Çoğumuz için kahvesiz-çaysız bir hayata katlanmak imkansız gibidir.
Çay, kahve ve çikolatalı pastalar, kolalı içecekler, günlük hayatımızın bir parçasıdır. Kafein sadece kahve ve çayda bulunmaz. Ağrılarınızı gidermek için kullandığınız ilaçlar, kolalı içecekler ve enerji ürünlerinde de kafein var.
KAFEİNİN özellikle dolaşım ve sinir sistemini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Gereğinden fazla kafein tüketimi, uyku sorunlarını tetikleyebilir. Sinirlilik, çarpıntı, kan basıncı yükselmelerine yol açabilir. Kalp atımında düzensizlikler yapabilir. Kafeinin fazlası yorgunluk bile yapabilir.
NE KADARI ZARARLI
Kahve-çay tüketiminin bir üst sınırı var mıdır? Kafein hangi miktarlardan sonra zararlı olmaya başlar? Bu soruları yanıtlamak kolay değildir, ama bir günde kilo başına 3-5 miligram (mg), toplam olarak 200-225 mg’dan fazla kafein tüketimi önerilmemektedir. Sabah keyfini kahve olmadan yaşayamayanların, güne bir fincan kahve ile başlamaktan hoşlananların, yemek sonrasında az şekerli bir Türk kahvesini keyifle yudumlayanların veya günde 1-2 bardak çay tüketenlerin kafeinin sağlık zararlarından korkmasına gerek yoktur. Bir fincan Türk kahvesi, yaklaşık 60 mg, filtre kahve 150-200 mg, espresso 100 mg kafein ihtiva eder. Bir bardak çayda ortalama 50 mg kafein bulunur. Yeşil çayın kafein miktarı biraz daha azdır, ama arada ciddi bir fark yoktur. Kolalı içeceklerin 330 ml’sinde 45-50 mg, enerji içeceklerinde 150-250 mg kafein vardır. Eğer yiyecek ve içeceklerin kafein miktarlarını bilir, tüketimlerinde aşırılık yapmazsanız, yorgunluğunuzu gidermek, dikkatinizi keskinleştirmek ya da dostlarınızla keyifli bir sohbet için çaydan kahveden tamamen vazgeçmeniz gerekmiyor.
SEVİNDİRİCİ HABER
Son günlerde kahve-çay tiryakilerini sevindirecek gelişmeler var! Kafeinin bazı sağlık sorunlarına iyi bile gelebileceğini gösteren çalışmaların sonuçları, art arda yayımlandı. Bu araştırmaların arkasında kahve üreticilerinin olup olmadığını bilmiyoruz(!) ama araştırma sonuçları gerçekten şaşırtıcı. Araştırmaların yapıldığı merkezler ve yayımlandığı dergiler saygın, güvenli. Amerikan Tıp Dergisi JAMA’da yayımlanan bir çalışma, düzenli kahve tüketiminin erişkin tipi şeker hastalığına yakalanma olasılığını azaltabileceğini gösterdi. Araştırmacılar bu bulguların başka araştırmalarla desteklenmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Norveç’te yapılan bir başka çalışmada günde 3 fincan kadar kahve içen kadınlarda kalp-damar hastalığı riskinin azaldığı belirlendi. Kahvenin bu yararlı etkisi, miktarı artınca tersine dönmekte, risk daha da yükselmektedir. Kahvenin şeker hastalığı ve kalp-damar hastalığı riskini azaltıcı etkisinin nedeni bilinmemektedir. Kahvede bulunan antioksidan flavonollerin bu yararı oluşturabileceği ileri sürülüyor.
Yeni bir çalışmada kahve içenlerde alkole bağlı siroz ve karaciğer kanseri olasılığının azaldığı da belirlendi. Bu çalışma Amerikan saygın tıp dergilerinden Archives of Internal Medicine’da yayımlandı.
