Paylaş
Şaka bir yana durumumuz hiç de iç açıcı değil. Vaka sayıları iyice arttı, artmaya da devam edecek gibi görünüyor. Kısacası “pandemi kâbusu” olanca ağırlığıyla üzerimize çöktü. Daha bir ay önce önümüze konulan “hafta sonu izni tepsisi” de doğal olarak devreden çıktı. Bu cumartesi pazar hepimiz evdeyiz. Önümüzde yine bir belirsizlik, yine bir endişe ve kaygı dönemi var. İşte bu nedenle, gelin bu hafta sonunu pandemi konusunun dışında başka konulara ayıralım. Mesela zerdeçal, mesela tarçın, mesela erkeklerin tekrarlamaktan bıkıp usanmadıkları hatalardan bahsedelim. Bunun için de yine bu köşede daha önce yayımlanmış bazı notlardan istifade edelim. Buyurun...
ÖNEMLİ
HANGİ TAKVİYE
TAKVİYE kullanmak korona günlerinin getirdiği alışkanlıktan biri olma yolunda. Tıpkı “Getir”, “Trendyol”, “Hepsiburada”, “Yemeksepeti” gibi her sabaha bir takviye yutarak başlamak vazgeçilmez alışkanlıklarımızdan biri olma yolunda. Ne var ki yuttuklarımızın çoğu “şifa” değil “çöp”! Çoğu hiçbir işe yaramıyor. Bu nedenle takviyeler konusunda da az çok bilgilenmek gerekiyor. İşte size kısa bir takviye kılavuzu...
* KOENZİM: Ubiquinon değil, ubiquinol.
* ALFA LİPOİK ASİD: L değil R formu.
* B12 VİTAMİNİ: Siyanokobalamin değil, metilkobalamin
* FOLİK ASİD: Folat değil metil folat.
* SELENYUM: Selenometiyonin formu.
* MAGNEZYUM: Oksit değil, sitrat, taurat veya glisinat tuzu.
* KALSİYUM: Karbonat değil, sitrat veya glisinat tuzu
* KOLAJEN: Kemik tozu veya suyu değil, jelatin ya da kolajen peptit.
* ÇİNKO: Zink oksit değil, çinko asetat, pikolinat veya glukonat tuzu.
* OMEGA-3: Balık yağı değil, saf EPA ve DHA kombinasyonu.
HALSİZ VE YORGUNSANIZ…
HALSİZLİK ve yorgunluk günün en yaygın sağlık sorunu. Esas nedeni de belirsizlik ve endişenin getirdiği kaygı durumu. Ama bilelim ki halsizlik ve yorgunluğa yol açabilen daha pek çok şey var. Mesela mı?
VARAN 1- ANEMİNİZ VAR MI?: Demir, B12 veya folik asidiniz azalmış olabilir mi?
VARAN 2- VİTAMİN DURUMUNUZ: D vitamini rezervleriniz ne durumda?
VARAN 3- HİPOGLİSEMİNİZ OLABİLİR Mİ?: Kan şekeriniz düşmüş, sizi bir “kronik hipoglisemik” yapmış mı?
VARAN 4- TANSİYONUNUZ DÜŞÜK MÜ? İnatçı bir tansiyon düşüklüğünüz var mı?
VARAN 5- UYKU DURUMUNUZ: Uyku sorununuz mevcut mu?
VARAN 6- RUHSAL HALİNİZ: Motivasyonunuz azalmış, depresif bir ruhsal moda girmiş misiniz?
VARAN 7- KRONİK HASTALIKLAR: Kronik ve ilerleyici bir organ yetmezliğine (karaciğer, böbrek, kalp...) yakalanma ihtimaliniz söz konusu mu?
VARAN 8- ENFEKSİYONLAR: Kronik bir enfeksiyonla (tüberküloz, malta humması, diş kökü iltihabı...) baş başa mısınız?
VARAN 9- BAĞIŞIKLIK HASTALIKLARI: Otoimmün bir hastalığınız (Haşimoto hastalığı, çölyak hastalığı, sedef, vitiligo, hepatit, üveit, artirit) var mı?
VARAN 10- MİTOKONDRİ BOZUKLUKLARI: Mitokondrileriniz hastalanıp yorgun düşmüş olabilir mi? (Mitokondriyel disfonksiyon!)
