Paylaş
Gut hastalığı ve hiperürisemi sorunu ile eskiye oranla daha sık karşılaşıyoruz. Göbeği büyük, karaciğer yağlı, bel çevresi geniş kişilerin çoğunda ürik asit artışı ve gut hastalığına yönelik bir eğilim var.
Ürik asit artışı ve gut atakları damarları da tehdit ediyor ama en çok da eklemlerde sorun yaratıyor. Eklemlerde biriken ürik asit kristalleri atakların nedeni olarak gösteriliyor.
Ağrılı ataklar genelde aniden/birdenbire (herhangi bir ön belirti vermeden), çoğu zaman da ağır/zengin bir yemekten, fazlaca alkol alımından sonraki gecenin tam da orta yerinde ortaya çıkıyor.
Yeni geçirilen bir cerrahi işlem, ateşli bir hastalık, ruhsal bir travma -duygusal iniş çıkışlar- atakları tetikleyebiliyor.
Genelde her atakta sadece bir eklem tutuluyor, aynı anda ikinci bir eklemin hastalığa yakalanması ise nadir bir durum olarak gösteriliyor.
Gut ataklarına en çok yakalanan eklem ayak birinci parmak kök eklemi oluyor.
Diz, el ve ayak bilekleri de sık tutulabilen, gut ataklarından etkilenebilen yerler. Daha önce de belirttiğim gibi ağrının çoğu zaman geceleri ortaya çıkması, ağrıya aynı eklemde gözle görünür bir kırmızılığın, şişliğin ve elle hissedilebilir bir sıcaklığın da eşlik etmesi değişmez bir durum.
Hiperürisemi genelde başka bir şikayet de yapmıyor ama bazı kişilerde ayak parmaklarındaki -ya da diz, el-ayak bileklerindeki- şişlik ve kızarıklığın eşlik ettiği ağrılara ateş, halsizlik ve titreme gibi sistemik bulgular eklenebiliyor.
Çoğu zaman tecrübeli bir hekim teşhisi yukarıdaki bulgulara bakarak neredeyse yüzde yüze yaklaşan bir isabetle koyabiliyor.
Testlerde hastaların en az dörtte üçünde serum ürik asit değerleri yüzde 7 mg.ın üzerinde bulunuyor, CRP ve sedimantasyon değerlerinin artması da sık görülen bir durum.
Karmaşık durumlarda eklemden alınan sıvı da üre alt kristallerinin görülmesi gut tanısını kesinleştiriyor.
NE YAPMALI?
Gut hastalığı ve atakları yeme içme alışkanlıklarıyla birebir ilişkili süreçler. Bu nedenle ürik asit yüksekliğini kontrol etmede sadece ilaçlar etkili olmuyor. Hayat tarzında da bazı değişiklikler yapmak gerekiyor. Örneğin aşırı şeker, tatlı meyve, meyve suyu tüketimini kontrol altına almak gerekiyor. Kırmızı et, sakatatlar, mayalı yiyecekler, kabuklu deniz ürünleri sınırlanıyor, alkol ve kuruyemişler olabildiğince azaltılıyor.
Şişman hastalara kilo vermeleri öneriliyor, şeker yüksekliği varsa kan şekeri ayarı konusunda daha çok dikkat gösteriliyor. Tedavide en çok kullanılan ilaç ise korşisin! Korşisin daha ilk 24 saatte çok ani bir düzeltme sağlıyor. Gerektiğinde ağrı kesici ve ödem giderici ilaçlardan da faydalanılıyor.
BANA GÖRE
Önce kabul edin
Kabul edemediğiniz bir şeyi değiştiremezsiniz. Bu kural kilo sorununu çözerken özellikle önemlidir. Önemlidir çünkü fazla kilolardan kurtulmanın yolu öncelikle fazla kilolu olduğunuz gerçeğini kabul etmenizle ilgilidir.
Kilo kontrolünüzü nasıl, nerede, kiminle, ne şekilde yapacağınız gibi soruların yanıtı ise bundan sonra gelir. Önce fazla kilolu ya da şişman biri olduğunuza karar vermeli, sonra da bu kilolardan kurtulmanız gerektiği konusunda geri dönülmez bir şekilde kararlı olduğunuzdan emin olmalısınız.
Fazla kiloluluk bir sağlık sorunu, şişmanlık bir hastalıktır ama her ikisinin de tedavisi vardır. Yeter ki siz sorunun varlığı ve çözüm için tam destek vereceğiniz konusunda kararlı olun.
BİR NOT
Kan görünce bayılanlar var
Hepimizin bazı korkuları var. Bunların kimisi anlamlı, kimisi anlamsız. Bu korkuların tıp dilinde de bir adı var: Sosyal fobiler. Sosyal fobisi olan insanlardan kimi kapalı alanlarda kalmaktan kimi yükseklere çıkmaktan korkuyor. Sosyal fobililerden bazıları da kan görmekten korkuyor ve halk arasında “kan tutma” olarak bilinen bu korkuya da çok sık rastlanıyor. Bu korkuyu yaşayanlar herhangi bir nedenle kan vermek, serum taktırmak, iğne yaptırmak zorunda kaldıklarında fazlaca heyecanlanıp bunalıyor, kalp atışları hızlanıyor, bulantı, terleme, bayılacak gibi olma -hatta bayılma- durumu ile karşılaşabiliyor.
İşin daha ileri aşamaları da var. Daha “kan” sözcüğünü duyar duymaz bayılan, ambulans sireni çalmaya başladığında rengi solup taşikardi krizi tutanlar da oluyor. Bu tür sorunu olanların bir psikiyatri uzmanıyla görüşmesi ve muhtemelen davranışta tedavi seanslarından geçmesi lazım.
Paylaş