FAZLA KAFEİNE DİKKAT
Araştırma sonuçlarına bakarak kahvenin yararlı olabileceğini söylemek için henüz erkendir. Bunun nedeni kahvenin sağlık zararlarını gösteren eski ve yeni çalışmalardır. Son çalışmalardan biri Zürih Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü’nde yapılmıştır. Kardiyolog Dr. Mehdi Namdar ve arkadaşlarının yaptığı bu çalışma Journal of American College of Cardiology’de yayımlandı. Çalışma sonuçları fazla miktarda kafeinin kalp kası fonksiyonlarını bozabileceğini gösterdi. Yine JAMA dergisinde yayımlanan bir başka çalışmada Harvard’lı bilim adamı Rob Van Dam fazla kahve-kafein tüketiminin kan basıncını arttırarak ve homosistein seviyesini yükselterek kalp krizi riskini çoğalttığını belirledi.
PEKİ NE YAPMALI
Araştırma sonuçları arasındaki bu çelişki sizi şaşırtmasın. Tıbbi araştırmaların çoğunda birbiriyle çelişkili sonuçlara rastlamak mümkün olabiliyor. Bunun birçok nedeni var: Araştırmaların yapıldığı toplumların farklılığı, araştırma gruplarının sayısal değişkenliği, araştırmalarda farklı yöntem ve maddelerin seçilmesi... Bu duruma özellikle beslenme-sağlık ilişkisi alanında yapılan çalışmalarda rastlıyoruz. Böyle hallerde yeni bulguların daha büyük ve daha farklı merkezlerde yapılan araştırmalarla desteklenmesini beklemek gerekiyor. Bu bilgileri teyit eden yeni çalışmaları görmeden, bilim çevresinde ortak kanaat oluşana kadar sabretmeden hareket etmek hatalı olabiliyor. Kahveyi de kafeini de şimdilik ne dost ne de düşman gibi görmeyin. Ilımlı bir yol izleyin. Günde 150-200 mg’dan fazla kafein tüketmemeye özen gösterin. İçeceğiniz çayın, kahvenin miktarını buna göre belirleyin.
HANGİ İÇECEKTE NE KADAR KAFEİN VAR
Bir fincan Türk kahvesi 60 mg
Filtre kahve
150-200 mg
Espresso 100 mg
Bir bardak çay 50 mg
Kolalı içecek (330 ml) 45-50 mg
Enerji içeceği (330 ML)..150-250 mg
Aşırı nem kalbinizi tehdit ediyor
Tıp dergisi Heart’ta yayımlanan bir çalışma aşırı nemin özellikle yaşlılarda kalp krizi riskini yükseltebileceğini gösterdi. Atina’da yaşayanlarda yapılan bu çalışmada ısı ve nemin arttığı dönemlerde kalp krizi geçirenlerin çoğaldığı belirlendi. Sıcaklığın ve nemin dayanılmaz boyutlara ulaştığı bugünlerde herkesin özellikle çocuklar ve yaşlıların iyi korunması gerekiyor. Çocuk ve yaşlıların yeteri kadar su içip içmediklerinin iyi izlenmesi şart!
Dişlerinizi fırçalarken kalbinizi de parlatırsınız
Düzenli diş bakımı ve dişleri fırçalama alışkanlığı diş etleri ve kökünde biriken enfeksiyonları önlemektedir. Araştırmalar diş kökü ve çevresi enfeksiyonları bulunanlarda koroner kalp hastalığı riskinin arttığını gösteriyor. Diş eti enfeksiyonları ile koroner kalp hastalıkları arasında belirgin bir ilişki var. Diş etlerinde yerleşen mikropların oluşturduğu yangısal süreçler kanda Hs-CRP isimli proteini arttırmaktadır. Yüksek Hs-Crp seviyelerinin kalp krizi riskinde artmayla birlikte olduğu bilinmektedir. Düzenli diş bakımı yaptırmak, dişleri düzenli olarak fırçalamak koroner kalp hastalığına karşı alınmış etkili bir yöntem gibi düşünülmelidir.