Paylaş
Siz ne yaparsanız yapın, yaşınız ilerledikçe kemiklerinizdeki protein örgüsü seyrelecek, kemikleriniz koflaşmaya, yani daha kırılgan hale gelmeye başlayacaktır.
Bu durumu yaşlı bir ağacın dışarıdan sağlam, dimdik ama içeriden koflaşarak gücünü kaybetmesi ve daha ilk fırtınada önce dallarının, sonra da gövdesini çatlatıp kırmasına benzetebilirsiniz. Yaşlanan kemikler, kalsiyum ağırlıklı mineral maddesi azaldıkça, tıpkı yaşlı ağaçlar gibi daha kolay kırılır hale geliyor.
Bu durumdan kafatası hariç bütün kemikler etkilense de en çok omurlar, kalça ve bilek kemikleri etkileniyor.
SEBEBİ NE?
Osteoporozun pek çok nedeni var. Hatta genetik eğilim bile söz konusu olabiliyor. Osteoporoz ile ilgili hangi yayını açsanız, “Sarışın, mavi gözlü, narin yapılı, minyon kadınlarda” bu olasılığın özellikle 50’li yaşlardan sonra arttığını okuyorsunuz.
Ama aslında menopoz dönemine giren her kadında bu olasılık birdenbire artıveriyor. Bunun nedeni de östrojenlerin menopozla birlikte aniden azalıp kaybolması.
Osteoporoz erkeklerde de görülüyor ama kadınlardaki kadar sık değil. Nedeni, erkeklerde andropozun hafif ve yavaş seyirli bir süreç olması, hormon kaybının daha yavaş, daha sessiz ve derinden ama daha sakin oluşması. Erkeklerin kadınlara oranla daha güçlü bir kemik yapısına sahip olmaları da tabii ki önemli bir avantaj.
Osteoporoz sorunuyla mücadele etmenin pek çok yolu var ama bunların akılda kalması için 10 ana başlığa bölmek akıllıca diye düşündüm.
Eğer bu 10 maddeyi üç aşağı beş yukarı dikkate alabilirseniz, osteoporoz sorunuyla daha az boğuşacağınızı söyleyebilirim.
Bu önerileri ne kadar erken yaşta harekete geçirirseniz o kadar iyi sonuç alırsınız.
BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ
1-Kalsiyum kazanımızı artırın. Her gün iki su bardağı yağı azaltılmış süt veya yoğurt ve iki kibrit kutusu iriliğinde yağsız peynir tüketmeye dikkat edin. Bir dilim peynir eksik yiyecekseniz, karşılığında bir bardak süt ya da yoğurt ekleyin.
2-Kalsiyumdan zengin kuruyemişleri, özellikle bademi daha sık tüketmeye dikkat edin. Fındık ve cevizde de kalsiyum var ama badem tam bir kalsiyum deposu. 30-40 gram badem ara öğün olarak tüketildiğinde 150 kalori civarında enerji sağlar ama ciddi bir kalsiyum desteğini de bedeninize kazandırır.
3-Yeşil sebze tüketiminizi artırın. Özellikle kalın yapraklı yeşil sebzeleri, marulu, semizotunu, yeşil biberi, ıspanağı, dereotunu sofranızdan eksik etmeyin.
4-Protein tüketimini abartmayın. Yani süt, peynir, yoğurt ayran yiyin için ama fazla miktarda tavuk, et, balık yüklenmeyin. Yüksek proteinli diyetler kalsiyum kaybını artırıyor.
5-Tuzu azaltın. Fazla tuzlu beslenmek, tıpkı fazla proteinli beslenmek gibi bir etki gösteriyor. Fazla tuz, fazla protein gibi etkiliyor, idrarla kalsiyum kaybını artırıyor.
6-Posa iyi bir şey ama aşırısı kalsiyum emilimini engelleyebiliyor. Bu nedenle posa tüketimini optimumda tutmanızda, 20 gramın altına düşmeyip 35 gramı geçmemenizde fayda var.
7-Sigaradan uzak durun. Kahveyi, çayı azaltın. Kafeinden zengin kolalı içecekleri mutfağınıza sokmayın.
8-Sık sık diyet yapmayın. Sık kilo alıp vermeyin. Açlık kürlerinden vazgeçin. Aşırı zayıf olmaya çalışmayın.
9-D vitamini seviyenizi dikkatle izleyin. Mümkünse yılda bir kez ölçtürün. Özellikle 20’nin altındaysa mutlaka D vitamini desteği alın ve mümkünse daha sık güneşlenin.
10-Sadece yürümekle yetinmeyin. Mümkünse hafif ve ölçülü ağırlık egzersizlerinden de faydalanmayı ihmal etmeyin.
Paylaş