Paylaş
KANTİNLERDE KOLA VE HAMBURGER YASAKLANIYOR
Çocuk ve gençlerde obezitenin önlenmesi konusunda Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı el ele verip dev bir karara imza attı: Okul kantinlerinde fast food gıdalar, kolalı içecekler, meyve suyu konsantreleri artık satılamayacak. Bu, son yıllarda obezite konusunda atılmış en büyük adım. Özellikle çocuk obezitesinin yaygınlaşmasında okul kantinleri en ciddi tetikleyici haline geldi. Bu kararı, okullarda verilen öğle yemeklerinin ve ara öğünlerin kontrol altına alınması da takip etmeli. Sadece bu iki önlemin bile çocuk obezitesiyle mücadelede ciddi mesafeler aldıracağı kesin.
AKDENİZ DİYETİNİN YENİ BİR BAŞARISI
Yeni bir çalışma Akdeniz diyetinin yalnızca sağlıklı yaşamaya değil ömrü uzatmaya da ciddi katkılar sağladığını gösterdi. Yaklaşık 12 ülkede yapılan ve 1.5 milyon kişinin beslenme alışkanlıklarını inceleyen bu çalışma Akdeniz diyetinin genel ölüm riskini yüzde 9, kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini yüzde 9, Parkinson ve Alzheimer’e yakalanma riskini yüzde 13, kansere yakalanma riskini yüzde 6 azalttığını gösterdi.
Akdeniz usulü beslenme şunları içeriyor: Bol miktarda sebze ve meyve, az yağda yapılmış, zeytinyağlı ve ızgara yemekler, bol balık, beyaz ekmek yerine kepekli veya tam tahıllı ekmekler, yağ tercihlerinde zeytinyağına ağırlık vermek, et yemeklerini tencerede haşlayarak ya da fırında pişirerek veya ızgara olarak tüketmek... Alkol yerine ayran, su ve soda (mineralli-gazlı su) tercih etmek... Akdeniz usulü beslenme akşam yemeklerini erken yemeyi, sofrada mümkün olduğu kadar uzun süre kalmayı (slow food), iyi çiğnemeyi ve yavaş yemeyi de içine alıyor.
HİPERTANSİYON TEHDİDİ BÜYÜYOR
Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Sindel’in açıklamasına göre hipertansiyon da tıpkı obezite ve diyabet gibi bir salgın sağlık sorunu haline gelme eğiliminde. Doktor Sindel’e göre Türkiye’de her üç yetişkinden biri hipertansiyonlu. Daha da önemlisi hipertansiyonu olanların yarısından fazlası yüksek tansiyonlu olduğunun farkında bile değil. Bir önemli nokta da şu: Hipertansiyon hastası 10 kişiden yedisi tedavi bile olmuyor. Hipertansiyon sinsi bir hastalık, çoğu zaman belirti vermiyor. Bazı hipertansiyonlu kişilerde baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, çarpıntı, dengesizlik, burun kanaması gibi işaretler olabiliyor ama bunlar seyrek görülüyor ve tipik belirtiler sayılmıyor. Uzmanlar hipertansiyon sıklığındaki bu artışın iki temel nedeni olduğu düşüncesinde: Kilo sorunun yaygınlaşması ve tuz tüketiminin artması.
ŞEKER ZARARLI AMA ŞEKERLEME ÇOK YARARLI
Özellikle yaşı 50’yi geçenlerde gündüz saatlerindeki kısa süreli uykunun beyne ciddi bir kendini toparlama ve dinlenme fırsatı sağladığı belirtiliyor. Halk arasında şekerleme olarak bilinen bu kısa uykuların beyin fonksiyonlarını özellikle bellek ve konsantrasyon gücünü desteklediği biliniyor. Şekerleme alışkanlığı olanların daha uzun yaşadıklarını gösteren bulgular da var. Şekerleme stresle mücadelede de etkili bir faktör. Dikkat edilmesi gereken tek nokta şu: Eğer şekerlemeyi uzatacak olursanız gece uykularınız düzensiz hale gelebiliyor. Kısacası şeker zararlı ama, şekerleme yapmak faydalı bir alışkanlık...
