeye vakit bulamaz ve elbette ki cinsel yaşamınız da kaybolur. Rahatlama tekniklerinden yararlanmanızı, yoga ve meditasyon yaparak ruhunuzu dinlendirmenizi, kendinize vakit ayırabileceğiniz fırsatları değerlendirmenizi öneririz. Kısa yürüyüşler, kitap okuma, konsere tiyatroya gitme, ılık bir duş en azından günün yorgunluğunu biraz atmanıza yardımcı olabilir.
Uykuya önem verin: Yorgun ve uykusuz olduğunuzda seks yapmayın. Uzun bir günün sonunda kendinizi bitkin ve halsiz hissediyorsanız son enerji kırıntılarınızı böylesine başarısız bir şekilde harcamayın. Kendinize biraz izin verin ve önce biraz uyuyarak vücudunuzu dinlendirin.
Bazen biraz ara verin: Cinsel yaşamınızda çok hızlı olabilirsiniz. Ancak hiçbir şeyin sizi durduramayacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bir süre sonra cinsel isteğinizin azaldığını hissedebilir ve uzunca bir monotonluk dönemi yaşayabilirsiniz. Biraz mola vererek cinsel yaşamınızı kontrol altına almayı düşünün. “Mola alma hakkınızı” cinsel yaşamınızda da kullanabilirsiniz.
YAŞLANMAK YAVAŞLATIYOR
Şu noktayı da aklınızdan çıkarmayın: Cinsel hayat yaş ilerledikçe -hormonal seviyelerdeki düşmeye bağlı olarak- gençlikteki hızını kaybetmeye başlıyor. Yani 20’li, 30’lu yaşlardaki cinsel gücü, 60’lı yaşlarda da sürdürmeye kalkmak veya böyle bir beklentide bulunmak insafsızlık (!) gibi görünüyor.
Cinsel yaşama destek olabilecek doğal ürünlerin başında arginin, ginseng ve gingko biloba özleri geliyor ama bunların da etkileri sınırlı. Ciddi bir fayda beklememek doğru olur.
Ayrıca, bu amaçla satılan ürünlerin bazılarının içinde sildenafil, tadalafil, testosteron gibi reçete ile satılması gereken ciddi maddeler var ve bunlar, bu ürünlere “çaktırmadan!” konuyor. Bu tür ürünlerden kesinlikle uzak durmanızı öneririm.
Paylaş