İYİ BİLGİ
HANGİ ZERDEÇAL
EĞER baharat mucizesi zerdeçalın sağlık marifetlerinden daha fazla yararlanmayı düşünüyorsanız, saf ve doğal zerdeçalı, hazır zerdeçal tabletlerine tercih edin. Zira araştırmalar taze veya toz zerdeçalın, zerdeçal haplarından daha etkili olduğunu gösteriyor. Makul doz taze zerdeçal kökü için, yarım santimlik bir parça yetiyor. Bunun eş değeri ise dörtte bir çay kaşığı toz zerdeçal. Zerdeçaldan faydalanırken dikkat etmeniz gereken önemli başka ayrıntılar da var: Pişmiş zerdeçal pişmemişten, sıcak zerdeçal soğuk zerdeçaldan, dörtte bir çay kaşığı kadar karabiber eklenmiş zerdeçal eklenmemiş olanından çok daha etkili. Aslında her defasında zerdeçalı çiğ ya da pişmiş halde yemek de doğru değil, değişim yapmak daha doğru. Zira, pişmiş zerdeçalın DNA koruma (yani kanseri önleme gücü) daha fazla iken çiğ zerdeçalın iltihap önleme (eklem ve beyin desteği) gücü daha fazla. Bir küçük not daha: Zerdeçalın taze olanının tadı daha makul, daha hafif. Kuru zerdeçalın tadından hoşlanmayanlara tadı daha güç hissedilen taze zerdeçal parçası tavsiye ediliyor. Tazenin en önemli riski boyaması. Eliniz ya da temas ettiğiniz yüzeyde leke bırakması.
AKLINIZDA OLSUN
TARÇINA YER AÇIN!
TARÇIN son yılların flaş baharatlarından biri. Neredeyse her gün tarçının faydalı olduğunu gösteren yeni bir araştırma yayınlanıyor. Özellikle “çağın vebası” kabul edilen “insülin direnci” ile mücadelede mükemmel bir doğal destek olduğu ise herkes tarafından kabul ediliyor. Gıdalara tarçın eklemek, tarçın çayı içmek, kaliteli, usulüne uygun üretilmiş tarçın hapları yutmak insülin direncinde, dolayısıyla kilo sorununda ve hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği gibi sorunlardan korunmada işe yarayabilecek bir beslenme modeli ve besin desteği olarak görülüyor. Tarçından daha çok faydalanabilmek için taze olmasına, yiyeceklerinize ilave ediyorsanız taze çekilmiş “toz tarçın” olarak tüketilmesine dikkat edin. Çay olarak faydalanmayı düşündüğünüz zaman kaliteli tarçın kabuklarını kırıp çok küçük parçalara ayırın ve üzerine sıcak su ekleyin. Tarçını bal, zeytinyağı ve zerdeçalla birlikte tüketebileceğiniz farklı karışımlar, farklı soslar oluşturmanızı tavsiye ederim. Bu sosları salatalarınıza, yoğurda ekleyip yiyebilirsiniz. Özellikle “zerdeçal+tarçın” ikilisinin mükemmel bir “yangı giderici” yani “antienflamatuar” olduğunu unutmayınız.
KESİP SAKLAYIN
STRESİN 15 RENGİ
“STRES belirtileri” olarak tanımladığımız şu işaretlerin neler olduğunu bilirseniz, ne zaman aşırı stres yükü altına girdiğinizi daha çabuk fark edersiniz. Bir başka deyişle aşağıdaki işaretlerin stresle ilişkili olduğunu bilirseniz, stres sarmalına girdiğinizi erkenden anlarsınız...
* Sırt ağrısı
* Baş ağrısı
* Kulak çınlaması
* Baş dönmesi
* Çarpıntı
* Avuç içlerinde terleme
* Boyun ve yüzde sıcak basmaları
* Terlemeler, kas spazmları
* Mide ağrısı, hazımsızlık
* İştahsızlık, gaz, şişkinlik
* Uyku sorunları, yorgunluk
* Cinsel performansta bozulma
* El titremeleri, ağız kanamaları
* Saç dökülmeleri
* Kaşıntılar, cilt döküntüleri.
Paylaş