MEYVE SUYU: NE KADARI FAYDALI
Meyve suları özellikle taze sıkılmış bir bardak meyve suyu, içerdiği vitaminler, mineraller ve antioksidan yapısındaki doğal maddeler nedeniyle sağlığın dostu. Ama ne var ki çok fazla şeker ihtiva eden meyve suları başta kilo problemi olmak üzere bazı sağlık sorunlarına davetiye çıkarabiliyor. Bir bardak portakal suyu, nar, ya da havuç suyu içtiğinizde vücudunuza yaklaşık 200 kalori giriyor. Bu kalorinin neredeyse tamamı meyve şekeri fruktozdan geliyor. Özellikle kilo eğilimi olanlarda, insülin direnci ve diyabeti bulunanlarda fazla miktarda fruktoz kazanımı obeziteyi tetikliyor.
KİLO DEPRESYON İLİŞKİSİ ÖNEMLİ
Kiloyla depresyon arasındaki ilişki yeni yapılan çalışmalarda daha da netleşti. Uzmanlar kilo-depresyon ilişkisinin altını çiziyor: Kilo depresyona, depresyon kiloya davetiye çıkarır. Gerçekten de depresyon duygusal yeme krizlerine yol açtığı için önemli bir kilo tetikleyicisi. Ayrıca aktiviteyi azalttığı ve toplam kalori tüketimini artırdığı için de ciddi bir risk. Diğer taraftan da depresyon ilaçlarının kilo almayı kolaylaştırdığı biliniyor. Ayrıca fazla kilolu ya da obez olmanın depresyonu tetiklediği de kesin ve iki riskin birlikte çalışmasını önlemenin en kolay ve en etkili yolununsa düzenli egzersiz olduğu belirtiliyor.
TATLININ SÜTLÜSÜ MÜ UNLUSU MU MAKBUL
Belki sizi üzecek ama bu soru aslında ‘40 satır mı, 40 katır mı’ sorusundan farklı değil. Ama ben sütlü tatlıların unlu tatlılardan daha az riskli olduklarını düşünüyorum. Beslenme uzmanlarının fikri de bu yönde olmalı ki onlar da özellikle yaz aylarında tatlı ihtiyacını gidermek isteyenlere baklava, kadayıf veya kurabiye yerine sütlü tatlıları öneriyorlar. Mesela dondurma, sütlü tatlı için iyi bir tercih. Özellikle ev yapımı olduğu, hijyenik usullerle üretildiği, doğal sütten yapıldığı, şantisi az, margarin eklenmemiş, şeker oranı düşük kaldığında bir top dondurma iyi bir tatlı seçeneği olabilir.
MUAYENEHANE YÖNETMELİĞİ ASKIYA ALINDI
Sağlık Bakanlığı’nın özel muayenehanelere pek sıcak bakmadığı biliniyor. Belki de sadece bu nedenle özel muayenehanelerin standartlarını belirleyen yeni yönetmelik muayenehane hekimleri tarafından, muayenehaneleri kapatmaya yönelik bir atak olarak yorumlandı. Tabip odaları ve hekimlerden ciddi tepkiler aldı. Özellikle muayene kapıların genişliğini ve asansör genişliğini belirleyen detaylı tarifler hekimler tarafından yadırgandı. Danıştay 10’uncu dairesi söz konusu yönetmeliğin bazı maddeleri için yürütmeyi durdurma kararı aldı. Sağlık alanında mükemmel başarılara imza atan hatta devrim sayılabilecek değişimleri planlayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın doktorların bu itirazlarını dikkate alacağı kanaatindeyim. Ama ‘hem hastane hem muayenehane’ formülünün işlemediğine ve gözden geçirilmesi gerektiğine inandığımı da not düşeyim.
Paylaş